Üçümüz traduction Portugais
726 traduction parallèle
- Biz, üçümüz mü?
- Nós todos?
- Biz, üçümüz.
- Todos.
Dışarıda doğa en korkunç, kaba ve vahşi gösterisinde,... ve biz üçümüz, biz zarif üçümüz, içeride.
A demonstração mais crua e selvagem da natureza no seu pior, lá fora, e nós três, nós os três elegantes, cá dentro.
Burada üçümüz mü kalacağız?
Três de nós aqui?
Sonra bir şekilde, üçümüz öğle yemeği yedik. O adam, Bay Smith ve ben.
Então, de uma forma algo súbita, os três estávamos a almoçar, o homem, o Sr. Smith e eu.
İkiniz evleneceğinize göre üçümüz daha açık konuşabiliriz.
Quando vocês se casarem, nós os três poderemos falar à vontade.
Hayatım boyunca hiç otelde kalmadım. Belki bir şey satıp üçümüz bütün gece o otelde kalabiliriz.
Nunca passei uma noite num hotel na minha vida, e a ideia era que talvez pudéssemos vender alguma coisa, e nós os três passávamos a noite inteira naquele hotel.
Buradan dönmemecesine ayrılıyoruz, üçümüz birlikte.
Sairemos daqui para sempre, os três.
Haydi şehre eğlenmeye gidelim, üçümüz.
Vamos os três dar uma volta pela cidade.
Sadece üçümüz olduğuna inanmıştım. Düşündükçe içimden gülmek geliyor.
Agora dá-me vontade de rir a minha certeza de que éramos nós os três.
Çoğu zaman üçümüz birlikte dolaşırdık.
Estávamos juntos muitas vezes.
Bilakis, odaya sessizlik hâkim olup ağır ve solunmaz bir gaz misali her köşeyi kapladığında üçümüz arasında en rahat olanı kendisiymiş gibi görünürdü.
Pelo contrário, quando, às vezes, ele permitia que o silêncio invadisse a sala e a abafasse como um gás pesado e irrespirável, era, de nós três, o que mais se sentia à vontade.
Burada üçümüz gömülüyüz. Leo, sen ve ben.
Estamos 3 de nós enterrados aqui, Leo, eu e tu.
Joe, ne olduğunu öğrenene kadar, üçümüz de konuşmayalım.
E, Joe, até descobrirmos o que se passou, todos os três somos "cegos".
- Bu oğlun mu? - Evet, üçümüz geldik.
- É o teu filho?
Geriye sadece üçümüz kaldık.
Agora só sobramos nós os três.
Bu üçümüz için de geçerli.
Isso acontece aos três.
Sadece üçümüz olacağız ve bir çatışmadan kaçınmamız gerekiyor.
Seremos apenas três e tentaremos evitar confrontos.
Hatırlıyorum da, Mark'la buraya gelirdik... ve üçümüz tartışır gülüşürdük.
Lembro quando Mark e eu vínhamos aqui... os três, discutíamos, riamos.
Geri kalanını üçümüz taşıyacağız.
Nós os três levamos o resto.
Sen ve üçümüz kasabadan birlikte çıkacağız, Diğerleriyle kamp yerinde buluşacağız.
Vocês saiam da cidade na frente, nos encontramos no acampamento.
Eğer ev temizlenecekse, Bunu üçümüz birlikte yaparız.
Quando nós limpamos a casa, Limpamos os três juntos.
Sadece üçümüz.
Só nós os três.
Onunla tanışabilir ve güzelce sohbet edebiliriz, sadece üçümüz.
- Podíamos conversar todos.
Biz üçümüz dayandığımız sürece, çiftçileri asla alt edemezler.
Sempre e quando nós 3 seguirmos resistindo... nunca serão capazes de vencer os camponeses.
Paris'e gitme kararı verildi ve üçümüz bu kararın sorumluluğunu üstleneceğiz.
Sibert. Onde está ele?
Sonra üçümüz gülmeye başladık.
Então nós os três começámo-nos a rir.
Biz üçümüz dünyadaki en sıkı ahbaplarız.
- Ele e eu somos muito amigos.
Artık, üçümüz birlikte çalışacağız.
E agora, vamos trabalhar os três!
Biz üçümüz hapisten yeni çıktık ve... bilmem ki, bunu insanlara söyler söylemez hemen sırtlarını dönüyorlar.
É que acabamos os três de sair da cadeia. E quando as pessoas sabem disso, não nos querem.
Bizim üçümüz beş yaşından beri arkadaşız eski günlerde karanlıktan korkmamak için birlikte uyurduk.
Levantamo-nos ao amanhecer desde pequenos. Trabalhávamos e depois ia-mos dormir porque não tínhamos querosene.
Şu an istasyonda sadece üçümüz varız : Siz, ben ve Sartorius.
Agora só somos três, você, eu e Sartorius.
Bu akşamki partide üçümüz bir araya gelir ve kafasına biraz mantık sokarız, ha ne dersin?
Hoje, durante a festa, nós os três conversaremos... e vamos meter um pouco de juízo na cabeça dele. Certo?
Evet, üçümüz ayda iki kere parayı toplarız.
Nós os três fazemos a recolha dos subornos duas vezes por mês.
Görünüşe bakılırsa üçümüz kaldık.
Parece que ficamos só nós os três.
Yalnız üçümüz kaldık.
Ficamos só nós três.
Tepeye vardığımızda sadece üçümüz sağ kalmıştık.
Apenas três chegaram vivos ao cume.
Böylece üçümüz kombine şekilde, uçağı düz ve dengede tuttuk.
Assim, em conjunto, mantivemo-lo para trás, para manter o avião a direito e nivelado.
Ben kendi adamlarına, Bay Bradley onunkilere, kuralları üçümüz yapacağız, ve siz, Bay Tyler, tarafsız olacak, görevlendirme yapacaksınız.
Eu comandarei os meus homens, o sr. Bradley os dele... Nós os três faremos as regras e você, sr. Tyler, como tipo neutro ficará em comando.
Bu işi üçümüz yapacağız.
Nós três fecharemos o acordo.
Bayım, üçümüz de buradan gitmeliyiz. Güvenin bana.
Senhor, precisamos ir embora daqui, nós três.
İşte buradayız, üçümüz birlikte.
Aqui estamos todos, os três.
İnanmıyor olabilirsin ama üçümüz bir arada olmalıyız!
Não é preciso acreditares. Mas temos as três de ficar juntas!
Aslında, üçümüz birlikte çeşitli yerlere giderdik. Devamlı bir arayış içerisindeydik. Macera peşindeydik.
De facto, nós os três andávamos de um lado para o outro, a ver e a procurar coisas a viver aventuras.
Eğer üçümüz birden çalışırsak çok uzun sürmez.
Se formos três a trabalhar, não devemos demorar muito.
Sadece üçümüz.
É tão triste.
Eğer kendi başına beceremiyorsa, diğer üçümüz buradayız. Niçin ona yardım edemeyiz?
Se não pode sozinho, nós três podemos.
Ama belki biz, üçümüz...
A menos que nós três possamos...
Nehir yatağında çalışmaya başladık, üçümüz birden.
Procurávamos esmeraldas no leito do rio.
Evet, üçümüz.
- Sim, somos só nós.
Geriye üçümüz kaldı öyle mi?
Só ficamos nós, não é?