English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ş ] / Şükran günü

Şükran günü traduction Portugais

1,857 traduction parallèle
Şükran Günü'nü ailemle birlikte geçirmem gerekiyor, anlıyor musunuz?
Era suposto passar o dia de Acção de Graças com a minha família.
Şükran Günü'n kutlu olsun, anne.
Feliz dia de Acção de Graças, mãe.
Şükran Günü'nüz kutlu olsun, Jacobsen Ailesi.
Feliz dia de Acção de Graças, família Jacobsen.
Bu geçirdiğim en güzel Şükran Günü.
Este é o melhor dia de Acção de Graças de sempre.
Bakın ne diyeceğim, bugün Şükran Günü.
É o dia de Acção de Graças.
Şükran Günü'nüz kutlu olsun.
Feliz dia de Acção de Graças.
Şükran Günü'nde benimleydi.
Esteve comigo no Dia de Acção de Graças.
Şükran günü yaptığın şey bu mu?
É isto que fazes no Natal?
Bütün gün çalışmak için ve şükran günü tek başına bir ağacı bile olmayan bomboş evde oturmak için.
Para poderes trabalhar o dia todo e ir para casa sozinha no Natal, para uma casa vazia, sem ao menos uma árvore.
Hastaya değer veriyor. Ayrıca Teddy tam bir şükran günü delisidir.
E a Teddy sempre foi maluca pelo Natal.
Sakıncası yoksa şükran günü yemeği için beni davet etmenizi istiyorum böyle bir davet istemek için biraz geç kaldığımın farkındayım şükran gününde olduğumuzu düşününce fakat, benim için çok endişelenen bir babam var ve burası dışında bir hayatım olduğunu ona göstermezsem burayı asla terk etmeyecek.
Eu queria um convite para vossa casa para a ceia de Natal. Sei que é muito tarde para pedir tal convite, dado que é, na verdade, o dia de Natal. Contudo, tenho um pai muito preocupado, e se não aparentar ter uma espécie de vida, ele nunca mais se vai embora.
... ve Şükran Günü hatırına, ben özür dilerim.
E, no espírito da quadra, estive... Desculpa.
Şükran günü herkes likör içer.
Toda a gente bebe eggnog no Natal.
Şükran Günü ağlamak yok.
Nada de lágrimas no Natal.
Bu yüzden kaderime boyun eğmemeyi tercih ettim ve şükran günü yalnız olsam da, verdiğim karardan pişman değilim.
Portanto, escolhi não me acomodar, e estou mais feliz por isso, mesmo que esteja sozinha no Natal.
Bu tanrının işi bu yüzden bu konu şükran günü için uygunsuz bir konuşma değil.
E isso é obra de Deus, o que faz disto uma conversa apropriada para a ceia de Natal.
- Şükran günü onunla konuştuğumda durumu iyiydi, hala öğretmenlik yapıyordu.
Falei com ele no Natal e estava bem. Ainda estava a dar aulas.
Şükran günü yemeğine gitmeye karar verdim.
Decidi ir ao jantar de Acção de Graças.
İyi bir şükran günü geçirin.
O mesmo que eu. Tenham um bom dia de Acção de Graças.
Umarım harika bir şükran günü geçirmişsinizdir.
Acredito que tenhas tido um magnífico Dia de Acção de Graças?
Ve tabii ki şükran günü gösterilerinin son ikisinde de yer almayacak.
E claro, ela não será autorizada a participar nas últimas duas actuações do dia de Acção de Graças.
Şükran günü çok gürültülü geçmiş olmalı.
Chad Ellis. O dia de acção de graças deve ser um estrondo.
Bugünün Şükran Günü olması çok şiirsel geliyor
É poético que hoje seja o dia em que damos graças.
Bugün Şükran Günü.
É Dia de Acção de Graças.
Şükran Günü modunda olduğumu sanmıyorum.
Não sei se tenho disposição.
Gerçek bir Bennet Ailesi Şükran Günü yemeği hazırlayarak bunu telafi etmek istiyorum.
Quero compensar-te, a começar por um jantar de Acção de Graças à séria, da família Bennet.
Evet ama aynı zamanda kızım ve eski karım için Şükran Günü yemeği hazırlıyorum.
Sim, mas também vou cozinhar o jantar de Acção de Graças para a minha filha e para a minha ex-mulher.
"Şükran Günü"
"DIA DE ACÇÃO DE GRAÇAS"
Bugün Şükran Günü ve siz benim ailemsiniz.
É Dia de Acção de Graças, e tu és a minha família.
Biz Kinro Kansha kutlarız, Şükran Günü değil.
Celebramos o Kinro Kansha, não o Dia de Acção de Graças. O que se passa, Hiro?
Bugün Şükran Günü Nathan.
- Não. É o Dia de Acção de Graças, Nathan.
Bence hepimiz Şükran Günü yemeğinin tadını çıkarmalıyız.
Acho que devíamos apreciar o nosso jantar de Acção de Graças.
Ben de Şükran Günü yemeğine gelmeye kadar verdiği için kızım Claire'e teşekkür ediyorum.
Estou agradecido por a minha filha Claire ter decidido vir ao jantar de Acção de Graças.
Bu kesinlikle hatırlanacak bir Şükran Günü olacak.
Este vai ser com certeza um jantar de Acção de Graças para recordar.
Ama bence bu Şükran Günü yemeği sayesinde Claire kendisini seven bir ailesinin olduğunu öğrenmiştir.
Mas acho que este jantar de Acção de Graças foi só a forma de ele dizer à Claire que ela tem uma família que a ama.
Burada Şükran Günü tamamen gelenekle alakalıdır.
Aqui o Dia de Acção de Graças é uma verdadeira tradição.
Ama benim en çok sevdiğim, içimi ısıtan kısım : Şükran Gününden sonra ki % 80 indirim günü.
Mas o que mais gosto é aquela agradável sensação em que poupo até 80 por cento no dia a seguir ao feriado :
Bob, Home Town Büfesi Şükran Günü rezervasyonun için aradı.
Bob, ligaram da HomeTown Buffet devido à sua reserva para o feriado.
Noel mi? Şükran Günü mü?
No Natal e no Dia de Acção de Graças?
Şükran Günü yaklaşıyor.
O Dia de Acção de Graças está à porta...
Efendim, Şükran Günü akşamı Ginny Teyzemin acil bir ameliyata girmesi gerekiyor.
Acabo de saber que a minha tia Ginny será operada de urgência na noite do feriado.
Yeni Şükran Günü programı.
Tenho o novo horário do Dia de Acção de Graças.
En kötü Şükran Günü olacak gibi duruyor. Öyle zaten.
- É o pior Dia de Graças de sempre.
Şükran Günü aile ile alakalıdır.
No Dia de Acção de Graças o importante é a família!
Şükran Günü iptal edildi.
O Dia de Acção de Graças está cancelado.
Bu yüzden tembelliğimizi kenara bırakıp anneniz için Şükran Günü hazırlayacağız.
É por isso que nos vamos unir e preparar-lhe o Dia de Graças.
Şükran Günü olmasa ne yapardık?
Qual é o mal de não haver Dia de Graças?
Tahmin et bakalım Şükran Günü yemeği için kim kremalı muhallebi yaptı?
Adivinha quem fez inhames com gomas para o jantar?
Şükran Günü Arifesi
VÉSPERA DO DIA DE ACÇÃO DE GRAÇAS
Şükran günü yemeğine bize gelmek ister misin?
Queres vir ao jantar de Acção de Graças?
Onun yüzünden şükran günü yemeğini kaçırdın.
Ele fez-te faltar ao jantar de Acção de Graças.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]