Biliyorlar mı traduction Russe
731 traduction parallèle
Adamın nasıl göründüğünü biliyorlar mı?
А они знают, как я выгляжу?
Bakalım bir şeyler biliyorlar mı?
А вы что здесь делаете? Спросите, что ему здесь надо?
- Kimin yaptığını biliyorlar mı?
Известно, кто его убил?
Bu süreyi biliyorlar mıydı? Sorgudan önce biliyorlar mıydı?
Они знали об этом, когда допрашивали меня вчера?
Bütün o pazar ayinine gelen insanlar haftanın diğer altı günü ne yaptığını biliyorlar mı?
А прихожане знают... чем ты занимаешься остальные шесть дней недели?
Hırsızlık yaptığını biliyorlar mı?
И два брата. Они знают, что ты вор?
- Okuma yazma biliyorlar mı?
- Они грамотные? - Только некоторые.
- Kadını kimin tuttuğunu biliyorlar mı?
- Они знают, кто похитил женщину?
Yarının Anneler Günü olduğunu biliyorlar mı?
Думаете, парни завтра будут в форме?
- Ölümün anlamını biliyorlar mı?
Они ведь знают, что такое "смерть" или как?
Sebebi neymiş biliyorlar mı?
А врачи сказали, что могло вызвать кому?
Neden Küba'ya gittiğini biliyorlar mı?
Они знают, зачем ты туда едешь?
- "İkinizin ilişkisi olduğunu biliyorlar mıydı?" - Şerefsiz.
- "Они знают, что у вас была связь?"
Sor bakalım o iyi dostlarına, bunu biliyorlar mı?
Спроси у своих друзей об этом.
Kim olduğunu biliyorlar mı?
Проверьте, знают ли они, кто это.
Annen ve baban Tony'nin varlığını biliyorlar mı?
Твоя мама и папа знают про Тони?
Sana bir şeyler söylediğini biliyorlar mı?
Знают о его рассказах тебе?
- İngilizce biliyorlar mı?
- Они говорят по-английски?
Buradaki insanlar Rusya'da ahlaksız bir hayat yaşamış olduğunu biliyorlar mı?
Интересно, они знают насколько аморальную жизнь вы вели в России?
* Biliyorlar mıydı acaba.
Вот дорога,
* Biliyorlar mıydı acaba.
Спроси-ка у сороки,
Dickens'ten hoşlanacaklarını biliyorlar mı?
Вы уверенны что им понравится Диккенс.
Peşinden gelenler yağmur yağdırmayı biliyorlar mı?
Будут те, которые приходят за тобой знать, как сделать дождь?
- Yerimizi biliyorlar mı?
- Альфу обстреливают. - Они знают, где мы?
İnsanlar gerçekten ne istediklerini biliyorlar mı?
- Они действительно знают, чего они хотят?
Ama öyle adamlar cevapları biliyorlar mı acaba?
У них на всё есть ответы.
- Buradan çıkamadığımızı biliyorlar.
Им ясно, что мы в западне.
İşçiler ve yoksul mahalle çocukları onlar için elimden gelenin en iyisini yapacağımı biliyorlar.
Рабочий человек и дети трущоб могут быть уверены, что я сделаю все, что в моих силах.
Bütün namuslu yurttaşlar, yoksulları dar gelirlileri, açları korumak için elimden geleni yapacağımı biliyorlar.
Обычные добропорядочные граждане знают, что я сделаю все, что в моих силах, чтобы защитить непривилегированный класс.
Nasıl yaşanacağını biliyorlar ve ben de onlar kadar sert olacağım.
Они знают, как жить и я собираюсь быть жесткой, как они.
Böyle şeyler yazdığımı biliyorlar.
Все знают, что я автор детективов.
Seni tanıdığımı nerden biliyorlar?
Как они узнали, что мы с тобой знакомы?
Parmağımı bile oynatamadığımı biliyorlar.
Они знают, что я не могу даже пальцем двинуть.
Thallara yardım etmek istediğimizi nereden biliyorlar?
Откуда они знают, что мы хотим помочь Талам?
Kalkanlarımızın dayanamayacağını biliyorlar.
Они знают, что наши щиты не выдержат.
"Ben yaşadığım sürece bu bayrak dalgalanmaya devam edecektir. Eğer ölürsem askerlerim zorunluluklarını nasıl yerine getireceklerini biliyorlar."
"Пока я жив, флаг будет там, где ему надлежит, а, если я умру, моим офицерам известен их священный долг".
Demek dükkânımı biliyorlar.
Значит, знают, где моя лавка.
Sanırım ne yaptıklarını biliyorlar.
Ну.. полагаю, что они знают, что делают.
- Hayır, ama yüzbaşı, benim para almadığımı biliyorlar.
- Но, капитан, они знают...
- Burada olduğumuzu biliyorlar mı?
Они знают, что мы здесь?
Büyük bir şey. Araştırdığımı biliyorlar ve bu yüzden beni öldürmeye çalıştılar. - Kim onlar?
Они знают, что я что-то пронюхал, и пытались меня убить.
- Yaşımın tutmadığını biliyorlar.
- Не могу. Здесь знают, сколько мне лет.
Hakkımızda her şeyi biliyorlar.
Они о нас все знают.
Filargi'yi onlar aleyhinde kullanacağımızı biliyorlar.
Правда. Они знают, если отпустить Филаджи, он даст на них показания.
Attığım bütün adımları biliyorlar ama kabul ediyorum.
Я на моём посту, например, не могу сделать ни одного шага без контроля, и я это принимаю.
- Sanırım bunu biliyorlar Billy.
- Мне кажется, они об этом уже знают.
- Biliyorlar mı?
- Они в курсе?
Sanırım Eatentonlar şanslı. Birbirleri için ne kadar önemli olduklarını biliyorlar.
Везёт этим Итонтонам, они так друг о друге заботятся.
Ne olduğunu anlamıyorlar ama toprağımızı yok edeceğini biliyorlar.
Они не понимают что это, но знают, она уничтожит нашу землю.
Anladığım kadarıyla Amiral, bizim rotamızı, varış yerimizi ve planımızı biliyorlar.
Похоже, адмирал, они знали наш курс, наш пункт назначения и наш план.
İş arkadaşlarım yerimi biliyorlar ve bekliyorlar.
Мои коллеги знают, что я здесь, и ждут моего возвращения.