Üç gündür traduction Portugais
373 traduction parallèle
Ailemi üç gündür görmedim.
Há três dias que não vejo a minha família.
Ama üç gündür içerideler.
Já estão lá dentro há três dias.
Tam üç gündür yanıyor.
Está a funcionar há três dias.
O kanat ucu üç gündür kaburgama batıyor.
Há três dias que me anda a irritar.
Biz onu üç gündür neredeyse hiç görmedik.
Ele não aparece já faz três dias.
Binbaşı üç gündür hiç uyumadı.
O major já não dorme há três dias.
Açtım, üç gündür yemek yemedim.
Bom, tinha fome, não comia há três dias.
Bay Starbuck, üç gündür Moby Dick'in peşindeyiz.
Sr. Starbuck, estamos 3 dias atrás da Moby Dick.
Çöp kutusu üç gündür boşaltılmamış.
Esse lixo está aqui há três dias!
Yağmur üç gündür dinmek bilmedi!
Está assim há três dias.
Rahibem, üç gündür klinikteyim...
- Madre, nos três dias que estive deitada na enfermaria...
Adamlarının üç gündür yemediği yiyecekler için endişeleniyor.
Mas sim pela comida que os seus homens não comeram nos últimos dias.
Bay Arnold üç gündür taksiye biniyormuş.
Ela disse que o Sr. Arnold está pegando táxi há três dias.
Seni korkutmak istemedim, ama üç gündür bizi izliyordu... ve dün motelin önüne park etmişti.
- A sério? - Eu não queria assustar-te... mas estava a seguir-nos há 3 dias. E ontem estacionou no hotel.
Onların bazıları yaklaşık üç gündür teknelerde.
Sabe que alguns deles estão nos navios há quase 3 dias.
"Daha sonra, üç gündür kayıp olduğu bildirilen bölüğüne öncülük ederek,.. ... düşman hattının gerisine güvenli bir şekilde geçmelerini sağlamıştır."
"Conduziu a sua patrulha, que por três dias se dera como perdida em combate, através das linhas inimigas, de volta e a salvo."
Efendim, tüm saygılarıyla birlikte ifade etmek istiyorlar ki... üç gündür bekliyorlar. Bırak beklesinler.
Respeitosamente, disseram que esperam há três dias.
Senin yüzünden üç gündür kafayı çekiyorum, daha yeni kendime geliyorum.
Passei 3 dias a beber por causa de ti e só agora estou a ficar sóbrio.
Delphine'i üç gündür görmedim.
Já reparaste que não vejo a Delphine há três dias?
Ajanların mekanı üç gündür bildirilmedi.
Localização dos agentes desconhecida há três dias.
Son üç gündür neredeydin?
Onde esteve nos últimos três dias?
Tam üç gündür bana köpek gibi havlıyor.
Anda a encher-me os ouvidos há três dias.
Bizi iki üç gündür takip ediyordun.
Segues-nos há dois ou três dias.
Yatıp seninle öleyim mi? Tanrı aşkına! Son üç gündür sadece yatıyorsun.
Queres que eu me deite aqui e morra contigo?
Cephanelik üç gündür korumasız halde.
Há três dias que o alvo näo tem cobertura.
- İyi de, zaten özgürdüm, ilk önce bana neden popomun üç gündür burada buz kestiğinin açıklamasını yapacak bir kimse var mı?
Para começar, eu estava livre. Alguém pode me dizer por que fiquei aqui por três dias?
Son üç gündür kimseyi yakalayamadılar.
Já faz três dias que não capturamos um.
Kano-ev üç gündür yolda.
A "casa-canoa" viajou por três dias.
Beyaz adamın teknesinde üç gündür zincirliyiz.
Estamos acorrentados nesta canoa dos brancos há muitos dias.
Sadece üç gündür buradayız ve...
E só estamos cá em baixo na superfície há três...
- Seni üç gündür görmüyorum.
- Não te vejo há três dias.
Biliyorum, birbirimizi yalnızca dört hafta, üç gündür tanıyoruz ama... bana sanki dokuz hafta, beş günmüş gibi geldi.
Eu sei que nos conhecemos somente há quatro semanas e três dias... mas para mim, parecem nove semanas e cinco dias.
Bu gezegende sadece üç gündür görevliyim ve şimdiden nüfusu ikiye katladım.
Só estou neste planeta apenas pôr três dias e já dobrei a população.
Arapaho çetesi üç gündür peşimdeydi.
Andava um grupo de Arapahos a perseguir-me há três dias.
New Bern'ün silahlarının gelişi izliyorum ve üç gündür buraya yığınak yapıyorlar.
Eu tenho vindo a observar que New Bern anda a transportar armas e provisões para aqui, de há três dias para cá.
Oğlunuz Peter'ın üç gündür okulda mı olduğunu sanıyorsunuz?
Você acha que o Peter tem ido para a escola?
Sen üç gündür bunu mu seyrediyorsun?
O quê? Estás a vê-lo há três dias?
O meret üç gündür orada duruyor.
Aquela coisa está ali há três dias.
Son üç gündür sanki öyle bir aynaya bakıyormuşum gibi geliyor.
Sinto que estive a olhar para um espelho assim nos últimos três dias.
Daha üç gündür buradayım ve elime bir mahkeme celbi geçiyor.
Daqui a 3 dias o júri convoca-me.
East LA'de bir garajın önündeyim. LA Polis Teşkilatı'nın üç gündür baskın düzenlediği çalıntı oto montaj yerlerinden sonuncusu.
Estou diante de uma garagem da zona Este de L.A....... o último elo de uma cadeia de ladrões presos pela Polícia local nos últimos três dias.
Kimse Wilkenson'a ulaşamıyor, üç gündür ofisinde değilmiş.
Ninguém sabe do Wilkenson. Há três dias que não vai ao escritório.
Bense aralıksız üç gündür çalışıyorum.
E estou de serviço dia e noite.
Gerçi üç gündür yüzünü gören yok.
Bem, nós não o vimos há três dias.
Onu üç gündür doğru düzgün göremiyoruz.
Bem, nós não o vimos há três dias.
Benimle yeniden görüşmeyi kabul ettirmek için üç gündür telefon açıyorum.
Foram precisos 3 dias de telefonemas para que ela aceitasse ver-me.
Merhaba, üç gündür birşey yemiyorum.
Olá. Não como há três dias.
Şehir, üç gündür Sırpların ateşi altında.
Há três dias que a cidade está sob os ataques sérvios.
Son iki gündür tam üç ismin olduğunun farkında mısın?
Tiveste três nomes nos últimos dois dias.
Son üç dört gündür neredeyse bu odadan hiç çıkmadın.
Há três ou quatro dias que mal sais deste quarto.
Son dört gündür üç saatten fazla uyumadın.
Não tens dormido mais de três horas nos últimos quatro dias.