Açık mı traduction Russe
6,906 traduction parallèle
- Bilinci açık mı?
Он в сознании?
Bilinci açık mı?
Она в сознании?
Bir seansa açık mısınız?
Вы готовы к сеансу?
- Sözlerim yeterince açık mı?
– Я ясно выразилась?
Yeterince açık mı?
Все ясно?
- Korkarım açık soruşturmaları sizinle konuşamam, Ajan Blye.
Ну, боюсь, я не могу с вами обсуждать текущие расследования, агент Блай.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim.
Я выследил человека, убившего мою мать, но в процессе открыл мир новым угрозам.
Açık konuşacağım.
Скажу прямо.
Ve şimdi koridora çıkıp karısı ve kızına, ömrünün çoğunu bu şehre hizmet etmek için geçirmiş bir adam için nasıl adalet olmadığını açıklamak zorundayım.
А мне придётся выйти в холл и объяснить его жене и дочери, что не нашлось правосудия для парня, служившего всю жизнь во благо города.
- Ketıl'ı açık bırak canım. - Teşekkürler.
Поставь пока чайник, дорогая.
Sen açık ara en utanç verici arkadaşımızsın. - Şarkı söylemenle.
Ты, безусловно, самый неприятный тип из всех наших друзей.
Şimdi açık konuşalım, "Aflac" diyen ördek kadar iyi olamazsın ama en azından Ben Affleck kadar iyisindir.
Ясное дело, прямо вот так сразу тебе не сравниться с той уткой, что говорит "Афлак", но ты должен быть не хуже Бена Аффлека.
Eğer bu mükemmel olarak açık değilse, elinde ben varım.
Если вы еще не поняли, я ваш последний шанс.
Carol kapımın her daim açık olduğunu biliyor.
Для Кэрол двери моего дома всегда открыты.
Açık markette insan ölümsüzlüğünün kapısına bir adım atmak mı?
Шаг до двери к человеческому бесмертию на открытом рынке?
Dün gece gelen her neydiyse, açık bir belirti olmaksızın tekrar gelememesinden emin olacağım.
Я сделаю так, что тот, кто явился вчера, не явится вновь без нашего ведома.
Açık konuşacağım, peki benim çıkarım ne olacak?
Спрошу напрямик, что мне от этого будет?
O hapis evreninde 6 kişi ile birlikte tıkalı kaldım. Aç kaldıklarında onlarla ilgilendim. Haftada sadece 2 damla kan ile hayatta kaldık.
Я была заперта в тюремном мире с шестью другими, заботилась о них, пока мы голодали, делила с ними две капли крови в неделю, экономя наши запасы.
Hayır. İnsanlığımı geri getirmek için yüzüme onlarca yalan söyleyerek duygularını yeterince açık ifade ettin.
Нет, нет, ты ясно выразила свои чувства, когда опутала меня паутиной лжи, чтобы включить мою человечность.
Öyle mi? Siz cadıların çok sevdiği bir kelime vardı. Açık kapı mı diyordunuz?
А как же слово, которое вы, ведьмы, так любите? "Лазейка"?
Bir açık kapı varsa bile bulmana yardım etmeyeceğim.
Даже если она и есть, я не стану помогать искать её.
"Bu savaşın silahları herkesin kullanımına açık."
" Оружие в этой войне доступно каждому.
Açık olarak, sorularım var.
Очевидно, у меня есть вопросы.
Açık konuşalım.
Мне нужно чтобы ты был честен со мной.
- Bunu ne yapayım? Açıldı artık.
А что мне с ней делать... она открыта.
Biliyorum size önceki sefer... tamamen açık sözlü olmadım.
- Да, я не была полностью с вами откровенна.
Açık kollarımızla sizlere hoşgeldin diyoruz.
Мы приветствуем вас с распростёртыми объятиями.
İkinci kısım.
Время AC / DC :
Artık mesaiye başladığına göre, telefon geldiğinde üç kez çaldığında açıp her konuşmaya... "Alo, Yardım Destek Hattı" diye başlarız. - Tamam.
Вы, конечно, уже прошли тренинг, но когда поступает звонок, трубку желательно взять до третьего гудка и начать разговор с фразы "Добрый день, служба помощи и поддержки."
'Neyse, yıkıldım açıkçası.
Если честно, я разбита.
Şu günleri bir atlatalım, işe dahil olmak isterseniz kapım açık.
Если всё срастётся, и вы захотите остаться, то пожалуйста.
Açık konuşalım.
Давай начистоту.
Tamam, "Her taşın altını aradık." açıklaması yapalım.
Хорошо, мы выступим с заявлением "мы сделаем всё зависящее".
"Acıya dayanacağım ama bebek görmeyeceğim artık."
Я буду жить дальше... но не стану заводить детей.
Pardon ama bir tarafa çekilmeye ya da boyun eğmeye ihtiyacım yok. - Gerçekler gayet açık.
Но позвольте, меня не надо ни тянуть, ни толкать.
Bil bakalım kaç tanesi hâlâ açık durumda?
Только представь, сколькими он еще может управлять.
Umarım 51'in kapısının sana her zaman açık olduğunu biliyorsundur.
Я надеюсь, ты знаешь, что 51-ая всегда будет твоим домом.
çocuklar için biraz karmaşık olabilir, ziyarete geldiğiniz yeri anlayamamış olabilirsiniz, onun için biraz açıklayalım.
Часто люди путаются в том, куда они сегодня приехали, так что давайте всё проясним.
İmanımıza inanmadığın açık.
Ясно, что ты не полагаешься на нашу веру.
Ki bu da neden şanlı ordumu kapının dışında bıraktığımın gayet açık bir nedeni.
Именно по этой причине я оставил свою армию ангелов у ваших ворот.
Sanırım farları açık unuttum.
Кажется, я забыла выключить свет.
Noktaları birleştirmeye, bıraktığın kırıntıları takip etmeye çalıştım ama. tek bir açıklama mantıklı geliyor...
И я решила соединить все точки, собрать все хлебные крошки, оставленные тобой. но единственное объяснение, не лишенное смысла...
Travis, sana açık konuşacağım.
Трэвис, я буду с тобой откровенен.
Çok açık olacağım.
Я как открытая книга.
- Dr. Tyler, bu şeyler... - Yardımına ihtiyacım yok. Bundan daha açık olamam.
доктор " айлер, есть что-то, чего €... ћне не нужна тво € помощь. я пон € тно говорю?
Kapım açık.
Моя дверь открыта.
Açık olalım. Bu savaş bittiğinde, Vega'yı kontrol edeceğim.
Когда война закончится, я завладею Вегой.
Her bir şeyler hatırladığımda farklı açıdan bakmak zorundayım artık.
Каждый раз, когда я вспоминаю что-то... Я должна пересмотреть на это с другой стороны.
Açık olayım.
Знаешь что?
Açık konuşayım.
Поймите меня правильно.
Virüsün bize satıcıların yerini verebilmesi için açık artırmayı çökertmesi lazım.
Чтобы вирус выдал нам физическое положение продавцов, он должен прервать аукцион.