Dümdüz traduction Russe
638 traduction parallèle
Çünkü Kuzey Belçika dümdüz bir yer.
Потому что Фландрия равнинная страна!
Şimdi dümdüz git.
Теперь прямо.
Lastiğini dümdüz edeceğim patlak lastik!
Это я проколола шину, я проколола шину!
Hayır, dümdüz ileri.
Налево? Нет, прямо вперед.
Şimdi dümdüz dört blok ilerle.
Teпepь чeтыpe квapтaлa пpямo.
McNully ve King sokaklarının oradaki mağaza dümdüz olmuş!
Бомба попала в аптеку! Хозяин и его жена убиты!
Sağdan ikinci yıldız, sabaha kadar dümdüz.
Вторая звезда справа на востоке.
Yürüyoruz dümdüz şu sözleri söylüyoruz
Мы идём вперёд и песенку нашу поем.
Ben beşikten altın bir kampa dümdüz gitmedim.
Ну, я ведь не всю жизнь прожила в поселке старателей.
Bak, buradan görüldüğü gibi, benim istikametim dümdüz.
Видишь, какой у меня прямой путь?
Bak, ok gibi dümdüz!
Смотри, как полет стрелы!
Ve bana nasıl davrandığını anlatınca suratını dümdüz edecek.
И когда я расскажу ему, как ты надо мной издевался, он тебе морду набьёт!
Dümdüz devam et.
Поезжайте прямо.
Parmakların üst tarafını daha az kaplıyor ama normal tırnaklar gibi dümdüz.
Они более узкие, но такие же плоские, как у нормальных людей.
İlk bakışta... içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi... dümdüz yolları boyunca... sabit heykeller arasında, granit döşeme... üzerinde bulunduğun, şimdi bile... kendini kaybederek, sonsuza dek... durgun gecede... benimle birlikte.
На первый взгляд казалось, здесь невозможно потеряться... на протяжении прямолинейных аллей, среди статуй с застывшими жестами и гранитных плит, где вы теперь уже потерялись навсегда, в тихой ночи одна со мной.
- Çocukkenki gibi dümdüz.
Точно такие же, как в детстве.
- Taşra, zevklidir. - Dümdüz meyve ağaçları olan. Dene, Louis.
Вкус деревни, это прелестно, будто свежий плод с дерева.
Sen bir otobüssün de ondan. Dümdüz yoluna devam eden, kimseyi de umursamayan.
Мчитесь вперед и никого вокруг не замечаете!
Dümdüz...
Прямо...
Düm... dümdüz, sevgili oğlum!
Прямо... Прямо, дорогой мальчик!
dümdüz!
Прямо!
Onu dümdüz ileri götürün.
Отнесите туда.
Dümdüz karşıya.
- Прямо. - Есть прямо.
Dümdüz ilerleyin, Bay Sulu.
Подмените меня, мистер Сулу. Так держать!
- Dümdüz ilerliyoruz, Kaptan.
- Так держать, капитан. - Я думал, это я сказал.
Bay Chekov, güzel, dümdüz bir rota.
М-р Чехов, по прямой. - Не тратьте ни минуты.
Savaş alanında dümdüz ve aynı seviyede asla 30 saniyeden fazla uçma.
Никогда не летай по прямой... дольше тридцати секунд в зоне боевых действий.
Tek bildiğim aralarından nehire doğru dümdüz yürüdüğümüzdü.
Только мы прошли сквозь них прямо к реке.
Pekâlâ, şimdi dümdüz devam et sonra toprak yolu takip et.
Так, прямо вперед, потом сворачивайте на насыпную дорогу.
Bu yolu dümdüz takip ederiz.
Думаю, мы можем ехать прямо по назначению.
- İskele ne tarafta? - Dümdüz ileride.
- Где тут лодочная станция?
Güzel, dümdüz git.
- Хорошо, греби прямо вперед.
Olabildiğince dümdüz ilerleyip hızını düşürmek zorundasın.
ты должен скинуть темп.
İnsanların Kingsfield hikayeleri anlattıklarını duyarım. Kingsfield'ın, bir öğrenciyi bir şekilde, nasıl... dümdüz ettiğinin hikayelerini.
Я слышу как народ рассказывает истории Кингсфилда... о том как Кингсфилд... унизил определенного студента... определенным образом.
Bu caddeyi dümdüz devam et, doğruca Harbor Otoyoluna çıkarsın.
Поезжайте прямо по 190-й и попадёте на Харбор фривей.
Sonra da o Nazi'nin kıçını dümdüz ederiz.
- И эти наци нас не достанут.
Köprüye git, tekneyi dümdüz ilerlet.
Шериф, давай на мостик и малый вперёд.
Şimdi dümdüz git.
Прямо вперед.
Kasabanın içine doğru dümdüz gidin.
Поезжайте прямо, в город.
Dümdüz aşağıya. Dümdüz aşağıya. İşte bu, çocuklar.
Вглубь проходите, не задерживайтесь.
Tam şu ağaçtan dümdüz kuzeye gidiyorum, beş altı hafta.
Прям от этого дерева... Я иду на север, недель 5 или 6... до тех пор, пока не доберусь до равнины.
Allah'ın izniyle çöle vardığım zaman devam ediyorum, çiş gibi dümdüz. Okyanusa gelene kadar.
Когда же я доберусь до пустыни, если Господь того пожелает... то продолжаю идти прямо, как струя мочи... до тех пор, пока не достигну океана.
Dümdüz git. Meksika dili biliyor musun? Hayır.
А почему ты спрашиваешь?
- Dümdüz geçtim.
- Просто прошел мимо.
Dümdüz gitmek korkutucu, geri dönmek utanç verici.
Вперед идти страшно, назад совестно.
Dümdüz ilerlemeye devam et Prewitt.
По прямой, Пруит.
Dümdüz gidin, Bay Sulu.
Курс прежний, мистер Сулу.
Dümdüz gidip daha erken varmak istiyorum. - Bir at al.
- Ќу, кон € возьми.
Evet, dümdüz git.
Прямо по улице.
- Otoyolda dümdüz ilerle.
- Вам платить.
O büyük ağaçtan sağa, sonra birkaç gün sola tam sağ, sonra okyanusa varana kadar çiş gibi dümdüz.
движешься левее пару деньков, затем - круто направо... затем - прямо, как пописать, до самого океана.