English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ş ] / Şd

Şd traduction Portugais

794 traduction parallèle
Raporlarım Kahire de Sir Evelyn Baring'e olaydan önce ulaştırılmışdı.
Já tinha mandado relatórios para o Cairo, para Sir Evelyn Baring.
Hah? - Dışarı çıkartmışdı derken ne demek istediniz?
- Que quer dizer com isso?
Milyonda bir atışdı.
Foi uma grande sorte.
Homer, senle tanışdığımda, astronot değildin.
Homer, quando o conheci, você não era um.
Zaten silah ve güçlendirme sistemlerini yüklemeye başlamışdım.
Já comecei a reequipar os sistemas de armas. Devem estar prontas numas horas.
Bu yapı ve disiplin hakkındaki şeyi sana anlatmışdım, değil mi?
Lembras-te de te falar de estrutura e disciplina?
Varsayalım hiç plan yapmamışdın, Susan.
Simplesmente assumi que nunca tinhas planos, Susan.
- İlk tanışdığımız zaman, ben Potedia'dan küçük bir kızdım.
Quando nos conhecemos, eu era uma rapariga de Potedia.
Eğer... eğer senle tanışdığımda onunlada tanışmış olsaydım... belki değiştirdiği ben olurdum.
Quem sabe... se eu a tivesse conhecido quando te conheci, talvez teria sido eu a mudar.
Daha önce tanışdıkmı?
Já nos conhecemos?
Tanışdığıma memnun oldum.
Prazer em conhecê-lo.
- Biraz önceki saçma bir davranışdı.
- O meu comportamento foi ridículo.
Bu yapı ve disiplin hakkındaki şeyi sana anlatmışdım, değil mi?
Eu já te contei tudo sobre a coisa da estructura e disciplina, certo?
Şu aklınızda olsun peder, doklarda... biz daima SD'yizdir.
Tem de perceber uma coisa, nas docas... sempre fomos S e M.
- SD mi?
- S e M?
Hala SD misin?
Ainda és S e M?
Tek bilmek istediğim şu : SD mi olacak, yoksa serçe mi?
Só quero saber se ele é S e M ou se é um canário?
Dok işçilerine yardım etmeye çalıştın. Onlarsa sana sırtlarını dönüp inatla SD kalıyorlar!
Tentaste ajudar os estivadores... e eles viram-te as costas e mantêm-se S e M!
" "Turkish subtitles by Kerem BEYIT" "
Legendas adaptadas por : Dan'L.SD
Walter Stein, SD Albayı. 15. Einsatzkommando.
Walter Stein major da SD 15 einsatzkommandes.
Anlalışdı mı?
Entendido?
Demek istediğim, her sene bu ısdırabı bana yaşatıyorsunuz.
Todos os anos me faz passar pela mesma agonia.
Sebep olduğum bütün acıların ve hissettiğim bütün ısdırapların şimdi hiçbir manası yok.
Toda a tristeza que eu causei, toda a agonia que sinto, não é nada neste momento.
Yedi yıl önce SD-6'ya alındım. Bana bunun CIA'in gizli bir kolu olduğu söylenmişti.
Há sete anos, fui recrutada para trabalhar para a SD-6, que pelo que me disseram, era um ramo secreto da CIA.
İyi adamlar için çalıştığımı sanıyordum. Ta ki nişanlıma SD-6'yı anlatana ve onlar da onu öldürene kadar.
Pensei que estava a trabalhar para os bons, até que contei ao meu noivo sobre a SD-6 e mandaram matá-lo.
SD-6, mücadele ettiğimi sandığım düşmanın ta kendiydi.
Que a SD-6 era o inimigo que eu pensava estar a combater.
Şimdi SD-6'yı etmek etmek için gerçek CIA'yle çalışan çift taraflı bir ajanım. Tek yandaşım, çok az tanıdığım bir adam olan başka bir çift taraflı ajan ; babam.
Agora sou uma agente dupla, trabalho para a verdadeira CIA para destruir a SD-6, onde o meu único aliado é outro agente duplo, e um homem que mal conheço.
Şifreyi almamız lazım.
A SD-6 quer esse código.
SD-6'ya yanlış şifreyi vereceğim!
Vou dar à SD-6 um número errado.
- SD-6'yı kolaylıkla atlatabilirdim.
Podia facilmente ter enganado a SD-6.
SD-6'ya yanlış bir şifre verseydin, Anna K-Directorate'a doğru şifreyi verdiği zaman ne olacaktı?
Se tivesses dado à SD-6 um código falso, que aconteceria quando a Anna desse ao Directório-K a sequência correcta?
Ve SD-6 başarısız olacaktı.
A SD-6 não teria nada.
SD-6 senden bir parça bile şüphelenirse, her şey biter.
Se a SD-6 suspeitar o mínimo de ti, acabou.
Berlin'de onun da SD-6'yı imha etmeyi benim kadar istediğini anladım.
Em Berlim, apercebi-me que ela quer que a SD-6 arda quase tanto como eu quero.
CIA her zaman, önemli bir bilginin K-Directorate'ın eline geçmesindense SD-6'nın eline geçmesini yeğler.
No que interessa à cia, pior que a SD-6 conseguir informação vital é se o Directório-K a conseguir primeiro.
SD-3'ten bir telefon geldi
Acabei de receber uma chamada da SD-3.
Anlaşılan Jacqnoud'un yola çıkacağını biliyormuşuz ancak Bahreyn'e gideceğini sanıyorduk.
Acontece que sabíamos que o Jacqnoud ia viajar. Pensávamos que ele ia para o Bahrain. Não sabemos porque é que a SD-6 está tão interessada com o U.C.O.
Ama SD-6'nın Ticaret Organizasyonuyla neden ilgilendiğini anlamadık.
De certeza que estás bem?
Yedi yıl önce CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım.
Há sete anos, fui recrutada por uma secção secreta da CIA chamada SD-6.
SD-6 bunu öğrenince onu öldürttü.
E, quando o director da SD-6 descobriu isso, - DIRECTOR DA SD-6 mandou matá-lo.
O zaman gerçeği öğrendim. SD-6, CIA'in bir parçası değildi.
Foi aí que descobri a verdade, a SD-6 não pertence à CIA.
Yaptığım işin gerçeğini bilen bir tek kişi daha var. SD-6'daki başka bir çift taraflı ajan.
Só outra pessoa sabe aquilo que eu faço, outro agente duplo dentro da SD-6, alguém que mal conheço,
SD-6 için çalıştığını biliyorum.
Sei que trabalha para a SD-6.
- SD-6 böyle bir şeyi teyit etmedi.
A SD-6 não tem essa confirmação.
Ve sizin SD-6'daki operasyonunuz ortaya çıkar.
E, no processo, exponha a sua operação à SD-6.
Sonra SD-6 bunu öğrendi ve tetikçilerinden birini aradı.
E quando a SD-6 descobriu, chamaram um dos seus assassinos.
SD-6'nın nörologu.
É o técnico neurologista deles.
SD-6 çökene kadar da öyle kalacağım.
E serei até a SD-6 desaparecer.
SD-6'ya Shepard'ın öldüğünü söyledim.
Eu disse ao SD-6 que o Shepard estava morto.
O da benim gibi SD-6'nın bir kurbanı.
É uma vítima do SD-6, tal como eu.
SD-6'daki bilgisayar virüsümüz altın madeni gibi çıktı. İyi.
Parece que o nosso vírus SD-6 está a sacar muitas informações.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]