Güneş traduction Russe
7,653 traduction parallèle
Bu yılki Güneş Dansı'na kesinlikle gelmelisin.
Ты действительно должна вернуться к началу Сан Дэнса.
Biz Lakota Güneş Dansı'ndan bahsediyoruz.
И мы говорим о Лакотском Танце Солнца.
- Akan küçük bir güneş.
Крошечное, плавающее солнце.
Güneş Tanrısı nasıl?
Как там Солнечный Бог?
Gruba karşı işlediğin bitmek bilmeyen suçların yüzünden güneş doğduğu zaman kovulacaksın.
За твои многократные преступления против группы, ты будешь изгнан на рассвете.
Güneş kavuruyor.
День в разгаре.
Onu güneş doğduktan sonra bulduk.
Мы нашли его на рассвете.
Her şey yolunda giderse güneş batmadan aether'la birlikte dönerim.
Если всё пойдет хорошо, к закату я вернусь с эфиром.
Güneş batmak üzere ve binlerce kişi ölecek.
Солнце вот-вот зайдёт, и тысячи умрут.
Güneş battığında hepsi ölecek.
Когда зайдёт солнце, мы все умрем.
Güneş doğana kadar hayatta kalmak istiyorsak elektriği bir an önce geri getirmeliyiz.
Теперь надо как-то выкрутиться, если хотим дожить до рассвета.
Ben olsam tadını çıkarmaya bakardım. Çünkü güneş insanın içini ısıtır. Ama inan bana seninle işi bittiğinde ışık kalmayacak.
И на твоём месте я наслаждался бы, пока это возможно, поскольку нам тепло, пока солнце сияет, но, поверь мне, как только он с тобой закончит - все огни погаснут.
"Sevgili Bayan Kringle gözlerin çimler kadar yeşil tebessümün güneş kadar parlak tenin kar tanesi kadar beyaz hayatın eğlenceli gibi görünüyor."
"Дорогая мисс Крингл, ваша кожа бледна как снежинка, и глаза ваши светят так ярко, а улыбка тает как льдинка, от которой становится жарко."
Güneş doğuyor.
восход солнца.
- Uzun süre güneş atlında bırakılıp... -... ve açılmış üzüme benzedi bana açıkçası.
Его кожа напоминает виноград, который оставили на солнце и он лопнул.
2014 yılında birden fazla güneş patlaması izine rastladık.
Мы нашли многочисленные упоминания о солнечных вспышках в 2014-м.
Elektrik kabloları, jeneratörler, yedek güneş enerjisi. Ultraviyole ışıklara güç verebilecek kadar voltaj var. - Henri sana söylemişti ya hani.
Кабели, генераторы, резервные солнечные батареи... достаточно энергии для питания УФ-лучей, о которых говорил Анри.
Güneş batana kadar Vals mi yapacağız?
Мы будем вальсировать здесь на фоне заката?
Kumsallar, güneş ışığı, balık tutmak...
Пляжи, солнце, рыбалка...
Güneş doğarken bana mesaj atman komik. Benim de gizli ajanmışım gibi mesajları erkeğimden saklamam komik.
Смешно, что ты шлёшь мне смс-сообщения на рассвете, смешно, что мне приходится прятать их от своего мужчины, будто шпионке.
Şeker mi şaka mı güneş batınca bitiyor.
Выпрашивание сладостей закончится с закатом.
Güneş doğmadan yer altına inecektir.
Он уйдёт под землю до рассвета.
Güneş enerjisi ile çalışmıyor.
Он не работает от солнца.
Sonra yola düşeceğiz ve güneş doğmadan seni Harlan ilçesine geri götüreceğim.
Затем мы отправимся в путь – и я привезу тебя в Харлан раньше, чем солнце встанет!
- Güneş hâlâ tepede.
Сейчас средь бела дня.
Güneş sisteminin modeli.
Это модель солнечной системы.
Robotlar güneş enerjisiyle çalışır. Her zaman Ay'ın aydınlık yüzünde tutulmalıdırlar.
Роботы работают на солнечной энергии, поэтому они должны всегда находиться на дневной стороне Луны.
Sürekli ilerleyen güneş ışığı altında kalmalarını sağlamak için onları ölümden ve Ay'ın karanlık yüzünde bulunan şeyden korkmaya programladım.
Чтобы заставить их перемещаться вслед за солнцем, Я запрограммировала в них страх смерти и тьмы.
Bugün hâlâ güneş ışığı boyunca devamlı hareket hâlindeler.
По сей день они неустанно бредут вслед за солнцем.
Bölgesel güneş tutulması gibi herhalde.
Локальное затмение?
Güneş, 200.000 heyecanlı izleyicinin üzerinde batarken ılık ve güzel bir akşamdayız.
Какой чудесный вечер, закатное солнце освещает 200 тысяч восторженных зрителей.
Günaydın, güneş ışığı.
Доброе утро, солнышко.
Geçen hafta, Atlantik'in kuzeybatısındaki güneş çarpıcılığı 12 aylık seviyedeydi ama konuşmaya başladığımızdan beri gözleri Davey'den ayrılmadı.
На прошлой неделе в северо-западной Атлантике солнечная активность была на годовом максимуме. И он не сводил глаз с Дэйви с самого начала моей с ним беседы.
Manyetik kutupların yeri değiştiği için güneş radyasyonuna karşı savunmasız kalacağız.
После переворота магнитных полюсов мы станем беззащитны перед солнечной радиацией.
Güneş gözlüklerini çıkarma.
Не снимай очки.
Sadece güneş gözlüğünü takmaya odaklanıyorsun.
Просто все твое внимание сосредоточено на очках у тебя на лице.
Güneş gözlüklerini çıkarabilirsin.
Можешь снять очки.
Manyetik kutupların yeri değiştiği için güneş radyasyonuna karşı savunmasız kalacağız
После переворота магнитных полюсов мы станем беззащитны перед солнечной радиацией.
Manyetik kutupların yer değiştirip güneş ışınlarının dünyaya radyasyon saçması.
Магнитные полюса меняются, протуберанцы убивают всё живое.
güneş ışığı senin için tehlikeli.
Солнечный свет для тебя опасен.
- Öyle mi? Hava bulutlu olduğundan güneş saatim yavaşlamış olmalı.
Мои солнечные часы отстали из-за облаков.
Umarım bu güneş kremi yeterince kuvvetlidir.
"Как думаешь, хватит такого крема?"
Ben ise yalnızım ve... Tanrım güneş!
Потому что у всех друзей есть пары, и замечательные работы, а я один, и... о, боже, солнце.
Sadece biraz daha fazla suya ve güneş ışığına ihtiyacı var.
Ему нужно побольше воды и солнышко.
Güneş kararacak ve ay kan rengine dönecek!
Солнце во тьму обратится, и луна станет как кровь!
Hey, üst katta güneş enerjili radyom var.
У меня есть радио на солнечной энергии.
Güneş çizme işinde iyice ustalaşıyorsun Van Gogh.
А у тебя отлично получаются восходы, Ван Гог.
Niye güneş görmeyen bir yere taşınmak isteyesin?
Зачем тебе переезжать в дождливую страну?
Sonunda Haven'da güneş tekrar doğacak.
И солнце, наконец-то, снова осветит Хэйвен.
Öyle düştükten sonra, güneş yüzü görmen lazım.
После такого падения нужно увидеть солнечный свет.
- Güneş çarpması.
- Что было?