Gençtim traduction Russe
297 traduction parallèle
Bilirsin, Venedik'te ilkbahardı ve ben çok gençtim ne yaptığımın farkında değildim.
Видишь ли, это было весной в Венеции, я был так молод я не понимал, что делаю.
O zamanlar daha gençtim ve aile şerefine muazzam bir şekilde düşkündüm.
Но я согласился. Я был тогда моложе и очень обеспокоен честью семьи.
Evet! Çok gençtim o zaman.
Я тогда была очень молода.
Bir zamanlar ben de senin gibi gençtim.
В юности я и сам был таким.
Bir zamanlar gençtim.
Я была молода.
Evet. Nevers'de gençtim.
Молодая в Невере.
Ah, ne kadar gençtim bir zamanlar!
Когда-то я была такой молодой!
Gençtim, kadınlar beni arzuluyordu, ve zaman zaman onlardan birini çok mutlu edebildim. Hizmetçiler, fahişeler, öğrenciler...
Я был молод, женщины хотели меня, и время от времени я мог делать их счастливыми.
Hayat hakkında hiçbir şey bilmiyordum, çok gençtim.
Я ничего не знала о жизни, я была очень молода.
Dillerde iyi, öğrenmeye meraklı, tetikte bir gençtim. Han benden hoşlandı.
Я был молодой, способный к изучению языков, и желал учиться.
Gençtim.
Я был молод.
Kaptan, gençtim.
Молодым юношей, капитан.
Gençtim. Sağlıklıydı pembemsi, feryat eden bir çocuktu.
И он родился здоровым, румяным круглолицым малышом.
- Ben de gençtim.
- А вы великолепно выглядите.
bir zamanlar ben de gençtim.
Давно, конечно.
Venedik'te, çok gençtim, 18 yaşında, müzik, delilik noktasına kadar.
В Венеции, очень молодой, в восемнадцать лет... Музыка, знаете ли... до безумия.
- Hadii, çok gençtim.
Прекрати.Я была молода.
Şu anda sizin olduğunuz gibi, bir zamanlar ben de gençtim ve bir yerden başlamam gerekiyordu.
Я тоже был молодым, как вы сейчас, и думал, как начать.
Ve çok gençtim. Babamın müritlerinden... biri ile evlenmiştim.
Я очень рано вышла замуж.
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
Я был мелким тогда, просто играл и не задумывался особо над тем, что делал. Я не помню, специально я схватился за провод, или случайно зацепился. Помню, что сильно дёрнуло.
Bir dakika önce sıkıntılı bir gençtim karanlık küçük bir kentte ve sonra buradaydım Viyana'da, müzisyenler kentinde müzik hayranı, İmparator Joseph'in önünde.
Всего минуту назад я был отчаявшимся мальчишкой прозябавшим в дыре и вдруг оказался здесь в Вене, городе музыкантов где сам император Иосиф, покровитель музыки.
Ben de gençtim.
Я тоже когда-то был молодым.
Öyleyse çok eski olduklarını da söylüyor olmalı. O zaman çok gençtim.
Но там написано, что это очень старая история из ранней юности?
Gençtim, hırslıydım.
Я был молодой, амбициозный.
Gençtim. İşe ihtiyacım vardı.
- Я была молода, а молодые так глупы...
"That's amore." Bu şarkı yeni çıktığında ben gençtim.
- "Амур"? Эта песня появилась в моей юности.
Ben de bu şarkı eskidiğinde gençtim.
А в моей юности она умерла, Мас. Приезжай к нам, Мас.
Daha gençtim, sinemadan ya da bir yerlerden dönüyordum.
Я вспоминаю как однажды в юности возвращался откуда-то из кино кажется
Senin şimdi olduğundan daha gençtim.
Моложе чем ты сейчас.
Senin şimdi olduğundan daha gençtim.
Моложе чем вы сейчас.
Savaşa katılamayacak kadar gençtim inşaat işçisi olarak çalışma fırsatı doğunca kabul ettim.
Я был слишком молод, чтобы участвовать в войне. ... и когда появился шанс принять участие в строительстве станции, я ухватился за него.
Araba kullanmak için çok gençtim, dedim.
Я сказал, что был слишком юным, чтобы водить.
Neredeyse bir yıI önce sizler gibi bir gençtim. Merhaba Dolly için rolümü ezberliyordum.
Год назад, я была беззаботным подростком... заучивала слова Холли Долли...
Pekala, pekala. Gençtim ve bir işim olsun istemiştim.
Я был молод и просто искал работу.
Bir zamanlar alımlıydım, gençtim ve umut doluydum.
Я был восхитительно молод и полон надежд.
O zamanlar çok gençtim Ve bir yıl
Я вспоминаю, когда была маленькой,
"Şimdi yazı yazıyorum" derdi. Bir gün o zaman çok gençtim. Bu durumdan çok sıkılıp Mürekkep şişesini masasının üstüne baş aşağı edip döktüm.
Однажды, когда я была ещё очень мала я так разозлилась что я насажала клякс по всему его столу и изрисовала каракулями его рукопись.
- Ben de gençtim. Şimdi daha aptalım.
- А моя глупость с годами только растёт.
- Ben çok gençtim ama onu hatırlıyorum.
Помню, хоть и была свосем юной.
Bir zamanlar ben de gençtim.
Я тоже была молода.
Ona göre, yaptığımız şeyde bir yanlışlık olduğunu düşünmek için çok gençtim.
Она обычно... Тогда я был слишком молод, чтобы правильно все воспринимать.
Gençtim!
Молод!
Gençtim!
Я запутался!
Rehberlikçinle konuşmanın sıkıcı göründüğünü biliyorum ama zamanında ben de gençtim.
Я знаю, это кажется странным, разговаривать о парнях с завучем. Но я тоже был подростком.
O zamanlar Savannah, Georgia'da yaşayan bir gençtim.
Я был тогда юнцом из Саванны, штат Джорджия.
Gençtim. Ve...
Я была молодая.
Ne diyebilirim ki. Gençtim
Ну, что сказать, я была молода.
Çok gençtim.
Я бьIл молод.
Daha gençtim.
- Ќет!
O zamanlar çok gençtim.
Вам это известно.
O zamanlar gençtim.
Я была молодая тогда.