Nındı traduction Russe
6,440 traduction parallèle
Sanırım bunlar başkalarınındı.
По-моему, это чужие.
Onlarla ilk sahne "Cum Fiesta"'nındı.
Первая сцена с ними было Сперма Fiesta.
O gördüğün saç In Ha'nındı.
Тот волос принадлежит Ин Ха.
Çalındığını düşündüğüm için ondan bulmasını rica ettim.
что его украли.
İsyan çok yakındı ancak Ramen'la birlikte onu bastırdınız.
Все было тихо, пока ты не начала договариваться с Реймен.
Ve başka bir gelişmeyse, şüpheli terörist JD Richter ve gezici mahkeme yargıcı Dorothy Richter'ın kızı olan Kelsey Richter, bugün göz altına alındı.
И появился новый поворот, Келси Рихтер, дочь подозреваемого террориста Джей Ди Рихтера, и окружной судья Дороти Рихтер, были сегодня взяты под стражу...
Kelsey Richter, şüpheli terörist JD Richter'ın kızı... -... bugün göz altına alındı.
Келси Рихтер, дочь подозреваемого террориста Джей Ди Рихтера, была сегодня взята под стражу...
Çünkü bana, artık bildiğim yalanlarınla Hamptons'a taşındığın an harekete geçmişsin gibi göründü.
Потому что мне кажется, что именно ты привела в действие механизм, в тот момент, когда прибыла в Хэмптон со своей ложью, о которой я теперь осведомлена.
Tüm kasaba New York şehrine taşındığın için koca bir pislik olduğunu düşünüyor.
Весь город думает, что ты настоящая скотина, потому что переехала в Нью-Йоркскую агломерацию.
Öyleyse... burdaki toprakla fişekteki toprak uyuşuyor mu bir bakmam lazım eğer uyuşmazsa bu cesedin taşındığını kanıtlar.
Значит... Мне нужно увидеть, что грязь отсюда соответствует грязи внутри гильзы. Если это не так, это доказывает, что тело перемещали.
Absaroka ilçesine ne zaman taşındın?
Когда вы приехали в округ Абсарока?
Thorvin senin buraya taşındığını biliyor muydu?
Торвин хотя бы знал, что вы переехали сюда?
Buraya ona yakın olmak için mi taşındın?
Вы приехала сюда, чтобы быть ближе к нему?
Fenestella'nın sonsuz güç kaynağına ihtiyacı olacağını biliyordum, bu yüzden doğaüstü enerjiyi barındıran bu kübü inşa ettim.
Я знала, что моей Фенестелле нужен бесконечный источник энергии, так что я создал куб, который может использовать сверхъестественную энергию.
Bu bölümde yaşananların hangi gerçeklikten alındığını söyler misiniz?
Так с какого заголовка взят этот эпизод?
Isırmaz. - İnsanların kendilerini arındırdıkları günahlarından temizlendikleri, şifa buldukları yer.
- Здесь люди могут очиститься, смыть с себя грехи и болезни.
Yerleri belirlendi, güvenlik altına alındı ve arandı bir düzinesine yakını yani.
Обнаружены, обезврежены и обысканы. Около десятка из них.
Sayın Yargıç, günahkâr geçmişimden arındım. Efendimiz yüce İsa'nın kanıyla arındım.
Ваша Честь, я отреклась от своего греховного прошлого, и омылась кровью
Kale de seni arıyordum, o zaman buraya, kasabaya taşındığını öğrendim.
Я искал тебя в замке, а потом узнал, что ты уехала сюда, в город.
Manhattan'da High Line Park'ın aşağısında yeni açılan bir restoranda işe alındım ve yeni bir pasta şefi daha arıyorlar.
Я только что устроился на работу в новый ресторан, который открывается под парком Хай-Лайн на Манхэттене, и там требуется ещё один шеф-повар в кондитерский отдел.
Şimdi gider de bisikletimin çalındığını görürsem çıldırırım.
Если я найду на велосипеде царапину, я буду очень зол.
Her tür yardıma hazırım. Ne kadar yakındınız?
Вы были близки?
Otis'in ninesinin yanlarına taşındığını duydun mu?
А ты... слышал, что бабуля Отиса переехала к нему?
Siyasi koruman olmadığı sürece sana torpil geçmezler, ki kayıtlarınız alındı, bence hepimiz hemfikiriz, bu hiç iyi bir şey değil.
А без их поддержки, у вас нет политической защиты. Учитывая ваш список преступлений, это совсем нехорошо.
Yedi defa, günde bir kez. Senin o büyük, itaatsız kıçın görevden alındı.
Семь раз, по одному за каждый день, на который твоя непослушная задница отстранена от службы.
Tarçın-fındık ezmesi mi?
Корица, ореховая крошка?
Demek çok yakındınız.
Так вы были близки?
Serillium nakliyesi yapan bir gemiyi kaçırmak üzere rakip bir şirket tarafından işe alındığını söylemişti.
Он сказал, что его наняла корпорация-конкурент, чтобы сорвать поставку сериллиума.
Daha doğrusu Chris ile onların evine taşındık.
Фактически, мы с Крисом переехали в их дом.
Muazzam IQ'n nazara alındığında, bir psikolog ile bir tıp doktoru arasındaki farkı tartışmak hiç aklıma gelmemişti.
Учитывая твой огромный IQ, думаю, не нужно объяснять разницу между психологом и врачом.
Catherine ile kalıp ikizleri düşündüğü için mi kızgındın?
Вы злились, что он спал с Екатериной, чтобы зачать близнецов.
1 0 yıl önce yanınızdaki eve taşındıklarından beri ona yaklaşmaya çalışıyorsun.
Ты собирался сделать первый шаг с тех самых пор, как она переехала к тебе по соседству, это было 10 лет назад!
Doğru kullanılırsa hayatının sonuna kadar yetecek büyüklükte bir yığındı.
Этот пакет в перспективе мог обеспечить его на всю жизнь.
- Ortama ısındın mı?
Обустраиваешься?
O çocuğun şu anda karılarımıza çaktığının farkındasındır herhâlde.
А ребенок наверное прямо сейчас шпилит обеих наших жен.
Daha bu sabah birçok eşyanın çalındığının ihbarını aldık.
Утром было сообщено о нескольких похищенных вещей.
Görevden alındın.
Вы отстранены от службы.
Westchester'da Eva'nın arabası için bülten çıkarıldı ve kredi kartları takibe alındı.
Они отслеживают ее кредитки.
Tebrikler. Tam zamanlı olarak işe alındığını duydum.
Чхве Ин Ха... мне сказали тебя приняли в штат телеканала.
İşe alındın diyorum!
Тебя же взяли на работу!
Ross P., Robin Hood'un burada taşındığını söyledi.
Росс П. говорит, что фенциклидин Робин Гуд толкают здесь.
İşte tam orada bu üzücü olay barındırdığı umut ışığını buldu.
И всё же нет худа без добра. Роберт?
Bu konseylerde hep ihtiyatın sesi olduğunuz göz önüne alındığında oldukça şaşırtıcı.
Это удивительно, ведь вы всегда выступаете за осторожность на наших советах.
-... çalındığını mı? - Hık dedi burnundan düştü.
– Снаффлпагус.
Adını duymamışsındır. Çünkü iş alanı endüstriyel gazlar, posa ve kağıt üzerine yoğunlaşmış.
Да, вы про него не слышали, потому что его группа компаний вся из несексуального бизнеса, вроде промышленного газа, целлюлозы и бумаги.
Tüm bilgisayar sunucularının yedeği bir yere alındı.
Вся информация с компьютеров в наши дни дублируется в облаке.
Jake, sen görevden alındın.
Джейк, ты временно отстранен.
Görevden alındın.
Ты отстранен.
Maui'daki toplantıdan sonra, Apple II ekibi üzgün, kızgın ver dargındı. - Neden biliyor musun?
ѕосле встречи в ћауи команда Apple II была расстроена, зла и подавлена.
Biraz çırpındığını göreyim.
Двигай тушкой и лезь на стену!
Belki onu bu işe onlar yerleştirmiştir, belki nereye taşındığını da biliyorlardır.
Возможно, они подыскали ей ту работу, и могут знать, куда она переехала.