Kıskançlık traduction Russe
1,119 traduction parallèle
Hiç kıskançlık göstermezdi.
Она никогда раньше не ревновала.
Kusayım mı yoksa otuzbir mi çekeyim hiç bilemedim. Ya da kızdan nefret mi edeyim yoksa kıskançlıktan çatladığım büyükbabamı mı öldüreyim...
Меня всегда рвало на части между желанием блевануть и подрочить... между ненавистью к этой девушке и завистью к дедушке, вплоть до желания его убить.
Çok kötü bir benzetme. Sizinki sadece kıskançlık.
Ужасно об этом говорить, но ты просто завидуешь.
Hoşlanıyorum, ama onda sanki kıskançlık huyu var gibi.
Нравится, но она очень ревнивая.
Kıskançlıktan geberiyorum.
- Умираю от зависти.
Ve... Aşk, kaosun içindeki kıskançlıktan ibaret olarak kaldı.
И... от этой любви остались лишь зависть в хаосе
Giuseppe'den hiç beklemediğim bir şey. yani kıskançlık duyabileceği.
Я и не догадывался, что Джузеппе умеет ревновать.
- Kıskançlık mı seziyorum?
- Я что, слышу ноту ревности?
Ve öğrenince kıskançlıktan onu öldürdü.
А затем, когда он порвал с ней, она убила его из ревности.
Ama benim insanlıkla ilgili çalışmam gösteriyor ki ; kıskançlık veya nefret gibi bazı zararlı duygular var.
но мое исследование человечности говорит о том что есть эмоции, которые вредны, например ревность или ненависть.
Kıskançlık olmadan.
Я хотел сказать, что он обычный человек, развлекается, шутит.
Kıskançlıktan gebereceksin bir gün.
Твоя ревность тебя погубит
Kıskançlıktan deliye dönmüş biri.
Тот, кто страдал от ревности.
Kıskançlık sana yakışmıyor Jean-Luc.
Ревность Вам не идет, Жан-Люк.
Kıskançlık günahı.
Грех зависти.
Hani şu, "Kıskançlık binlerce tığ düğümü gibi..." "... hayatı bana zehir ediyor. "
" Ревность как острая булавка, не даёт мне жизни
"Kıskançlık nedir bilmek istersen..." "... en iyisi sen bana sor. "
Кто хочет узнать о ревности, пусть спросит меня "
Oburluk... açgözlülük... tembellik, öfke, kibir, şehvet... ve kıskançlık.
Чревоугодие... жадность... лень, гнев, гордыня, похоть... и зависть. Семь.
Galiba benim günahım kıskançlık.
Похоже на то, что зависть является моим грехом.
Her yaptığımı her gün yazıp sizi kıskançlıktan çatlatacağım.
Я буду писать каждый день, чтобы вы с ума от зависти сходили.
Çılgınca kıskançlık duygularım mı?
Моей этой бешеной ревности?
Şey, her nedense kendimi kıskançlık ve gücenme duygularıyla dolup taştığımı hissediyorum.
По некоторым причинам... Я вдруг поняла, что меня одолевает чувство ревности и обиды.
Kıskançlıktan öyle kör olmuş ki, doğru düzgün düşünemiyor bile.
Он настолько завидует, что не может ясно мыслить.
Ben ağır bir "mızraksal kıskançlık" vakası.
Худший сорт зависти, по моему мнению.
Kıskançlıktan çatlayacağım.
Ужасно завидно, посмотри.
Kıskançlık bu.
Зависть, предательства.
Çevrende büyük bir kıskançlık var.
Тебе можно позавидовать.
- Şirket bana zam vermezdi... ben de kendi cebinizden karşılayabilir misiniz diye sormuştum... ve siz de şirketin buna izin vermeyeceğini, çünkü diğer sekreterler arasında... kıskançlık yaratacağını söylediniz.
- Фирма мне отказала... и я предложила выплачивать ее из ваших собственных средств... но вы сказали, что компания будет против, поскольку это вызовет... зависть других сотрудников.
Kıskançlık etti ama bunu kabul etmedi.
Он вел себя как ревнивец, но отказывался признать это.
Ama buna değer. Babamı ne kadar mutlu edeceğini bırak, bir de seni kıskançlık içinde kıvranırken göreceğim.
Но оно стоит того, если подумать, как обрадуется папа ну и как ты, к моему удовольствию, будешь корчиться от зависти.
Kıskançlık.
Завидую.
Kıskançlıktan kurtulmak için. - Ne kıskançlığı?
- Зависть хотел из себя выбить!
Siz de kendi amaçlarınız için onun kıskançlığını körüklediniz.
Вы разжигали его ревность в своих собственных интересах.
Aşk kıskançlığı.
Сексуальная ревность.
Sadece dişi olanın kesesi var bu yüzden, erkekte kese kıskançlığı var!
- Только у самок ну и самцы им конечно завидуют!
Ve bu kıskançlığın içinde kimileri kadın olarak kaldı, kimileriyse erkek.
и в этой зависти некоторые согласились оставаться женщинами, другие
Kıskançlığı beni delirtti.
Ее ревность доводит меня до безумия.
Ama penis kıskançlığı yüzünden tartışacaklarını düşündüm.
А потом понял что они поссорятся по поводу "зависти к пенису".
Eğer senin kocan olsaydım kıskançlıktan ölürdüm. Haklı olabilirsin. Tehlikeli.
Ты права, есть риск, что священник своей эрекцией испортит свадьбу.
Öldürmek zorundayız kıskançlığı Kıskançlığa batırarak bıçağı.
"Надо убить его, увы. Погрузить нож в его живую мякоть."
It's jealousy ( kışkançlık ) that's the obscenity ( müstehcenlik ). Müstehcen olan kışkançlık getirir.
Ќа самом деле, причина негодовани € - банальна € ревность.
Ned Flanders'ın kıskançlığı üzerinde.
Нед фландерс просто ревнует.
| - Lazer kıskançlığı.
- Завидует лазеру.
"Kıskançlık, korku..." Dur.
Стоп.
Sonra da kıskançlığı bıraktı.
Потом он перестал ревновать.
Ben de kıskançlığından.
- Да пошли вы со своей завистью!
Kıskançlıkla hiçbir yere varamazsınız.
Зависть - глупое чувство.
İkimizde ilişkinin maddeye ve kıskançlığa dayanmasını istemedik.
основанные на чувстве собственности и ревности.
- Hollywood yapımı işte. - Kıskançlığı bırak.
- У него даже есть голливудские штучки за спиной.
bir kıskançlığa kapılıyor, bunun için cezalandırılan ben oluyorum ve tek söyleyeceğin şey üzgünüm, öyle mi?
У вашей жены необоснованная ревность, меня за это наказывают и все, что вы можете сказать - это "Мне жаль"?
- Sıradan Rus kıskançlığı.
- Какую зависть?
kıskançlık mı 20
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyor musun 33
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyor musun 33
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21