Ml traduction Russe
6,534 traduction parallèle
O adam uyuşturucu bağımlısı, değil mi?
Он же наркоман, разве нет?
Uyuşturucu bağımlısı değil.
Он не наркоман.
Küf sporlarındaki mikotoksinler astımlı bronşitinizi azdırabilir.
Микотоксин из спор плесени может спровоцировать рецидив астматического бронхита.
Sen nasıl tanımlıyorsun peki?
Что для тебя значит враг?
Başkent durdurmak için geniş katılımlı bir görev gücü oluşturuyor.
Вашингтон собирает оперативную группу для предотвращения этой атаки.
Bu ok, saniyede 350 adımlık hızla atış yapabilen zıpkına ait standart 436 gramlık bir ok.
Это стандартный, 20-дюймовый болт, выпущенный из охотничьего арбалета.
Kanepem hakkında bir şeyler sormak istemiyor musun, rengi ve kumaşı hakkında ya da... kıvrımlı bir şeyler hakkında?
Ты не хочешь спросить меня о диване, о цвете или фактуре или... чем-то изогнутом?
Bağımlılık için para gerekir.
Наркоманам нужны деньги.
Kaç kere uyuşturucu bağımlısı kızının Mona'yla... köpek hakkında tartıştığını sayamadım.
Не знаю сколько раз я слышала, как ее дочь-наркоманка спорит с ней об этой собаке.
Konuştuğumuz adamlardan bazıları çek bozdurma hakkında şüpheleri olduğunu söylediler ama onlar gelip geçici kişiler ve bağımlılarmış.
Пару парней, с которыми мы говорили сказали, что они подозревали о его махинациях с обналичиванием чеков, но они были там временно, они наркоманы.
Alkol veya madde bağımlılığı ile uyumlu.
Что соответствует алкоголизму или наркомании.
Grup evlerine girip çıkan çocuk sonunda uyuşturucu bağlımlısı bir kadın oluyor.
Сирота, мыкающаяся по детским домам становится наркоманкой.
- Bir bağımlı 5 bin dolar için her şeyi yapar.
- Наркоша бы сделала такое за 5 тысяч.
Diploması olmayan uyuşturucu bağımlısı için imkansız.
Что исключает наркомана, без навыков ко взлому с проникновением.
Parası olan eski bağımlılara ne derler bilir misin?
Знаете, как называют бывших наркоманов с деньгами?
- Bağımlı.
- Наркоманами.
Ölüm beni aşka bağımlı yaptı.
Смерть заставила меня изнемогать от любви.
- Bağımlı mısın?
- Ты наркоманка?
Bayan Poppins yeterince donanımlıydı.
Мисс Поппинс кажется очень довольна своей жизнью.
Kumar. Kartlar, at yarışları, hepsine bağımlıydı.
Азартные игры, карты, скачки, он был одержим.
Bir kadın ve erkeğin seks esnasında uzaktan gözlemlendiğini tanımlıyordu.
Это такой синдром, когда человек как бы оценивает себя со стороны во время секса.
Onları yavaş salınımlı vitaminler olarak düşünmelisiniz.
Вы должны думать о них как о витаминках.
Eskiden buna bağımlı olmuştum.
У меня была сильная зависимость.
Adsız Seks Bağımlıları.
Анонимное Пристрастие к Сексу.
Belki de Seks Bağımlıları toplantısı bana daha uygun olabilir.
Эй, может встречи Анонимного Пристрастия к Сексу будут больше по моей части.
Seks bağımlısı değilim.
У меня нет пристрастия к сексу
Dürüst olmam gerekirse bu seks bağımlılığı tabirini utanç duyulası buluyorum.
Хотя, по правде говоря, я нахожу этот ярлык пристрастия к сексу позорным.
Bu kadın seks bağımlısı.
Эта женщина пристрастна к сексу
Yarımlık için 200 mü?
200 баксов за половину мешка?
Kova Çağı'nda güneşli bir sabahtayız. O bağımlı da çoktan uzaklaşmıştır.
Эра Водолея подарила нам прекрасное утро, а вчерашнего наркомана и след простыл.
Bağımlı falan değildi.
Я не уверен, что это был наркоман.
50 adımlık bir merdiven var.
Там лестница, но до вершины 15 метров.
Yakalama ve öldürme olan iki adımlı olayda sanırım Kabil gelene kadar bıçağın bizde kalmasında arkadaşların da benimle hemfikirdir.
Я думаю ваши друзья согласятся, что будет лучше держать клинок подальше от твоих ручонок, пока не появится Кайн, просто на всякий случай.
Bağımlılığının bu kadar kötüleştiğini bilmiyordum.
Я и не думала, что его зависимость зашла так далеко.
Muhtemelen bir bağımlıyla hem de.
Возможно, и наркоманом.
Bu şeyin 30 adımlık menzili var.
У той твари размах крыльев 10 метров.
Evet, sanırım. Bakalım, doğru anlamış mıyım... çift yaşam süren, uyuşturucu bağımlısı, kendi başına buyruk, ahlâksız ve çapkın bir sosyopat, ve sosyeteye girmeye çalışan zengin züppe, doğru mu?
Позвольте мне видеть если я все правильно поняла, торговлю наркотиками невротические с двойной жизнью, само-сознательным последователем, жестоким, социопат, бабник и, наконец, золото-копать карьеристка?
Ailem insanları bağımlılara dönüştürüyor. Onları daha iyi yapmaya çalışıyorum.
Моя семья подсаживает людей на наркотики, а я помогаю им соскочить.
Hitabetin kuvvetli, ifade bağımlısı Flaubert gibisin.
Вы были энергичны, как Флобер со склонностью к смайлам.
Bu biraz da bizi tanımlıyor.
Она в каком-то роде определяет нас.
Ülkedeki en iyi donanımlı laboratuvara bakıyorsunuz.
Лаборатория оснащена лучшим в стране оборудованием.
Birden çok uyuşturucu davasıyla bağlantılı bir meth bağımlısı, tipik hırsızlık tutuklaması.
Наркоман с несколькими делами по наркоте, типичными арестами за ограбления.
Şöyle diyor : Büyük bir duygusal değişiklik,.. ... iyi bir şey bile olsa bağımlılığı...
Он там говорит, что крупные эмоциональные перемены, даже хорошие, могут спровоцировать у зависимого рецидив.
- Eş bağımlılık ne demek biliyor musunuz? - Eş bağım...
Вы знаете, что такое взаимозависимость?
Eş bağımlılık mı?
Взаи... взаимозависимость?
Biliyorum. Eş bağımlılık ya da değil, Bob ve Carol hala dışarıda ve eğer bizi gardımız düşük yakalarlarsa...
Зависим мы друг от друга или нет, Боб и Кэрол всё ещё где-то там, и если застанут нас врасплох...
Her zaman olabilecek en kötü durum senaryosu korkusunu yaşamaya devam edersek asla eş bağımlılığımızı kıramayız.
Если мы так и будем жить в страхе, что случится что-то ужасное, когда мы не вместе, мы так и будем зависеть друг от друга.
Terapinin amacının kendinizi yeniden tanımlamak eş bağımlı olmadan farklı insanlar olmanız olduğunu sanıyordum.
Я думала, что весь смысл терапии был в том, чтобы найти своё "я", раздельно друг от друга, а не во взаимозависимости.
Pekâlâ, hadi ama, eğer kurallara uymazsak eş bağımlılığımızı asla kırama...
Если мы не следуем правилам, мы никогда не сможем справиться с нашей зав...
Bu eş bağımlılık ile ilgili değil.
Причина не в зависимости.
Hatırladığımdan çok daha kıvrımlı.
Намного пышнее, чем я помню.