Babası mı traduction Russe
2,747 traduction parallèle
- Biri Padma'nın babası mı?
- Один из них отец Падмы?
Siz Kathleen'in babası mısınız?
Вы отец Кейтлин?
Tucker Franklin, bebeğin babası mı?
Такер Франклин был отцом ребенка Софии.
Ben Neal'ın babasıyım.
Я отец Нила.
Babasını da tanıması lazım.
Он должен знать своего отца.
Amy'nin alanı sinir sistemi olduğu için biraz araştırdım ve Santiago Ramón y Cajal'ın modern sinir bilimin babası olduğunu öğrendim.
Так как Эми нейробиолог, Я провела некоторые исследования и обнаружила что Сантьяго Рамон Кахаль, отец современной нейробиологии, сделал множество рисунков клеток головного мозга
Sorun şu ki, bir gün babasıyla oturup traktör katalogu inceliyoruz. Bir bakmışım benimle traktör kiralamak istiyor.
Дело в том, что мы как-то раз были с её отцом, смотрели журнал с фермами, и он сказал, что хочет сдать трактор мне в аренду.
- Valla bir saniye. - Şurada döllemeye çalıştığım kadının babasıyla, bir traktör için anlaşmaya çalışıyorum.
- У меня тут тракторная сделка с отцом женщины, которую я собираюсь осеменить.
Çünkü insan aşığı babası barımın amına koydu ve etkileme işi sıkıcı.
Потому, любительница людей, что ее папочка разъебал мой бар, и зачаровывать скучно.
Bazı eski dosyalara baktım ve Severide'ın babasının benim babamın ve Amir Boden'ın aynı istasyonda çalıştığını gördüm. Babam öldüğü zaman.
Полистал старые документы, и оказалось, что отец Северайда, мой отец и шеф Боден служили в одной части, когда мой отец...
Sanki 20 yıl önceye dönüp, özveri timsali ve görevi uğruna canını feda eden ve benim de birlikte çalıştığım babası Henry'i görmüş gibiydim.
Я словно вернулся на 20 лет назад, и увидел отца этого стажёра, Генри, пожарного, с которым я служил, и который отдал жизнь, выполняя свой долг.
Başlangıçta anne babası ara sıra ziyaretine geliyordu. Ancak yarım saat kadar kalıyorlardı. İşleriyle çok meşgullerdi tabii.
На первых порах родители навещали его — но лишь по полчаса, они были очень занятыми.
Bunun Manny'nın yolda babasını görebilecek olmasını durdurmakla ilgisi var mı?
И это никак не связано с тем, что Мэнни по дороге увидеться с отцом?
Nisa'nın babası hakkında derinlemesine bir araştırma yaptım.
Я тщательно проверил биографию отца Нисы.
Norveç'te ki şu adam için imza attı, çünkü babasına olanları bulması için yardımını istedi.
Может быть, он предоставил займ тому парню из Норвегии потому что он хотел, чтобы тот помог ему с проблемой отца.
Ben onun babasıyım.
Я ее отец.
Ben Will Burton, Jamie'nin babasıyım.
Это Уилл Бёртон, папа Джейми.
Her şeye rağmen mafya babasının yumurtasıyım.
Я - отпрыск мафиози, в конце концов.
Sanırım Amanda babasının ölümünden sorumlu olanların onunla aynı acıyı çekmesini istemiş.
Думаю, Аманда хотела заставить людей, ответственных за смерть её отца, страдать так же, как и он...
Çabuk olun, ben babasıyım!
Я же его отец!
- Babası kötüye gitmiş efendim. - Anladım.
Боюсь, его отцу в очередной раз стало плохо, Сэр.
Aman tanrım, Derek'in babası.
- Батюшки! - Отец Дерика.
Annie'nin babası olmadığını öğrenmek onu perişan edeceği için bir seçim yaptım.
Но это бы... ранило его, если бы она не была его дочерью, и я сделала выбор.
Sorun onun sapık üvey babası tamam mı?
Это ее отчим-психопат.
Çocuğun babasının Koroner Yoğun Bakımdan ne zaman çıkacağına dair bir fikrin var mı?
Так когда отца парнишки переведут из реанимации?
- Babasını ben çağırdım.
- Я устроила, что он прилетел.
Muhtaç görünmek istemem ama ama halletmemiz gereken Carrion / Padma'nın babası değişim olayımız var ve yardım etmen gerçekten iyi olurdu.
Не хочу показаться назойливым, но вопрос обмена Кэррион и отца Падмы нужно решить, и мне бы очень помогла твоя помощь.
Kelly'nin babasından duymadan önce ona olup biteni anlatacak mısın?
Вы собираетесь ему это рассказать до того, как это сделает отец Келли?
Sanırım, Sweets'in sonunda Anne ve Babası'nın evini terk ettiğini duymuşsunuzdur.
Думаю, ты уже слышала, что Свитс наконец-то съезжает от мамочки и папочки.
Bebeğin babası da sorumluluğu paylaşacak mı?
Отец ребенка виднеется на горизонте?
Konuyu yeniden açtım. Sarah'nın harika annesi Shania'nın inatçı babasından daha büyük bir oy hakkına sahip.
Мнение классной Сариной мамы важнее, чем мнение непоколебимого отца Шенайи.
- Onun babasıyım ben.
— Зачем он там нужен? Я ее отец.
- Onların babasıyım ben!
Я их отец!
İşkence izlerine baktığımızda çocuğunu kaybettiği için babasını suçluyor olabilir ve intikamını bu kurbanlardan alıyor.
Следы пыток говорят о том, что она может винить отца ребенка, и вымещает злость на жертвах.
Annem ve en iyi arkadaşımın babası bu şehir için korkunç sonuçları olabilecek bir komplonun içindeler.
Моя мать и отец лучшего друга замешаны в деле которое может иметь последствия для города.
Annem ve en iyi arkadaşımın babası bu şehir için korkunç sonuçları olabilecek bir komplonun içindeler.
Моя мама и лучший друг моего отца участвуют в заговоре который, возможно, будет иметь страшные последствия для города
Ben de sanmıştım ki çocuk birden boy attı ama babası hiç öyle sanmadı. Birkaç dakika içinde fark etti.
Я подумала, что он так резко вырос, но вот его отец не купился на это.
- Yani, üvey babasıyla kavgaya mı girmiş?
- Так, она подралась со своим приемным отцом?
Joe ile buluştuktan sonra buraya geldi. Sana sistem konusunda yardım edecekti. Sana, babasına doğruyu söyledi.
Так и было, после встречи с Джо, она пришла к вам, чтобы помочь с учётом и рассказала обо всём вам, своему отцу.
- Bak Gibbs, McGee'yle babası arasındaki gerginliğin gayet farkındayım.
- Слушай, Гиббс, мне хорошо известно о натянутых отношениях между МакГи и его отцом.
Anladığım kadarıyla, bu Grace'in babasının itiraf kaydı.
Это признание отца Грэйс на пленке, на сколько я знаю. Вот зачем охотился наш убийца.
Birlikte takılmak için tüm kullanılan babası uzakta iken sığınakta. Onu odasına kaçtı zaman bu çocuklar kadar vardı ne Biliyorum şimdi sanırım.
Мы все вместе зависали в бункере, когда ее отца не было дома.
Sanırım Sofia'nın bebeğinin babasını bulduk.
Кажется, мы только что нашли папочку малыша Софии.
Yani, en azından kanun adamıydım ta ki bu adamın vefat eden sevgili babası, hukukçu ordusunu üzerime salıp itibarımla oynun oynayana kadar, öyle değil mi?
Или, по крайней мере, я был представителем закона, пока покойный отец этого человека не наслал на меня армию юристов и они от души не растоптали мою репутацию, не так ли?
Onun babası olup olmadığımı öğrenmek istiyor.
Она хотела узнать не я ли ее отец.
Brick'in babasıyım.
Отец Брика.
Kızım babasıyla yaşıyor.
Она живет с ним.
O zaman çocuğa benim yüzümden babasının gidici olduğunu söylemek zorunda kalırdım.
И потом мне пришлось бы сказать ребенку, что его папа умер. потому что я напортачила.
Dam Pyeong Joon Yeo Wool hanımın babası.
я говорю о вашем отце.
Sanırım bunun nedeni basının Peter'in bir aile babası olarak geçmişte yaptığı hatalarla daha çok ilgilenmeleri,... ki bunlar Mike Kresteva'nın mevcutlarından uzun zaman önce telafi edilmiştir.
Я думаю, это потому что пресса больше интересовалась прошлыми неудачами Питера в личной жизни, за которые он давно расплатился, чем промахами Майка Крестивы в настоящем.
George Michael, babasıyla "bil bakalım hangisi yalan" - oyunu oynuyordu.
Джордж Майкл играл с отцом в игру "соври другому".