Ilğili traduction Russe
48,780 traduction parallèle
Bize olayla ilgili ne anlatabilirsin?
Что вы можете рассказать об этом деле?
Jarrod Hayes'in kaybolduğu gece ile ilgili konuşmak istiyorduk.
Мы хотели поговорить когда пропал Джерод Хейс.
Eğlence bittiğinde Satyr ile ilgili şöyle denirmiş midesinin kurbanlarının en kaygan etleri ile doldurana kadar yermiş.
Сатир пока его живот скользкого мяса ".
Elbette. Kasabaya gelip olayla ilgili yerel görevli ile konuşuyoruz.
- Конечно. говорим с местным копом...
Kara Bill ile ilgili ne bildiğini söyle?
что вы знаете о Чёрном Билле?
Hepsi mi? Gerçekten mi? Sanırım Kara Bill'in fabrika ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
Серьёзно? связан с мясокомбинатом?
Gitmeden önce Dr. Hess dostlarımız Winchesterlarla ilgili her şeyi öğrenmemizi istiyor.
Цель нашего прихода - доложить доктору Хесс всё о наших "друзьях" Винчестерах.
Kara Bill ile ilgili mi?
Это про Чёрного Билла?
Büyürken babam bir yaratıkla ilgili hikaye anlatırdı.
В детстве отец рассказывал мне истории про монстра.
Sanırım Dagon'u bulamayacağımızı anladım ve Nephilim ile ilgili şeyler okuyup ne kadar zamanımız kaldı bulmaya çalışıyorum.
Похоже, Дэгон нам не выследить, и я решил почитать про нефилимов, понять, сколько у нас времени до того как - -
Dr. Hess dostlarımız Winchesterlarla ilgili her şeyi bilmek istiyor.
Доктор Хесс хочет знать всё Винчестерах :
Büyürken Dean ve babamın avlanmakla ilgili benzer bir bağları vardı.
Дин с папой точно также были связаны с охотой.
Max ve Alicia ile ilgili elimden geleni yaptım.
- Да. что могла для Макса и Алиши.
Çocuklarımla ilgili konuşma.
Не смей говорить о моих мальчиках.
Çocuk büyütme ile ilgili 74 kitap okudum ve herkesin katıldığı tek bir nokta var, hepsi kaka yapar.
Я прочитал 74 книги о разведении детей, и они согласны только в одном - - все какают.
- İşler İncil ile ilgili olmaya başladı.
При появлении на свете такой мощи, где и когда бы это ни случилось, творятся странные вещи. - Как в Библии. Вот именно.
Yasal sahibi babam ama golfe daha ilgili olduğundan ben bakıyorum.
Владелец - мой отец, но его больше интересует гольф, так что он оставил все на меня.
Kocanla ilgili konuşmamız gerek.
Речь о вашем муже.
Yürüttüğümüz davayla ilgili bugün gelip gönüllü olarak tanık ifadesi vermişti. Sakıncası yoksa bazı kısımları netleştirmek istedik.
Он пришел, чтобы дать добровольные свидетельские показания по поводу расследования, и мы просто хотим подтвердить некоторые детали, если Вы не против.
Işığın tipiyle ilgili herhangi bir şey Trish?
Может, какие то подробности, какой это был свет, Триш?
Anna da geçmişiyle ilgili bilgileri araştıracak.
Анна собирает всю информацию о нем.
- Aaron Mayford'la ilgili...
- Итак, Аарон Мейфорд... - Как прошло наблюдение?
- Ne? - Esas kısmı, iş geçmişiyle ilgili bir şey buldum.
- Слушайте, дело в том, что мы кажется, кое-что откопали о его работе.
Saldırı yeriyle ilgili bir ilişki olmasa da saldırı zamanıyla ilgili var.
Получается, нет связи где, но есть примерные месяцы нападения.
Emin değilim ama köpeğimiz davayla ilgili bir şey bulmuş olabilir.
Правда, я не знаю, но моя собака, кажется нашла что-то важное.
Axehampton'daki ya da geçmişteki cinsel saldırılar ile ilgili herhangi bir bilgisi olanların polise başvurmalarını rica ediyoruz.
Мы просим всех, кто имеет какую-либо информацию, либо о нападении в Аксхемптоне, либо любые другие случаи сексуального насилия, связаться с полицией, в условиях строгой конфиденциальности.
İçinde powerpoint şeyleri slaytları falan vardı. - Ders için gerekiyordu. - Neyle ilgili slaytlar?
А, ну, знаете, там некоторые файлы для презентации, которые мне нужны для лекций.
Bilgisayarınla ilgili babamla konuştular mı bilmiyorum.
Ты не слышала, они говорили с папой о твоем ноутбуке?
Latimer'larla ilgili gazetede ya da sitede küçücük bir yazı görürsem yeminim olsun, bir yere kapatılana kadar her gün arabanın tekerleklerini şişlerim.
И если я увижу хоть что-нибудь о Латимерах в газетах, или на сайтах, я клянусь, я буду протыкать колеса твоей машины каждую неделю. пока меня не посадят в дом престарелых.
Sen de bana partide olmanla ilgili endişelenmemem konusunda söz vermiştin.
Ну да, а ты мне обещал, что мне не нужно переживать из-за того, что ты был на вечеринке.
Olduğumuz yerle ilgili yalan söylettim diye kız arkadaşım başımın etini yiyor günlerdir.
Моя девушка, Дениэль, она вроде как бросила меня из-за того, что я попросил ее солгать о том, где мы были тогда.
Ama partide olması ile ilgili bize yalan söyledi.
Но он солгал нам о том, что не был на вечеринке.
- Saldırıyla ilgili birini tutukladık.
Мы арестовали того, кто совершил нападение. Хорошо.
Peki bununla ilgili ne yapmam gerekiyor?
Что вы намерены с ней делать?
Onunla ilgili duymuştum.
Живые существа могут отращивать новые конечности и даже глаза. Верно, верно, я об этом читал.
Benimle ilgili bir şey bilmiyorsun.
Ты ничего не знаешь обо мне.
Saç kremi gibi şeylerle ilgili.
кондиционерах или о вещах вроде этого.
İyi kalpli ve ilgili bir aileden gelen bu becerikli ve zeki çocuklar, nasıl mı Kont Olaf'ın ellerine düştü?
Как такие находчивые и умные дети, воспитанные добрыми и заботливыми родителями, попали в руки к Графу Олафу?
Elinizde tiyatroyla ilgili kitap var mı?
У вас есть книги о театре?
Hâkime Strauss, bölge tüzüğüyle ilgili bir kitabınız var mı?
Судья Штраус, у вас есть что-нибудь о местных законах о браке?
İsilikle ilgili kitaplarım da var.
У меня здесь есть отдел о сыпях.
Tam aksine hâkimeciğim. Gelinin "Evet" demesi ve ilgili belgeyi kendi eliyle imzalaması gerektiği yasalarda açıkça belirtilmiş.
Напротив, Судеечка, закон страны ясно гласит, что невеста должна сказать "согласна"
Çıkar çatışmasıyla ilgili ihlal edemeyeceğim yasalar var.
Есть строгие правила, которые я не могу нарушить.
Babamla ilgili bir şey mi oldu?
- Что-то не так с отцом?
Sanıyorum dostumuz seni buraya balıklarla ilgili tavsiye almak için göndermedi.
Что-то мне подсказывает, что наш общий друг направил тебя ко мне не за советом из области ихтиологии.
Eski avukatınız Charles McGill ile ilgili.
Это касается вашего предыдущего юриста, Чарльза МакГилла.
Charles, Jimmy'nin Rosella şubesi ile ilgili belgeleri aldığına ve kendisi hasta yatarken fotokopileyip üzerinde oynadığını savunuyor.
Чарльз утверждает, что Джимми взял документы, относящиеся к филиалу Розелла, и пока Чак испытывал недомогание, скопировал и подделал их.
Kardeşler arasındaki ilişkiyi anlama hususunda ilgili.
Это важно для понимания отношений между братьями.
Kayıtın yapıldığı şartlar bariz bir şekilde ilgili.
Ну, обстоятельства, при которых велась запись, очень существенны.
Daha önce de söylediğim üzere, hastalığımla ilgili numara yaptım.
Как я уже сказал, я изображал острый приступ своей болезни.
Ama koltuklarla ilgili müthiş haberlerin var. Ona anlatmak için ölüyorsun. Ve...
И у вас отличные новости насчёт глубоких кресел, которыми вам не терпится с ним поделиться.