English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ş ] / Şanslıymışsın

Şanslıymışsın traduction Portugais

209 traduction parallèle
Şanslıymışsın.
Tem muita sorte.
- Sen şanslıymışsın.
Teve sorte, Hilts.
Şanslıymışsın.
Tiveste sorte!
Şanslıymışsın. Giysini berbat edebilirdin.
Teve sorte... podia ter estragado a roupa.
- Şanslıymışsın.
- Tiveste sorte.
Çok şanslıymışsın.
Não tens tido grande sorte?
Şanslıymışsın!
Sorte tua!
- Çok şanslıymışsın.
- Teve sorte.
Çatısında kocaman delikler vardı. Ev? Evde yaşadığınız için şanslıymışsınız.
Vivíamos naquela casa minúscula, a desmoronar-se com grandes buracos no telhado.
Mobilyasızdı, zeminin yarısı yoktu. Düşme korkusuyla hepimiz bir köşede sıkışmıştık. Odanız olduğu için şanslıymışsınız.
Nós vivíamos num único quarto, éramos 26, sem mobília, metade do chão nem existia, e amontoávamo-nos todos num canto com medo de cair.
Şanslıymışsınız.
- Numa caixa de cartão? - Pois!
Şanslıymışsın.
É porque teve sorte.
Şanslıymışsın, çıktı.
Hei, tiveste a sorte disso sair.
Bütün söyleyebileceğim, çok şanslıymışsınız yahu.
Só vos posso dizer que tiveram muita sorte.
- Önemsiz bir beyin sarsıntın olabilir. Yine de çok şanslıymışsın.
- Talvez tenha uma contusão leve.
Çok şanslıymışsın.
Parece que tiveste muita sorte.
Şanslıymışsın. 22'lik miydi?
Teve sorte. Foi uma.22?
O zaman çok şanslıymışsınız.
Tiveram sorte.
Öyleyse çoğu değişkenden daha şanslıymışsın.
Então foi mais feliz do que a maioria dos changelings.
Şanslıymışsın.
Tinhas sorte.
Çok şanslıymışsın. Bir ara, eyaletin güneyinde bulunan parçalanmış cesedin sen olduğunu sandık.
Pensámos que tinha sido morta e mutilada.
Küçük diyorsan şanslıymışsın ki sana sadece onu vermiş.
Livrou-me de dificuldade... tenho a certeza que consegue fazer o mesmo por si.
Görünüşe göre çok şanslıymışsın.
Parece que tiveste sorte.
Canlı olarak kaçabildiğin için çok şanslıymışsın.
Tens sorte em ter escapado vivo.
Diyor ki, şanslıymışsın ama şans kapıyı iki kere çalmazmış.
Ela disse que tem tido sorte, mas que a sorte não bate duas vezes à mesma porta.
Şanslıymışsın Beth.
Está cheia de sorte, Beth.
- Şanslıymışsın.
- Teve sorte.
Şanslıymışsın.
É um homem de sorte.
Şanslıymışsın, bir yerini kırmamışsın.
Teve muita sorte em não partir nada.
Şanslıymışsın.
Que sorte.
Ne kadar da şanslıymışsın.
- Estava deitada nos arbustos.
Kontrol odasının görünüşüne bakınca, ikiniz de çok şanslıymışsınız diyorum.
Pelo que aconteceu ao centro de controlo, vocês tiveram muita sorte.
Şanslıymışsın. Bakalım elinde neler var.
Deixe-me ver o que tem.
Bu gece şanslıymışsınız.
Deve ser a sua noite de sorte!
Şanslıymışsın, değil mi?
Felizmente para si.
Oldukça şanslıymışsın ha?
Suponho que teve sorte, não?
Adım Tommy. Şanslıymışsın. - Haklısın.
Raios Tommie, pensei que tinhas tido sorte.
Şanslıymışsın.
Parece que você teve sorte.
Neyse ki şanslıymışsınız.
Felizmente, tiveram um golpe de sorte.
Şanslıymışsın.
Bem, isso é sorte.
Şanslıymışsın.
Sortudo.
Çok şanslıymışsınız.
Você tem muita sorte.
Orada olabildiğiniz için ne şanslıymışsınız Bay Jackson.
Que sorte você teve Sr. Jackson, em ter estado lá.
Şanslıymışsın.
Tens sorte.
Şanslıymışsın.
Saiste-te bem.
Gölünüz olduğu için şanslıymışsınız.
Tivemos de ir viver num lago!
Şanslıymışsın.
Que sorte a tua!
- Şanslıymışsın.
- Ficou na mão.
Şanslıymışsın.
Tiveste sorte.
Debriyaj pedalı yamulmuş, farı kırık halle dört sokak ötede bulundu. - Şanslıymışsın.
Tiveste sorte.
Şanslıymışsınız.
Tiveram sorte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]