Alın traduction Russe
45,076 traduction parallèle
Siper alın!
В укрытие!
Siper alın!
- В укрытие!
Küpeşteyi hedef alın!
- Огонь по готовности!
Siper alın!
- Ложись!
Kıç güvertesine nişan alın!
- Огонь по квартердеку!
Risk alın biraz!
Рискуйте.
Çocukları arkamıza alın!
Закройте детей спинами!
Şu andaki şartlar, potansiyel zayiatlar ve kaynak giderler göz önüne alınırsa onların motorlarını soğutma girişiminde bulunma imkânı tanır mısınız bana acaba?
Учитывая тяжёлые обстоятельства, возможных жертв и напрасную трату ресурсов, я бы был признателен, если бы ты позволил мне попытаться умерить их пыл и гонор.
- Onu içeri alın.
Впустите его.
Bak, ben sizden b-biraz daha karmaşık biriyim ve, üzerinize alınmayın ama hep koca bir senede yaptıklarınızın çoğunun birkaç saatte halledilebileceğinden şüphelenmiştim.
Слушайте, я немного сложнее, чем вы, и без обид, но всегда подозревал : то, на что у вас уходит год, можно заебашить за пару часов.
Diğeri gibi alındığını düşünüyoruz.
Мы думаем, что ее забрали. Как и предыдущую.
Öncesinde derin bir nefes alın. Yargılamadan önce biraz hazmedin.
Поэтому прошу вас, сделайте вдох, переварите все и только потом...
Bu seferki rüzgar arkalarına alınacak kadar yakın değil.
- Сейчас они идут слишком круто к ветру.
Sıradaki mahkumları alın.
Ведите следующих трёх.
Nişan alın!
Прицелиться!
Ve muhatap alınan insanın hayatında da muhteşem bir güzellik yaratabiliyor. "
"и гладить по головкам людей " которые, живя в грязном аду,
O zaman toplumun direği gibi zengin bir adamın, daha genç ve başarısız kardeşi tarafından, nasıl hedef alınabileceğini anlarsınız.
Тогда вы понимаете, как, столь богатый человек, мог стать мишенью для своего менее удачливого брата.
Burada son dört aydır, Stussy Lots tarafından alınan her bir kuruşun, üç ortağın adına deniz aşırı hesaba aktığına dair kanıt var.
- Верно. Вот доказательства, что все деньги, взятые компанией Стасси в кредит за последние четыре месяца, уходили на оффшорные счета всех трех партнеров.
Alışırsın.
Потряси чутка.
- Siper alın!
- Ложись!
Gün ışığına alışınca ve dünyayı gözlerini kapatmadan önce olduğu gibi görmeye başlayınca kabusların anısı silinmeye başladı.
Снова увидел дневной свет... И мир, каким он был до того, как он закрыл глаза. И воспоминания о кошмаре стали угасать.
Bize katılırsanız ve onları birlikte yenersek ellerindeki şeylerden istediğiniz kadar alırsınız.
Если присоединитесь к нам, и мы победим, вы сможете взять себе часть добычи.
Kazandığımızın yarısını alırız.
И после мы заберём половину добычи.
Üçte birini alırsınız.
Вы получите одну треть.
Bizden çaldıklarınızı da geri alırız.
И мы заберём то, что вы украли у нас.
Bir şey istersen alırsın afili saç.
Захотел что — взял это, кудряшка.
Ya A alırsınız ya da F, "tamamlayamadım hocam" yok!
Никаких "но".
Kalabalık bir ortamda büyüdüm ben, alışkınım.
Oh. Я рос в окружении толпы людей. Я привык.
Al, sen bunları kamyonete koy ve bahçenin oraya gelirsen geri kalanını da...
Положите её в грузовик. А я пойду в сад, подготовлю ещё... — Стоп.
Orasını ben ayarlarım. Sen nöbetçiye kim olduğunu söylersin o da seni hemen içeri alır.
Не беспокойся об этом... скажешь охраннику, кто ты...
İşler nasıl bir hâl alırsa alsın arkanda olacağım.
Что бы не случилось, я всегда прикрою твою спину.
Lanet olası silahlarınızı alıp gidin.
Забирайте чёртово оружие и уходите.
- Güzel. Bence sinüslerine kadar alışacaksın buraya.
Думаю, ты привыкнешь к этому месту.
Babayı alırsın.
А меня возбуждают сиськи.
Ben istediğimi alırım, sen de vedalaşırsın.
Я получу, что хочу, а ты попрощаешься.
Alışkın olduğum bir yer.
Это место на него очень похоже.
Underhill çiftliğine doğru 1 saat içinde yola çıkacağız karanlık basmadan varacağız, doğudan yaklaşıp, göze çarpmayacağız ana evi kontrolümüz altına alıp Billy'nin planını uygulayabileceğimiz bir kamp kuracağız.
- Мы выступим к плантации Андерхилл через час, к ночи будем там, подойдём с востока, вырежем надсмотрщиков, захватим дом, и разобьём там лагерь, необходимый, чтобы осуществить план Билли.
- Çok zamanını alıyor gibi.
Отнимает много времени.
- Madeline biraz daha ekmek alır mıydın?
Мадлен, еще хлеба?
Ona amacımızı açıklayıp desteğini alırsam bu kargaşanın içinden çıkmamızı sağlayabilir.
Если я заручусь его поддержкой, мы можем выйти из этой ситуации без потерь.
Valinin konseyindeki en etkin isim o. Buradaki gerginlik ne hal alırsa alsın durumu idare etsin diye vali ona güveniyor.
- Она самый влиятельный член Совета, и несмотря на разногласия, губернатор всегда полагался на её поддержку.
Buna uzay operası diyorlar, aklın alıyorsa artık.
Называется "космоопера", веришь нет?
İki bira da sen alır mısın?
Ты хочешь два пива?
İki saniye sürecek sadece sonra da... Neye ihtiyacın varsa. Ne alacaksan alırsın içinden.
Две минуты и ты сможешь забрать оттуда все, что тебе нужно.
Nasıl desek... Eski alışkanlıkların.
По понятием...
Hafif ceza alırsın, hatta belki gerizekalı olduğunu söyleriz.
Надают по рукам. Хотя лучше бы, по заднице.
Milyonlarca insan ödeyemeyecekleri evleri satın alıyor.
Миллионы людей, купили себе дома не по карману.
Ya değişime kadar tatile çıkarsın, yas izni al, ailenle ol, mutlu noeller falan, ya da başka bir iş ara.
Предлагаю отдохнуть до сдачи поста. Поскорбить, побыть с семьей отметить Рождество. Либо начинайте искать новую работу.
Silahını al.
Возьми ее.
Şartlı tahliye makamını bugün ziyaret edeceğiz öyle ya da böyle işe alım yapan kardeşle yüzleşeceğiz.
Мы пока, навестим офицера по надзору. Расспросим его о брате.
Demem o ki, iş etiğini bir kenara koyarsak kar etmeyen bir şirketi satın alıp, üzerine kredi çekilmesi şirketi alan kişinin yasalara uyup, vergilerini ödediği sürece yasal bir durum.
Как это? Если отбросить мораль, то покупка одной компании другой и откачка из нее прибыли абсолютно законна. До тех пор, пока она следует букве закона и платит налоги.
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın şunu 54
alın onu 55
alın bakalım 97
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın şunu 54
alın onu 55
alın bakalım 97