Atıyor traduction Russe
3,407 traduction parallèle
Biraz hızlı atıyor.
Немного ускоренное.
Nabzı hala hızlı ve düzensiz atıyor.
Пульс по-прежнему нитевидный и быстрый.
Her zamanki gibi atıyor.
Он подавал как обычно.
Merc'ün tuvaletini atıyor.
Он выкинул унитаз Мёрка.
Bir parça kanıttan bir varsayım ortaya atıyor hikâyeyi de ona göre yönlendirip peşin hüküm veriyorsun.
Ты подкрепляешь предположения кусочками фактов, начинаешь гнуть размышления чтоб поддержать свое предвзятое мнение.
Kalplerimiz bile aynı anda atıyor gibi geliyor.
Как будто наши сердца бьются в унисон.
Zekan seni tehlikeye atıyor Jack.
Ты слишком умен для своей доброты, Джек.
Emekli Mossad ajanları her yerde devriye atıyor.
В охране бывшие агенты МОССАДа.
- Hafta sonları bazen bana mesaj atıyor.
Он пишет мне пару раз в неделю и на выходных. Как мило.
Evet, bana da çok mesaj atıyor.
Мне он тоже пишет.
Sürekli atıyor.
Почти постоянно.
Kalbim çık hızlı atıyor Hank.
Пульс зашкаливает, Хэнк.
Burada kaldığın her dakika hepimizin hayatını tehlikeye atıyor.
Каждую минуту, что ты здесь, возрастает риск для всех нас.
Şuan kalbim senin için atıyor.
{ \ fs17.551 } И это сказалось на тебе.
Gömleğini çıkarıp atıyor?
Она просто снимет кофточку и покажет их?
Planlarını tütün çiftliği diye palavra atıyor.
Когда он хвастался своими планами выращивать табак.
Bize yem atıyor.
Он водит нас за нос.
Sizinle konuşmak bile beni tehlikeye atıyor.
Я в опасности уже оттого, что говорю с вами.
- Birisi çadırımıza bir şey atıyor.
Кто-то закидывает говном нашу палатку. Что?
Bu adam telefonla konuşuyor, Hanımefendi mesaj atıyor, Beyefendi oynaşıyor, Şu adam da gece 9 sensına bebekle Geliyor!
Этот парень болтает по телефону, она смсится, он секссмсится, а тот привел ребенка на вечерний фильм!
Cinayeti görmüş. - Palavra atıyor. Seninle kafa buluyor.
- Он говорит кучу всякого дерьма, он морочит тебе голову.
Pek çok defa, ölümü düşünüp taşınırken yüzümün rengi atıyor ve ben acıdan titremeye başlıyorum.
Много раз я видел смерть, но с каждым разом сил всё меньше, а боли больше.
Cumhuriyetçiler geri adım atıyor.
Республиканцы идут на попятную.
Kafanızın arkasında ki ses bile çığlık atıyor.
Даже те, у кого глубоко в голове раздается крик
Sonra arayıp kalbin hâlâ atıyor mu diye bakarım.
- Я вам позвоню. Проверить, бьётся ли ваше сердце.
Kalbin hâlâ atıyor.
- Сердце тикает.
Şimdi de Petyr seni kurtarmak için hayatını riske atıyor. O kerhanesindeki fahişeler kadar bile onu sevmeyen bir kadının kızı için.
А теперь Петир рискует жизнью ради тебя, дочери женщины, которая любила его не больше, чем шлюхи в его борделях.
Nabzı atıyor, Silas. Hala yaşıyor.
Его жизненно важные органы на месте, Сайлас.
Kızıl Muhafızlar masumların hayatını tehlikeye atıyor! Silahşorlar muhafızlarım onları öldürmedikleri için şanslıydı.
Гвардейцы поставили под угрозу жизни невиновных!
Gaz geri tepmeli, hava soğutmalı, dakikada 725 mermi atıyor.
Он с отводом пороховых газов и воздушным охлаждением. 725 выстрелов в минуту.
- Yeni müşteri başlamak için can atıyor. - Yakında.
Новому клиенту не терпится начать.
Niye mesaj atıyor ki?
Почему он тебе пишет?
Hasretli düşüncelerinle harcadığın her dakika Amerikalıları daha büyük bir tehlikeye atıyor ve ben bunu tolere edemem.
Время которое ты тратишь выдавая желаемое за действительное ставит жизни американцев в большую опасность, и я не стану это терпеть.
- Kalbi çok hızlı atıyor.
Бьётся слишком быстро.
Hâlâ atıyor.
Оно ещё бьётся.
LighTofHeaveN Ravage atıyor EHOME'dan kimse etkilenmedi
LighTofHeaveN использует ульту, но EHOME он ничего не сделал.
Belediye başkanının tepesi atıyor.
Мэр уже с ума сходит.
- Herkes temayı öğrenebilmek için can atıyor.
А теперь все просто жаждут узнать тему вечеринки. - Тему?
Daniel kim ve neden sana mesaj atıyor?
Эй, кто такой Дэниэл, и почему он тебе пишет?
Çapa atılıyor!
Якорь отдан!
- Tek boynuzlu atım gökkuşağı sıçıyor.
Это Турецкий бекон или обычный?
İyi gözetin Monsör, akbabalar cirit atıyor.
Охраняйте ее хорошо, месье.
Biz konuşurken, o birkaç gizemli kitabın peşinde, denizaşırı bir maceraya atılıyor.
Как мы уже сказали, он затеял путешествие через море в погоне за одной таинственной книгой.
Her seferinde biri kendini ya düelloda öldürtüyor ya Chatelet'e atılıyor ya da bazı dalaverelerde filan öldürülüyor. Muazzam bir sıkıntı.
Каждый раз, когда кто-то из них умирает на дуэли, или его отправляют в Шатле, или убивают в переделке, это ужасное беспокойство.
Saatte 40 mil hızla giden at da zorluk seviyesini oldukça artırıyor.
И все это на лошади, которая мчится со скоростью 40 миль в час
Cihazın sinyali, üç farklı baz istasyonundan ping atıyor.
Сигнал идет от трех сотовых вышек
Kakülleri açılı keserdi, geri atılıyor nasılsa diye.
Он делал всем такую скошенную челку, он думал, что мы будем отбрасывать ее назад.
Dokuz tane kadın ortalıkta cirit atıyor.
С этими-то девятью, от которых столько шуму?
İki kahve, birkaç atıştırmalık ve 19 dakika sonrasında oradan ayrılıyor.
После 2 кофе, острого блюда, она, через 19 минут, уходит.
- Kalbi hâlâ atıyor.
- Сердце бьётся исправно.
Çocuklar sürekli evden atılıyor.
Детей выгоняют из дома все время.