Büyük bir şey traduction Russe
2,275 traduction parallèle
Tek bildiğim biraz aşırıya kaçtım ama her zaman kendimden büyük bir şey arayışında girmişimdir.
Знаю, это было немного экстремально, но я искала нечто... бо́льшее, чем я сама, всю свою жизнь.
- Büyük bir şey yok, ama yakınlaşmaya ufak bir adım.
Ничего такого, но на маленький шаг ближе.
Benden saklamak için sence de biraz büyük bir şey değil mi Tom?
По-моему, это довольно важно, чтобы скрывать от меня, разве нет, Том? - Знаю.
Yanına gelme nedenim, senden bir şey istemek. Hem de epey büyük bir şey.
Я пришел попросить тебя об одной услуге, и она большая.
Öyle büyük bir şey oldu ki İskandinav mitolojisini tamamıyla değiştirdi.
Что-то настолько масштабное, что отразилось на скандинавской мифологии...
Ona bir şey söylemedim, ama büyük bir şeyin olduğunu biliyordu.
Я ничего ему не рассказала, но он уже знал, что происходит что-то большое.
bu büyük bir şey..
Это же мощно.
Büyük bir şey değil, sadece Conor çavuş tokatlayıcı esprisini...
Коннор захотел вставить шутку про Джеко в монолог...
Büyük bir şey değildi ama bir başlangıçtı.
И пусть этого мало, но это только начало.
Büyük bir şey.
Чего-то большого...
Bu yaşamdan daha büyük bir şey.
Невероятного.
Bak, biliyorum Caleb ve sen onu yakalamaya çalışıyorsunuz, ama asıl konu Mona'dan daha büyük bir şey olabilir, anladın mı?
Слушай, я знаю, что вы с Калебом пытаетесь поймать ее с поличным, но здесь может быть больше, чем просто Мона, понятно?
Sanırım büyük bir şey buldum.
Кажется, я нашла что-то важное.
Bir şeyler karıştırıyor. Büyük bir şey.
Он что-то замышляет, что-то серьезное.
Bu büyük bir şey.
Это важно
Televizyonda daha büyük bir şey gibi gözüküyor.
По ТВ выглядит намного больше.
Senin kadderin santech CEO'su Alec Sadler olmak değil. Daha büyük bir şey.
Твое предназначение не стать Главой Сэдтех, Алекс Сэдлер, оно больше.
Bu şeyi giydiğimde bir şey oluyor benden daha büyük bir şey. O adamın hayatını kurtardım!
Когда я надеваю эту штуку на себя, что-то происходит, что-то непостижимое ; я спас тому парню жизнь!
Alt tarafı bir liseli. Abarttığın kadar büyük bir şey olamaz.
Она всего лишь старшеклассница.
Bu Caffrey ve babasından çok daha büyük bir şey.
Теперь это гораздо больше, чем Нил и его отец.
Büyük bir şey değil.
Так, пустячок.
Evet, büyük bir şey değil.
Да, ничего такого.
İkincisi ise daha büyük, saklamak zorunda kaldığı bir şey.
Вторая — больше, поэтому он искал тайник.
İyi, kötü ya da ikisinin arasında bir şey bile olsa çok büyük bir başarı bu. Çok.
Хорош он, плох, или просто среднячок - это огромное достижение.
Bak tatlım, bir şey olduğu yok hüsnü kuruntu yapıyorsun, olabilecek en kötü şeyi düşünüyorsun ve büyük ihtimalle telefonun çekmediği bir yerlerde takılıp kalmıştır sadece...
Милая, послушай, ничего не случилось, ты накручиваешь себя, представляя худшее, что с ним могло произойти. Возможно, он застрял где-то, где нет связи.
- Evet, Thayer hakkında olan şu şey, o çok iyi bir çocuk, ama keza bu omuzunda büyük bir yük.
Да, всё, связанное с Тайером, он такой хороший парень, но у него этот постоянный груз на плечах. О твоем отце?
Seni anlıyorum, söylediğim şey, baba, bence vücut temizliği yapmayı kafaya takmayan,... sınırsız enerjisi olan ve büyük ölçüde daha genç bir sarışınla daha kötüsünü yaşabilirdin.
Я тебя слышу. Ну я, я просто предложил, пап. Я думаю, что могло быть и хуже, чем слишком юная блондинка с неиссякаемой энергией, которая не прочь обтереть тебя губкой.
Yok bir şey, büyük ihtimalle annemdir.
Это, должно быть, моя мама.
Ama büyük bir eyaletin başkanlığına oynamak bambaşka bir şey.
Но начинать кампанию на пост губернатора ключевого штата это совсем другой уровень.
Şey, endişelenme, büyük bir taş almayacağım.
Так, не волнуйся, я не выберу слишком большой камень.
Büyük gelişmiş beynin varolmayan bir şey istedi sen de onu var etmek istedin.
Твой здоровый эволюционированный мозг искал что то, что не существует, так что, ты просто изобрел это.
Bu da büyük bir şey.
Это должно чего-то стоить.
Başınıza bir şey gelmesi daha büyük bir hata olur.
Еще большей ошибкой будет позволить вам рисковать жизнью.
Büyük bir jest beklemekle ve birinin ayaklarımı yerden kesmesi için yanlış bir şey mi yapıyorum?
Неужели я не заслужила красивого жеста? Чего-то сногсшибательного?
Oraya varana kadar büyük ihtimal iyileşeceği bir şey.
Мы просто перекусили по пути сюда
Daha büyük bir gücü yenebilen tek şey.
Единственная мера великого мастерства.
Hadi ama Artie, koro odasında sana büyük bir fırsat sundum gurur duyman gereken çok şey var.
Да ладно тебе, Арти, я просто выразила тебе уважение в хоровой комнате, потому что тебе есть чем гордиться.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey size kuşkusuz sunabileceğim şey sadece Bayan Ashford olmanın getireceği ayrıcalıktan ibaret umarım bu sizin için yeterli olur zira karım olmayı kabul ederseniz bu benim için büyük bir ayrıcalık ve onur olur.
Я хочу сказать... что без всяких сомнений предлагаю вам стать миссис Оливер Эшфорд... Надеюсь, вам будет этого достаточно.
Ne zaman "Bu çok zor, pes etmek istiyorum" diye düşünsem buna bakıyorum. Bir tek ben ölsem bile savaş açısından bir şey olmayacak. Ancak eşimin ve kızımın hayatları büyük ölçüde etkilenecek.
я смотрю на них. но мои жена и дочь будут страдать...
Sadece diyorum ki güzel, büyük bir ailen olması her zaman iyi bir şey olmuyor.
Ты должна знать, с кем имеешь дело. Кажется я просто пытаюсь сказать, что, ну знаешь, иметь прекрасную, большую семью Не всегда хорошо.
Sadece bir tane büyük fikir, hayatında kazanacağın bir zafer ve her şey bir anda değişir.
Придёт одна... одна великая идея, одна победа твоей жизни, и - бац! .. Всё станет по-другому.
Şey, aa... aslında konuşmak istediğim... hepimiz biliyoruz doğalgaz... büyüyen bir... aa.. eyaletimizde... bu... şey... büyük parçası... ekonomik açıdan işlerin gidişi.
индустрия у нас в штате... это.. это большая часть, того... куда движется экономика.
Dalga mı geçiyorsunuz? "En Büyük Eserleri" tadında bir şey yapmayı bekliyordum. Bütün o kişisel şeyler harika, beklenmedik ve çok duygusaldı.
Я думала, что мы просто пройдемся по вашим величайшим хитам, но весь этот личный материал... фантастический, неожиданный и очень динамичный.
Üzerimizdeki baskıyı atabilmemiz için ihtiyacımız olan şey büyük bir zafer.
Что нам в данный момент нужно, так это оглушительная победа - для снятия разрядки.
- Açıkçası bilmiyoruz. Ama düşündüğümüzden çok daha büyük, daha yaygın bir şey.
Правда в том, что мы не знаем, но эта сеть гораздо больше, чем мы подозревали, более распространенная.
Ve hala anlamadığım şey kadınlar nasıl olurda hala erkeklerle takılmayı tercih eder. Onlar için erkekten daha büyük bir tehdit var mı?
Как женщины могут встречаться с мужчинами, когда для них нет страшнее угрозы, чем мужики?
Ne kadar da büyük bir onur bu dediler, ne kadar hürmetli bir şey.
Он думал : " Небеса! На пятерых достало б Подобных почестей!
Gerçekte ise büyük, doğaüstü bir şey.
Правда, это такая большая, безумная, сверхестественная штука.
Psikiyatri kitabında Angela'yı, okulunu bırakıp kendinden 30 yaş büyük biriyle Roma'ya gitmemeye, bunun kötü bir fikir olduğuna ikna edebilecek bir şey var mı?
Шелдон, у тебя в мозгоправческих книгах есть что-нибудь, что поможет мне убедить Энджелу не бросать колледж и перезжать в Рим с парнем на 30 лет старше нее?
Böyle bir şey yapmaktan bahsediyordu. Ama büyük olay çıkarmak istiyordu. Benim grubumun ona yardımcı olup olmayacağını sordu.
Он хотел учинить что-то подобное, но только по-масштабнее и он спросил меня, сможет ли моя организация ему помочь.
Tatlım, eğer her şey yolunda giderse zaten bu tabaklar büyük bir tutkuyla yere fırlatılır.
Милая, если всё пройдёт так, как должно, эти тарелки полетят на пол со страшной силой.
büyük bir zevkle 63
büyük bir ev 19
büyük bir hata yaptın 18
büyük bir tane 34
büyük bir sorunumuz var 17
büyük bir hata 19
büyük bir iş 26
büyük bir hata yapıyorsunuz 31
büyük bir hata yapıyorsun 41
bir şey değil 1063
büyük bir ev 19
büyük bir hata yaptın 18
büyük bir tane 34
büyük bir sorunumuz var 17
büyük bir hata 19
büyük bir iş 26
büyük bir hata yapıyorsunuz 31
büyük bir hata yapıyorsun 41
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209