Şifre traduction Portugais
2,434 traduction parallèle
Çünkü orada iki şifre var, Kyle.
Porque há dois códigos, Kyle.
Birisi gerçek şifre, diğeri ise gerçek gibi görünüp polisi çağıran şifre.
Um verdadeiro e outro que parece verdadeiro, só que activa um telefonema para a Polícia!
Şifre "elmas."
É "diamante".
Biraz romantizm için kızlar arasındaki şifre mi bu yoksa?
É algum código lesbiano para "romance"?
- Ama şifre çözme anahtarınız varsa...
Mas se tiver a chave para descodificá-las,
Savunma Bakanlığı, Snyder'in video oyununun içine şifre yerleştirdiğini düşünüyor.
- O DOD Pensa que o Snyder estava a colocar códigos secretos em jogos, que são distribuídos em massa.
Snyder'in tek yapması gereken şifre anahtarını satmaktı. Böylece alıcılar verilere kendileri ulaşacaktı.
Entendi, tudo o que o Snyder tem que fazer é vender inocentemente a chave de descodificação, e então os compradores podem aceder aos dados por eles mesmos.
Kapıda şifre isteniyor.
Tranca com senha.
"Ejder, Kapı, Uçuş, Çember" bir şifre olmalı.
"Dragão, Portão, Voa, Ciclo" deve ser uma senha...
Şifre çözümleme makinesi.
- Máquina decriptadora.
Şifre olarak da, 1-2-3-4 gir.
Tenta 1-2-3-4 como senha.
Şifre kırmada epey yetenekliymiş.
Ela tem habilidades com texto.
Şifrem "Şifre" idi.
A minha password era "password".
"Şifre" dışında bir şeyle değiştir.
Muda-a para qualquer coisa menos "password".
Siz ineklerin kırmasını istediğim şifre korumalı bir laptop.
Um computador portátil protegido por uma senha que eu preciso que vocês, cromos, violem.
Kim kilitli bir ofiste kilitli bir çekmecede sakladığı bilgisayara şifre koyar ki?
Quem é que coloca uma senha num computador que fica numa secretária trancada, num escritório trancado?
Atış şifre işlemlerini başlatın.
A iniciar os procedimentos de código de disparo.
Ne çeşit bir ölüm tuzağı hazırladığını bilmemizin bir yolu yok ve emin olmak için onu yeni bir şifre ile sistem dışında bırakıyorum.
Não há maneira de saber que género de armadilha mortal ele colocou em automático, e por segurança, vou bloquear-lhe o acesso com uma nova password.
Şimdi, şifre.
Agora, a senha.
Umarım bu yeni stratejin photosop'tan aldığın şifre çözme bilgisinden daha çok işe yarar.
Espero que a sua nova estratégia vá um pouco mais longe do que a inútil descodificação da informação interceptada na loja de fotos.
- Şifre ne?
- Qual é a password?
şifre ateşi önlemek için mücadele etmek.
A chave para combater é evitar a artilharia.
Şifre ne Rai?
Qual é o código?
Şifre algoritmaları düşündüğümden daha zor çıktı ama en kısa sürede eline geçecek.
Bem, o algoritmo de encriptação era mais difícil do que pensava. Mas vou enviar-te assim que puder.
Tamam, şifre çözücüyü çalıştırıyorum.
Certo, estou a correr o descodificador.
- İki bölümlü şifre?
- Código de duas partes.
Müzik kutusunun içindeki şifre.
- O código que estava na caixa de música.
O şifre yüzünden vuruldum ben!
Eu fui alvejado por causa daquele código!
"Gözün üzerinde olsun", Peter'la aramızda bir şifre, tamam mı?
"Vigiar algo" é um código entre mim e o Peter, está bem?
- Evet. Ama ondan da önemlisi bir şifre içeriyor.
- Sim... mas mais importante que isso é que contém um código.
Kaynağı buldum. Tüm ihtiyacımız olan şey şifre.
Eu já tenho a conta preparada, tudo o que precisamos é da password.
Şifre bir anagramdı. "İyi deneme Neal".
A password era um anagrama de "Bela tentativa, Neal".
- Bu bir şifre.
- É um código.
Şifre bu.
É a solução.
Çöp adamlar şifre.
Os bonequinhos são o código.
Ağzından çıkan sonraki kelime şifre olmazsa bütün odayı kanına bularım. Öldür öyleyse!
Se da próxima vez que abrir a boca não disser o código eu cubro esta sala com o seu sangue.
Bu bir şifre falan mı?
- Isso é um código?
Giriş yaptığında, doğru şifreyi girmeden önce iki kez yanlış şifre girmiş.
Quando ele entrou, inseriu uma senha incorrecta duas vezes antes de acertar.
Ayrıca yanlış şifre dört rakamdan oluşuyormuş :
O problema é que... a senha incorrecta era composta por 4 números :
Bence bilerek yanlış şifre girmiş.
Acho que inseriu a senha errada de propósito. Ele queria dar um recado.
Bak, başarısız şifre girişi ve boya kalıntıları konusunda aşama kaydetmek zorundayız.
Temos que ver a senha incorrecta e os vestígios de tinta.
Bir çeşit şifre.
É algum tipo de código.
"Gizli şifre 3-1-4-1-5-9-2."
Código secreto, 3-1-4-1-5-9-2...
Hadi ama, bunu hırsızların bulduğundan emin değilsin ve bu zaman saati çetesinin dijital bir şifre kırıcısı olduğunu duydum.
Como é, você não sabe se os ladrões acharam isso, e sei que os gangs têm descodificadores digitais.
Şifre!
Senha!
Şifre düzmeceymiş.
A senha era falsa.
İşe bakılırsa kodların onlarca basamağı var ve bir de şifre korumalıdır.
Parece que há várias camadas de criptografia, e provavelmente deve estar protegido por uma senha.
ŞİFRE GİRİNİZ :
Muito bem PALAVRA-CHAVE NECESSÁRIA
Şifre!
A "solução".
Şifre işe yaramıyor.
Não consigo.
Neydi ki o şifre?
como era?