Forgot traduction Russe
21 traduction parallèle
♪ ♪ Should auld acquaintance be forgot, ♪ ♪
Пусть старые знакомые забудутся...
[hızlı bir şekilde] ♪ ♪ Should auld acquaintance be forgot, ♪ ♪
Пусть старые знакомые забудутся...
Unuttuğuma inanamıyorum! Genellikle böyle şeyleri koluma yazarım!
I can't believe I forgot I usually write stuff like this down on my arm
İçerde olduğunu unutmuştum.
Oh! Eli! I-I forgot you were in there.
Ama bir kişi eksikti Eli'nin hayatını, asla unutamayacağı şekilde değiştirmiş olan bir kişi.
But one person was missing- - someone who had changed Eli's life... in a way he never forgot.
Kahretsin, moo-shoo domuzum için ekstra krepleri unutmuşlar.
Damn it, they forgot the extra pancakes for my moo shoo pork.
Siz mi başlayacaksınız yoksa ben mi başlayacağım, unuttum da.
So, you start or do I start, I-I forgot.
Unutmuştum.
Oh, I forgot.
Sen her nedense Lemon Breeland'in hayatının aşkı olduğundan söz... etmeyi unutmuşken sana nasıl güvenebilirim ki?
How can I trust you when you somehow forgot to mention that Lemon Breeland was the love of your life?
Bir yere zulaladı en nihayetinde. Ama nereye olduğunu unuttu.
Well, she stashed it somewhere and then she forgot where.
Ortalığı toplamayı unutmuşlar anlaşılan.
Wow. Looks like someone forgot to sing the clean-up song.
Bir şey unuttum.
[Chuckles] Forgot something.
Chevy kucağına düşünce bunları unuttun tabii. Ama büyük firmalar golf ve yemek taarruzu isterler.
You forgot because Chevy fell in your lap, but big accounts require a golf and dining offensive.
Kendi dertlerime gömülüp başkalarının da acı çekebileceğini unuttum.
I got wrapped up in my own suffering, and I... forgot that some other people might be suffering, too.
Sana söylemeyi unuttum, Homie bugün Helen Lovejoy'la tesadüfen karşılaştım ve bil bakalım ne oldu?
Oh, I forgot to tell you, Homie, I bumped into Helen Lovejoy today, and guess what?
Az daha unutuyordum.
Oh, oh, oh, I... oh, I almost forgot.
Christine'in doğum günü partisi için tek kişilik orkestrayı ayarladım.
I almost forgot. I set up the whole, uh, one man band ready to go for Christine's birthday party.
- Kahveni aşağıda unutmuşsun.
You forgot to put in the grounds.
Randevumuzu unuttum.
I forgot our appointment.
Randevü gecemizi planlama sırası bende ama unuttum, Ve Castle onun yaptığını geçemezsem Sürekli böbürlenecek kendi yaptığıyla.
It's my turn to plan date night, but I forgot, and Castle's gonna lord it over me if I don't outdo what he did last week.
Bence sözleri unuttuğu için daha çok.
I think it's more she forgot the words.