English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ G ] / Göz

Göz traduction Russe

21,037 traduction parallèle
Rowena ve Crowley, annesi de oğlu gibi değil mi? İşler kötüleştiğinde göz açıp kapayana kadar kayboluyorlar.
То есть, Ровена и Кроули - яблочко от яблоньки - смылись за секунду до того, как дела стали совсем плохи.
Gerçekten mikserin başka birileri tarafından kullanıldığı gerçeğini göz ardı mı edeceksin?
Ты правда будешь стоять и делать вид, что когда-нибудь пользовалась тем миксером?
Benim giriş iznimin çalıştığını onlar farketmeden önce bir göz atmanı istiyorum.
Я хочу, чтобы ты заглянул туда, прежде чем они заметят, что мои учетные данные все еще работают.
- Göz doktoru musun?
Врач, который лечит глаза?
- Pediyatrik göz doktoruyum.
Который лечит глаза у детей.
Anlaşılan çocuk göz doktorumuzun iyi bir fikri varmış.
Привести сюда детского глазного доктора было действительно хорошей идеей.
New York'un havaya uçmasına göz mü yumacağız?
Мы позволим Нью-Йорку взлететь на воздух?
Vasile'yi bulabilirsen göz altına al.
Доставь Василе, если сможешь его найти.
Kötü bir göz boyama.
Такая подача не годится.
.. tekrar bakıp kaçırdığım var mı diye göz atacağım.
Чтобы посмотреть, упустил ли я что-нибудь.
Haklıysan ve Iosava'yı biz aldıysak, Langley masumların ölümüne göz yummuş demektir.
Если ты прав, и мы взяли Йозава, значит, невинные люди погибли по вине Лэнгли.
Göz doktoru?
Ахмед? Окулист?
Cezaevi psikoloğunun notlarına göz atın.
Check out the prison psychologist's notes.
Bin Rashid'in tüymesine göz yumdum.
Однажды я позволил Рашиду ускользнуть.
Hiçbir şey kaçırmadığımdan emin olmak için etrafa göz gezdiriyordum.
Просто осматриваюсь. Хочу убедиться, что ничего не упустил.
Şunlara göz atarken istediğin kadar sinirlenebilirsin.
Злись сколько хочешь, но смотри, что у меня есть.
Senin, pilotunun ve planının biraz kardeş sezgisiyle izini sürmem göz önüne alınırsa evet, Damon, aslında öyleyim.
Учитывая, что я отследил тебя, твоего пилота и твой план, основываясь лишь на братской интуиции, да, Деймон, на самом деле, думаю.
İsmini meleklerin göz kapaklarına yazmıştım.
Я писал ваши имена на внутренней стороне века ангелов.
- Yaklaştıysam göz kırpın.
Подмигните, если я близко.
Korkunç ağaç budama yeteneğinizi göz önünde bulundurursak, keşke kalsaymışız.
Ну, учитывая ужасающий вид сада, я бы сказал, безусловно нет.
Kaçakları göz önünde bulundurursak ve Fish'i de tanıyoruz umarım haklı değildir.
Но основываясь на беглецах и зная Фиш... Надеюсь, нет.
Şimdilik, senden Hayes Morrison'a göz kulak olmanı istiyorum
А сейчас, я хочу, чтобы ты присматривал за Хэйс.
Asıl ihtiyacım olan göz bandıydı.
Что мне действительно было нужно, так это повязка на глаза.
Bu kararı, yasal faktörleri, değiştirilmiş kanunları, ve ev içi şiddete dair yapılan çalışmaları göz önüne alarak verdik.
Мы пришли к решению, приняв во внимание обязательные факторы, изменённые законы и исследования о влиянии домашнего насилия.
"Göz dolduran avukat elit bir üniversite tarafından zulme uğratıldı" Açacağım milyon dolarlık davadan bahsetmiyorum bile.
"Выдающегося адвоката травят в элитном университете", не говоря о многомиллионном иске, который я подам.
Konu sen olunca hep agresifti. Ne şimdi, ne de daha önceki işlerinde hiç ön saflarda yer almadı. Ben de düşündüm ki, belki de bilgisayarına bir göz atmalıyım.
У него явно был зуб на вас, и он никогда не был ведущим адвокатом, и тут ваша карьера на кону, в общем, я подумала, что можно проверить его ноутбук.
Kayıtlara geçmeden önce dava dosyama senin ve kurulun göz atmasını istedim.
Я хотела дать вам шанс пересмотреть мое дело, пока я не подала иск.
Tüm günü birbirinize göz kulak olarak geçirin.
Будете весь день присматривать друг за другом.
Bu göz hapsinde olmadan önceydi.
Это было до испытательного срока.
Kaynaklar Wallace Mahoney'in öz oğlunun kasten adam öldürme suçundan göz altına alındığını söylüyor.
Источник подтверждает, что сын Уоллеса Махони был задержан без права на залог по обвинению в убийстве первой степени.
Polis az önce göz altında bulunan kişinin,
Полиция подтвердила личность подозреваемого.
Fakat delili göz önünde bulundurunca bizim için durum öyle değil.
Нелегкая задача, учитывая улики.
Bu yüzden düşmanının olmadığım senaryosunu da göz önünde bulundur.
Поэтому рассмотрим вариант, где я вам не враг.
Bizbirimize göz kulak oluruz, değil mi?
И заботимся друг о друге, верно?
Göz alabildiğine bitki var.
Здесь растений до самого горизонта.
Önüne gelenle yatmış olman yeni bir haber değil, üstelik şu sıralar medyanın göz bebeğisin.
Твои беспорядочные половые связи давно не новость, а у тебя с прессой сейчас всё очень хорошо.
Gece saat 9 : 30'dan sonra, Newyork polisi o gece 35 çocuğu, ateş yakmak, insanları rahatsız etmek, parkta kargaşa çıkarmak sebebiyle göz altına aldı.
Чуть позже 21 : 30, офицеры полиции начали окружать группу из 35 детей за поджоги, надоедание людям и другие различные действия погрома в парке.
Wallace mahkemede itiraf videolarını izletmişti, ve sanıkların "ben yaptım" dediği görüntüler jürinin diğer her şeyi göz ardı etmesine yeter. Bazen masumiyeti belgeleyen başka kanıtlar olsa bile.
Уоллес разыграл признание в суде и нет ничего вроде "Я сделал это", чтобы заставить присяжных игнорировать все остальное, иногда даже доказательство невиновности.
Okuldan önce buna bir göz atmak için vaktimiz var.
У нас еще есть время до школы, чтобы посмотреть что на ней.
Psikoloji sınıfında ona göz banyosu sunuyorsun.
Ты его просто поедаешь глазами на уроке психологии.
Miguel, istisnai geçmişimizi göz önüne alınca bence bunu araştırmalısın.
Мигель, учитывая нашу конкретную историю, думаю тебе стоит провести расследование.
Benim güzel oğlum, ilk göz ağrımın doğum gününü hep birlikte kutladığımız için çok mutluyum.
Я бесконечно счастлива, что мы наконец отмечаем день, когда я впервые взяла на руки своего прекрасного, восхитительного мальчика.
16 yaşındaki kızımızın erkek arkadaşının evinde yatmasına göz yumacak kadar rahat değiliz!
Мы не думаем, что 16-летней девочке следует ночевать у своего парня.
Sağlam göz.
Отличный вкус.
Dün patlamanın olduğu yerden kaçtığı göz önüne alınırsa şüpheli listesinin en tepesinde yer alıyor.
Учитывая, что вчера он сбежал с места взрыва, он первый в списке
Görüyorsun, bu ağız, ve şu - o küçük çikolata parçası - göz.
Вот, видишь – это рот, а капелька шоколада – это глаз.
Pekâlâ, 12. kata göz atacağız.
Мы проверим 12 этаж.
Geçenlerde çalıntı mal bulundurmaktan göz altına alınmış.
Его брали за владение украденными товарами.
Kamera yanlış yerde duruyor ve göz zevkimi bozuyor.
Он повернут не той стороной, и это очень нервирует.
185 00 : 09 : 01,235 - - 00 : 09 : 03,135 Ona göz kulak olmalıyız.
Нам нужно присматривать за ним.
İstediğin bir tane görene kadar fotoğraflara göz atıyorsun, sonra da bir buluşma ayarlıyorsun. Sadece geyler.
Геем.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]