Şişman traduction Portugais
3,788 traduction parallèle
Duygusal olacağını sanıyorsun ama aslında olmayacak. Herkes şişman gözüküyor.
Achas que vai ser sentimental, mas não é, e toda a gente parece gorda.
Masanın sonunda oturan şişman adama gizlice kartları gösteriyor. Ve işe yaramadığı zamanda da kağıtları destenin altından dağıtıyor ve onun için kağıt seçiyor.
Está a mostar a carta escondida ao tipo do fim da mesa, e quando isso não funcionou, ela distribiu o resto das cartas da mesa, por baixo do baralho.
Git şu şişman kıza asıl.
Agora, vai ali e faz-te aquela gaja gorda.
"Tatlı" diyorsa şişman demektir.
"Gira" significa "gorda" "
Şişman değil.
Ela não é gorda.
"Şişman değil" diyorsa çirkindir.
"Não é gorda" significa "feia"
Biri böyle şişman.
Um deles era gordo, assim.
Sen beni şişman olmaktan kurtardın.
Salvaste-me de me tornar num gorducho.
Şişman, zengin bir tütün işletmesi sahibi ne kadar aptal olduğunu düşünüyor. O dumanı içine çektiğin her sefer de sarkmış gıdısını neşeyle sallayarak sana gülüyor.
Há um gordo executivo rico, do tabaco a pensar no quanto tola você é, cada vez que respira esse fumo, a rir-se de si, com a sua gorda papada como gel.
- Tamam, anne. Gidip koca, şişman, arsız zenci hemşireyi bulalım.
Vamos procurar a enfermeira negra e frontal.
Şişman biri, Boston aksanlı, zayıf mesaneli.
"Ao meu amado marido, Bert". Tipo corpulento, sotaque de Boston, com incontinência urinária.
Bir hafta içinde evleniyorum, sen ve güzel eşin orada olacaksınız... - Benim güzel şişman karım.
Vou-me casar daqui a uma semana, Mike e tu e a tua querida esposa vão estar lá.
- Şişmanım diye mi?
Porque sou gordo?
Ki o da, gecede 20 dakika tutuyor, ki artık son zamanlarda hiç çünkü çok şişman hissediyorsun diye dokunmama bile izin vermiyorsun.
E nem isso porque te sentes muito gorda e não me deixas tocar-te.
Ben "annen o kadar şişman değil" dedim.
Eu disse, a tua mãe não é tão gorda.
- Beni şişman çizmiş.
Ele me fez gordo. Isso é terrível.
Ne kadar şişman kedisin sen öyle? Yoksa birilerinin pudinglerini mi yedin?
Tu és um gato gordo ou alguém encheu-te de pudim?
Şişman birinin gelinliğe girmesinin ne kadar zor olduğunu bilirsin.
Sabe o quão difícil é adelgaçar um porco no seu vestido de noiva.
# Şişman hayvanın cüssesi #
Como o próprio Robert
Daha önce de şişman bir oğlanı öldürmüşlüğüm var.
Já matei um rapaz gordo.
Şişman oğlanları öldürme konusunda iyiyimdir.
Sou bom a matar rapazes gordos.
Şişman bir bebek, değil mi?
É um rapazinho robusto, não é?
- Bu şişman olduğum anlamına gelmiyor. Bu doğru.
- Não quer dizer que eu seja gordo.
Bu şişman olduğu anlamına gelmiyor.
- Não quer dizer que ele é gordo.
Üzerindeki bütün yağlar, onun şişman olduğunu gösterir. Tamam.
- Toda a gordura nele, mostra que é gordo.
Ben artık şişman değilim! Lanet olsun!
- Já não sou gordo!
Güzel kollara sahip olmanın sebebi bu mu? Yoksa şişman olman mı?
Era por teres um braço forte ou por seres grande?
- Hiçbir zaman şişman insanları farketmedim. - Bu doğru.
Nunca tinha reparado nisso nos gordos.
Anlarsın ya, keyfine bak... hem Max Owens gibi adamlar... liseden sonra ya şişman ya hapse girmiş ya da ikisi birden oluyorlar.
Tu sabes, só te podes confortar com o facto... de que, gente como um Max Owens qualquer... acabam gordos ou na cadeia ou ambas, depois de acabarem o ensino médio.
Kamera seni şişman gösteriyor.
Adiciona-se dez libras à câmara.
"Hanımefendi" şişman, yaşlı kedi sever bayanlar içindir.
"Senhora" é para mulheres gordas com gato.
Şişman, zayıf, nasıl istersen.
Gordos, magros, o que quiser.
300 kilo değilse şişman birine pastırma yememesini söylemem.
Não digo a um gordo para não comer bacon por menos de 300 dólares.
O bebeğin şişman ve aptal suratından nefret ediyorum.
Odeio aquela cara gorda e estúpida.
Benim Bertram ile başlangıçta şişman adamın hayalarında bir sperm olarak karşılaştığımı unutuyorsun.
Estás a esquecer-te que eu inicialmente encontrei o Bertram enquanto esperma num dos testículos do gorducho.
Yani, ne şişman adamdan ne de onun atalarından birisine bir şey yapabilir.
Por isso ele não se podia livrar do gorducho ou de nenhum antepassado recente do lado do meu pai.
Ama beşikten ayrılmadan öğrendim aşkı şişman Fanny ile yalnız saatlerde.
Mas conheci o amor Antes de deixar o meu infantário Deixado sozinho com a Fanny gorda
Götürün beni şişman kadınların yanına.
Levem-me sempre às senhoras gordas
Selam. Ben şişmanım, sen de nonoş.
Sou gorda e tu és homossexual.
Çok şişman duruyorsun.
Pareces enorme!
Bu kadar şişman olduğuna inanamıyorum. Kaç kilosun?
Nem acredito na tua gordura.
Şişman suratım kapri reklamlarında dikkat dağıtırmış.
Dói. Disseram que a minha cara gorda e rechonchuda podia distrair a atenção deles das calças justas.
Ben şişman bir geyim.
Eu sou um gordo gay.
Kendimi Michael Corleone'un şişman adama silahla nasıl ateş edileceğini öğretiyormuş gibi hissettim.
Sinto-me como o Michael Corleone naquela cena em que aquele gordo o ensina a disparar a pistola.
Benim şişman adam olduğumu mu söylüyorsun?
Estás a dizer que sou o gordo?
Çünkü ben şişman adam değilim.
É que não sou o gordo.
Ya ben seni Sisman, Ezik arkadasi olmayan ve evde kus besleyen yasli bir kadin gibi kokan diye cagirmaya baslasam?
E se eu te começasse a chamar gordo, borbulhento falhado, que não tem amigos e que cheira como uma velha que tem pássaros para animais de estimação?
Sen sisman, tembel, Mavi yakali, Irlandaki Katolik Babasi olan, cok fazla icen, ve ailesini destekleyecek nerdeyse yetecek kadar para kazanan birisin.
És um pai gordo, preguiçoso, abusivo, operário e católico irlandês que bebe mais do que devia e mal consegue ganhar dinheiro suficiente para sustentar a sua família.
Ben şişman değilim.
- Não sou gordo.
" Her tavsan gibi sisman ve tüylüymüs.
" Era gordo e roliço como é próprio de um coelho.
- Şişman dedi bana.
- Disse que estava gordo.