Muhabir traduction Russe
904 traduction parallèle
Hiçbir muhabir bu kadar para almaz.
Ни один журналист столько не получает.
Bay Bane, muhabir olduğum zamanlarda... bir hırsızın bile giremeyeceği yerlere girerdim.
Мистер Бейн, когда я был журналистом, мне приходилось проникать туда, куда даже домушники не могли влезть.
Muhabir olacağım. Muhabir olacağım ve televizyona çıkacağım. Zavallı insanlarla aynı oksijeni paylaştıklarını düşünmek bile iğrenmem ve boğulmam için yeter!
Я буду репортёром точно пойду работать на телевидение внушает мне отвращение и душит меня!
Neden olmasın? Eğer o kız Müdür Song'un kızıysa onu işe almamız gerek. Müdür Song'un yarısı kadar yetenekliyse harika bir muhabir olur.
то ее выберут при любых обстоятельствах если она будет так же хороша главный репортер пыль в глаза пускает
O benim amirim olsa kaç yazar, bir muhabir olarak gerçekleri söylüyorum sonuçta. Ne kadar yükseğe tırmanırsan o kadar acımasız eleştirilere maruz kalırsın.
что она начальник? разве нет?
Gerçek bir muhabir gibi geldin gözüme şu an.
Только что ты стал настоящим репортером
Spiker değil muhabir gibi görünmek istiyorum.
а репортера
Spiker, muhabir... Aynı şey değil mi işte?
Разве это не одно и то же?
Sizi rahatsız ediyorum ama görüşmeyi yapacak kişiler arasında Muhabir Song Cha Ok da var mı?
была репортер Сон Чха Ок?
Çünkü yalan söyleyememek bir muhabir için oldukça büyük bir sorun teşkil eder. Aslında ben doğruları söylemenin oldukça önemli bir meziyet olduğunu düşünüyorum.
Для репортера невозможность солгать - это слабость плюс
Bir muhabirin sadece gerçekleri konuşması gerekmez mi? Sadece gerçekleri söyleyebilen bir muhabir, sunduğu haberlerle halkın güvenini kazanabilir. Ben buna içten inanıyorum.
Разве репортер не должен говорить правду? у зрителей появится больше доверия я уверена в этом который не лжет и говорит только правду
Küçük bir test yapalım. Eğer hıçkırmadan bu testi geçebilirsen sende muhabir kumaşı var diyeceğim.
Давайте проведем простой тест что вы можете стать репортером
Yalan söyleyemeyen birinin muhabir olmak istemesi boş bir hayal mi?
не может стать репортером?
Bu ülkede pinokyo hastası olan bir tane bile muhabir yok.
В нашей стране нет ни одного репортера с синдромом Пиноккио
- Sayısı zaten nedeni. Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok diyorum. Beni duymadınız mı?
Эти факты и есть причина почему среди репортеров нет ни одного с таким синдромом?
Annenden, muhabir olma hayalinden, her şeyden vaz mı geçeceksin? Evet. Neden yapamazken sürekli yalan söylemeye çalışıyorsun?
Да всё же очевидно
O istatistikler bunun nedeni. Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok. Biliyor musunuz?
Эти факты и есть причина почему среди репортеров нет ни одного с таким синдромом?
- Bu önyargılı bir düşünce. - Hayır, buna sağduyu denir. Öyleyse senin sağduyuna göre yalan söyleyemeyen bir insan muhabir olamaz.
Это предубеждение и ущемление прав всё в рамках здравого смысла не может стать репортером?
Hayır. Ben de muhabir olmak istiyorum. - Aynı senin gibi.
Нет как и ты
İkimiz de muhabir olalım.
давай станем журналистами вместе
Eğer muhabir olacaksan, şu andan itibaren daha erken kalkmalısın.
Если хотите быть репортёром, нужно рано ложиться спать.
- İyi bir muhabir olabilirdi. - Şüphesiz olurdu. Çok yaman adamdı.
- А мог стать хорошим репортёром...
Hâlâ nasıl olup da muhabir kılığında büromda boy gösterdiğini anlamış değilim.
Я не знаю, почему вы появились у меня на следующий день под видом репортера.
"Gazeteci misin, muhabir mi?" diye sordu.
Он спросил "Ты журналист или репортер"
Muhabir ise sadece bir tanıktır.
А репортер только свидетель ".
Yabancı muhabir. Mısır'da.
Иностранным корреспондентом.
Demek muhabir olmak istiyorsun?
Итак, вы хотите быть репортером?
Meyhane kavgasına girmiş bir muhabir için mi?
Репортер попал в пьяную драку?
Ağırbaşlı şu iki muhabir ile içmeyecek kadar kibirli misin?
Послушайте... - А ты так загордился, что уже и не пьешь с простыми репортерами, а?
Artık muhabir veya polis görmeyeceğiz.
В чем дело? Не собираюсь общаться с газетчиками.
Lobi muhabir ve fotoğrafçı dolu.
Вестибюль полон репортёров и фоторафов
Bu adam muhabir, Olsen.
Это же репортер Ольсен.
Bir muhabir olarak, uzun dalgalı saçlı kadınları görünce heyecanlanan bir adamın hikâyesini hiç yazdınız mı?
Как репортёр, вы когда-нибудь писали статью... где человек становился очень взволнованным всякий раз когда видел женщину... с длинными и распущенными волосами?
Buradaki son muhabir Ben Franklin'di.
Последний репортёр, который жил на этом этаже был Бен Франклин.
Muhabir mi?
Репортер?
Bir muhabir olarak, ilk araba finiş çizgisini geçtiğinde orada bulunmak görevim olduğuna göre kazanmak da işime gelir.
Поскольку моя задача как репортера заключается в том, чтобы быть уже на месте, когда первый автомобиль пересечет финишную черту, то мне придется победить.
Muhabir, yetiştirdiğim biri var mı diye sordu. 'Bütün gözde yıldızların vardır.'dedi.
Репортёр спросил, продюссирую ли я кого-то, и сказал, что у всех крутых звёзд есть протеже.
Bu şehirde 2,000 tane muhabir var ve Watergate ile ilgilenen sadece beşi.
Послушай, в этом городе более 2000 репортёров.. .. и всего 5 из низ расследуют дело "Уотергейт".
En azından bu muhabir, bunu itiraf edecek cesarete sahip olanına rastlamamıştı.
Никто из тех, с кем встречался этот репортер, не имел смелости признать это.
Muhabir misin?
Вы репортёр?
İngiliz muhabir. Geleceğini söylemiştim.
Здесь английский репортёр.
- Muhabir tanıdıklarım var.
- Я знаю местных журналистов.
- Muhabir.
- Он - репортер.
Ben muhabir Asahi Shimbun.
Я репортер
Bu muhabir seninle konuşmak istiyor.
Она репортер. Хочет побеседовать с вами.
- Muhabir misiniz?
- Вы журналист?
Ama onlar da muhabir.
В любом случае, это знаменитые журналисты.
Bu bir muhabir için hayatında ender yakalayabileceği hikâyelerden.
Вот так удача постучалась в мою дверь - в первый и, возможно, в последний раз.
Söylediğim gibi muhabir arkadaşım sanatçıların bir çoğunu tanır.
Как я и говорил, мой друг, господин Фаразманд, брал интервью у многих знаменитостей.
GAZETE OYUNUNUN "KARANLIK ÇAĞLARI" NDA "BÜYÜK HABER" İÇİN BİR MUHABİR CİNAYET HARİÇ HER ŞEYİ YAPABİLİRDİ. BU FİLMDE, BUGÜNÜN...
Это случилось во времена, когда нечистоплотные репортёры ради жареных материалов были готовы на всё, вплоть до убийства.
Büyük bir muhabir yaptım.
- Послушай...