Bataklık traduction Russe
538 traduction parallèle
- Diğerlerini yakaladığı bataklık.
Туманная лощина? Болото, где он всех ловит.
Bataklık ya da değil, ondan bu kadar süre uzak durabiliriz.
В болоте или нет, но мы сможем продержаться.
Bugün bataklıkta... hep birlikte çalıştık.
Сегодня мы работаем вместе... в болоте.
Bataklıkta ve kumda çalıştık.
Мы работаем в болоте. И в песке.
Dile getirmemin bir sakıncası olur mu bilmiyorum baba ama bataklık gibi bir beynin var.
Если Вы позволите мне раскрыть рот, отец, я скажу Вам, что у Вас не мозги, а болото.
Dağ, bataklık veya çöl var mı göstermiyor.
Не пойму только, горы это, болота или пустыня.
Onları bataklıklarına geri götürmek zorundaydık
Мы должны были вернуть их в их болото.
Bataklık adamlarca sarılmış durumda.
Вокруг этого болота слишком много пушек.
Plana göre bu Karbonifer olmalı, sonsuz bataklık ve göletten oluşan bir dünya!
Согласно нашим расчетам, следующим этапом будет Карбон! Время болот и лагун...
Unutmayın, bataklık tehlikeli. İçinize fazla çekmeyin!
Это болото легко может тебя проглотить...
- Ben bir şey yapmadım... - Her yer bataklık..
Вокруг одни болота, а ты шатаешься черт знает где!
Karbon döneminin bataklık labirentini geçtik, ve bu bizim yolculuğumuzun son parçası oldu.
Мы пересекли карбон и вступили в последний этап.
O bataklık oldukça derin.
Ѕолото довольно глубокое.
Nehir, okulun arkasındaki bataklık...
Набережная, большие приливы. Это меня всегда впечатляет.
Kilise? Okulun arkasındaki bataklık?
Набережная..., церковь... и это огромное болото за полем.
Her yer bataklık.
Болото везде.
30 metre ilerisi, belki bataklık kumu.
Через тридцать ярдов трясина.
Kimse bataklık kumundan bahsetmemişti.
Про болото нам не говорили.
çiftçinin dünyasının yavaş ölümü hala kıtaları insanlarla dolduruyor binlerce bataklıklarda köpek balıklarla dolu kıyılarda ve yanar dağların tarafından yakmış adalarında
Медленная смерть мира крестьян, которые все еще живут, населяя континенты, в тысячах болот, вдоль побережья, кишащего акулами,
- Bataklık.
- Болота.
Bataklık bu.
Это болото.
Bu elbise bataklık ve mağaralar için uygun değil ama...
Платье из этого не подойдёт для болот и пещер, но....
George budur işte bir kenef, bir bataklık, G.D. Bataklığı!
Вот кто он такой Болото, топь, трясина.
Değil mi bataklık, değil mi?
Ты же у нас трясина, да?
Burası bir bataklık ve daha öğrenemeden dibe doğru sürüklenirsin.
Здесь зыбучий песок, не заметите, как вас утянет.
Thames Vadisi o zaman bataklık idi.
Долина Темзы была тогда болотом.
Bataklık kıyısında, Yağmurun gölgesinde.
У поганых болот чьи-то тени встают.
Yeni yapılan yolun yanındaki bataklık.
На болоте возле новой дороги...
Ordunuzun büyük kısmı İrlanda bataklıkları altında çürüyor.
Большая часть вашей армия сгнила в болотах Ирландии.
Bir dilim bataklık yılanı atıp, karıştıralım kazanı.
Брось в него акулы хрящ Хворост заповедных чащ.
Korkmayın. Sadece bataklık gazı.
Не бойтесь, газ болотный выходит.
Merak etmeyin, ona bataklık çizmesi yaparız.
Я загибала. Ничего, мы ей чуню сообразим.
Demek bataklık çizmesi buymuş. - Rahat mı?
Во чуня какая!
Burada bir bataklık dolusu Kara Rus deliler gibi teknelerini sürüyor!
У нас вся топь кишит Чёрными Русскими, гоняющими на катерах, чтобы перебить тут весь отряд!
"Bataklık Şatosunun yüksek kulesindeyim."
"Я в выcoкoй бaшнe Бoлoтнoгo Зaмкa".
"Bataklık Ateşi" filmini izledin mi? Filmde köprüden atlayan oymuş.
- Это он прыгал с баобаба.
Doğal düzene göre, bataklık canlıları ile eşdeğer görüyor beni.
Она почему-то считает, что я вроде какого-то сельского жителя.
Pamuk toplayan, bataklık cini, serseri, boyacı çocuk, asansörcü
Хлопкороб гвинейский, Старьевщик, чистильщик обуви, Лифтер,
Burada bataklık ve pislikten başka birşey yok.
Болота на тысячу верст.
Buradaki bataklık alan, Fransa'nın üç katı büyüklüğünde.
Полюбуйтесь... Представляете себе, каково жить в такой глухомани?
- Hiç pişmanlık duymuyor musun? - Hiçbir şey için pişman değilim, büyükanne. Bizimkisi bataklık, lanetlenmiş bir toprak parçası.
Ты, главное, гляди, за место держись.
Bu kozalaklı ağaçların boyu 60 metreyi aşıyordu. Çikasların yaşadığı bataklıkların yanında sık ve karanlık ormanları oluşturuyorlardı.
Это хвойное лерево имело более чем 200 футов высоты и они образовывали толстые, плотные, темные леса рядом с болотами, где рос саговник.
Kışın karla kaplı yazın bataklıkla.
снежные сугробы зимой, болотные трясины летом.
Venüs'ün üzerinde hiçbir şeyin görülememesi bazı bilim adamlarının, yer kabuğunun bataklık olduğu sonucuna varmalarına sebep oldu.
Не имея возможности хоть что-то разглядеть на Венере, учёные и другие люди пришли к выводу, что на ее поверхности было болото.
Eski mezarlık, bataklıklar, çiçekler.
Десятки уютных домиков.
Hey, bataklık!
Трясина... Трясина!
Bataklık dokundu. O kaybolan çizme yüzünden.
Вот оно, болотце-то, вот он, сапог.
Bataklık değneğini almayı unutma.
Слегу перед болотом не забудь.
O yandı, yıkıldı, bataklığa gömüldü.
Oн cгopeл, a ocтaтки зacocaлo бoлoтo.
- "Bataklık Ateşi" ni izledin mi?
- Да!
"Bataklık Ateşi" ndeki atlayışım.
Как в "Огненной саванне".