Kısın traduction Russe
45,135 traduction parallèle
Hala yılan pulları gibi sıkısın.
По-прежнему сидит, как влитой.
Sınırsız kaynağı olan bir düşmandan daha tehlikeli olan kişi ise artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış biridir.
Знаешь, какой враг опаснее, чем человек с неограниченными ресурсами тот, которому нечего терять.
Yani bu büronun yetkilerinin sınırları dışına çıktığına hiç tanıklık etmedin mi? Belirsiz.
Итак, вы не видели ничего, что можно было бы трактовать, как злоупотребление полномочиями?
Soruşturma nasıl başlarsa başlasın bir kere içine dahil oldum mu bir ahtapot misali sekiz kolla sarılırım işime. Her yerde gözüm, kulağım kollarım olur. Bulabileceğim her bilgi kırıntısını elde edene kadar pes etmem.
И, между тем, с чего бы не началось расследование, когда, я уже в деле, я как чертов осьминог... щупальца летят во всех направлениях, смотрят, слушают, и всасывают каждый бит информации, который мне попадётся.
Sırf vizelerdeki kısıtlamaların bile emsali yok.
Ограничения только на визы беспрецедентный.
Bizim kıza yanlış yaptın Bay Caputo ve yanlışını düzelteceksin.
Вы дурно обошлись с нашей девочкой, мистер КапУто, и вы всё исправите.
Kıskaçla bağlantısını kes.
Освободи хомут.
Calvin elbisesinin soğutucu aygını kırmış.
Кэлвин сломал систему охлаждения в ее скафандре.
Ve... Sen ve Sho çıkış noktalarını tarayıp her bir kompartmanı kilitleyin.
А вы с Шо прочешите полюсы и заприте все модули.
Evet. Bu arada sen de kapsül B'ye gidip butona basacaksın. Bir karışıklık olmazsa dosdoğru dünyaya dönersin.
А ты тем временем сядешь в капсулу "Б", нажмешь на кнопку, и если не будет осложнений,
Epir bir fantazi dizisinin birinci sezon finalinde bir yere sıkışıp kalan kahramanlarının kellesinin uçmasının izlendiği bir dizide değiliz.
Одно дело схитрить с учёбой, совсем другое — застрять в каком-то фэнтези, где любят казнить героев посреди первого сезона.
Yine burada yemiş olacaksın ama şimdi azınlık kesim bir masada toplanmış olacak.
Если бы вы сидели одна, было бы точно также, но теперь оба нацменьшинства будут за одним столиком.
Artık teröristlerle çalışıyorsa ahlaki görevimiz kim ve nerede olduklarını bulup onları durdurmaktır.
Если он работает с террористами, наш моральный долг остановить его любой ценой.
Sanki kaynaşan omurgada kıymık gibi bir şey var ama anlayamadığım şey... bu kıymığın neredeyse 90 derecelik açıyla bağlanmış olması.
Этот осколок соединялся с соседним под углом почти 90 градусов.
Elinde keskin maddeler olan bir adamın karşısında bilinçsiz yatmakla ilgili bir sorunum varsa da affedeceksin artık.
Вы уж простите меня, но я испытываю некоторое неудобство лежа без сознания перед человеком с таким количеством острых инструментов.
Bir de şey diyeceğim... Arada sırada şu makineleri kapatıp dışarı çıkın.
Хоть иногда выключайте свои гаджеты и выходите из дома.
Sekizinci sınıftaki "Zafer Mükâfatı" piyesini yad ederken, Alex Finn'in partisine davet edildiğini laf arasına sıkıştırın.
Когда будешь с друзьями вспоминать, как в 8 классе ставил патриотический мюзикл, сообщи между делом, что приглашаешь всех на вечеринку к Алексу Финну.
- Yine o çöpçatanlık uygulamasında mısın?
Ты снова скачала то приложение для свиданий?
Bu kutup sıcaklıklarında hayat ışığın en kısa anları ile ölçülür...
Жизнь в таких арктических зонах измеряется короткими периодами дневного света
- Saçmalık. - Biraz yavaşlar mısın?
Чушь собачья Можешь немного притормозить?
Kırpıcılarının ve diğer tüm baronların saygısını kazandın.
Тебя уважают клипперы и остальные бароны.
Aslında, yarın ilk iş bunları... yollasam sıkıntı olur mu?
Ты не будешь против, если я отправлю его завтра утром?
Evet. Onları sıkıntıdan patlatmıştın, değil mi?
Ага, ты им тогда сильно наскучил, да?
Onu sıkıştırın.
Прижмите его.
Bodrum kapısının açık olduğunu o zaman gördüm.
Увидела, что дверь в подвал была открыта и я пошла туда.
- Yani hem sapık hem de ırkçısın.
Значит, ты расист и извращенец.
Artık kürtaj yaptırmalısın çünkü, West çocuğuna babalık yapmasını isteyeceğin türden biri değil.
Тебе нужно сделать аборт, никто не захочет для ребёнка такого отца, как Лист Ожидания.
Saygısızlık yapmak istemem ama, "sizin için burdayız" draması tüm samimiyetini, burada konuşulanları resmi kayıda aldırdığınız sırada kaybetti.
При всем уважении, это разглагольствование о поддержке теряет желаемый результат, когда юрист-консультант делает заметки.
Ofisinizden hala bu konuda bir destek mesajı yayınlanmadı, ki bu da bana çok makul geliyor, çünkü bakış açınızdan sadece kıçınızı kurtarmak gayesinde olduğunuz gayet net, ama ilerisini pek de göremiyorsunuz.
Тем не менее, ректорат до сих не выступил в её поддержку, я понимаю, вы хотите прикрыть свой зад, но вы не смотрите в будущее.
Birinci sınıftan beri bir ayrılır bir barışırdık.
Мы сходились и расходились с первого курса.
- Dur lütfen. Wes'in acısı ve cenazesinde siz yapmacık insanlarla olmaktan fazlasını hak ediyor!
Это трагедия Уэса, он достоин лучшего, чем поминки с такими лицемерами, как вы!
Beyler, bugün kıçımızı hedef alan bir domdom kurşunundan sıyrıldık. O-man'ın üstün aynasız yalanlar yeteneği sayesinde.
Джентльмены, мы сегодня увернулись от пули благодаря навыкам Оливера лгать копам.
Bana kızgın mısın?
Ты зол на меня?
Her zaman yaptığın gibi bir yerde sıkılıp kaçmayacağını nasıl bileceğim?
Откуда мне знать, что тебе это не надоест и ты не сбежишь, как всегда?
Çünkü gerçekten annene yardım etmek isteseydin kıçını kaldırıp bu hapishaneden çıkmaya çalışıyor olurdun.
Если бы ты правда хотела помочь своей маме... ты бы вытащила свою задницу из этой тюрьмы!
Sıranın size gelmesi umulmadık bir şey olmaz.
Возможно, они обратятся и к вам.
Arabalar bir indirim mağazasına dalıyor ve insanlar onların altında sıkışıp kalıyor.
Машины врезаются в магазин, люди спрятаны под ними.
Artık çocuk gibi davranmayı bırakmalısın!
Знаешь, что? Ты должна повзрослеть, черт возьми!
Bana kızgın mısın?
Нет.
- Bu hapishaneyi liderleri Ramal'ı özgür kılmak için gelecekler ve buraya geldiklerinde, Ramal'ın boğazına bir bıçak dayamış olacağız o zaman ipler bizim elimizde olacak.
Они захватят тюрьму, чтобы освободить их лидера, Рамала. Но когда они будут здесь, мы подставим ему нож к горлу, и мы будем командовать.
Küçük bir yanlış anlaşılmanın bunca yıllık arkadaşlığa mal olmasına izin veremezsiniz.
Нельзя из-за мелкого недоразумения разрушить годы дружбы.
Saçma sapan, sıkıcı siyatik hastalıklarını ne kadar dinledim haberin var mı? Veya hangi torunlarının onları daha çok üzdüğünü?
Вы хоть представляете, сколько времени я потратил, выслушивая их нытье про воспаление седалищного нерва или о том, как их внуки их разочаровывают?
Sittwe'den bir çıkış yolu bulmam için 1 yıl bekleyecek misin yoksa dünyayı değiştirme işimize devam edebilmemiz için bana bir ortak mı bulacaksın?
Хочешь ждать год, пока я не найду, как выбраться из Ситуэ? Или найдешь мне партнера, чтобы мы занялись изменением мира?
Adamlarını yakalayın, arkaya götürün ve kafalarına sıkın.
Хватайте его парней, уведите их и пристрелите.
Bodrumdaki karısını, âşık olduğu karısını görmen?
В подвале с его женой, женщиной, которую, по его словам, он обожает?
Dünya mahvoldu, kıtlık var petrolün varili 2.000 dolar. Bu berbat hayatta kurtulmanın tek yoluysa 10 milyon dolar ödüllü gizli bir araba yarışı.
Миру хана, еды ни у кого нет, нефть стоит 2,000 $ за баррель, и единственный способ выбраться из этой хреновой жизни можно только выиграв в секретной гонке призовой фонд которой составляет 10 лямов.
Sen de bir yarışçısın sadece. Ve birbirimizin eline kaldık.
Ты очередной гонщик... и мы скованы одной цепью.
Artık bir yol savaşçısısın.
Ты стал воином дороги.
O daha çok yaşlı vatandaşların vasiyetleriyle ilgileniyor bense şu sıralar tek bir müvekkile odaklanmış durumdayım, Mesa Verde. Yani sonsuz evrak işine yol açan bankacılık regülasyonları var.
Его практика - это главным образом, завещания престарелых граждан, в то время как я сосредоточена только на одном клиенте в данный момент, Меса Верде, с банковскими тонкостями, для которых требуется куча бумажной работы.
Tek yapmamız gereken gövdeye çıkmasını sağlamak. - Böylece Alex gemiyi yuvarlayıp o şeyi enerji çıkışına savurabilir.
Главное - выгнать ее наружу, чтобы Алекс повернул корабль и сбросил ее в реактивную струю двигателя.
Bir maden damarında çalışıyorduk ve bir adamın oksijen regülatör vanası açık kaldı.
Как-то мы сбегали, и у одного парня заклинило кислородный клапан.