Otobüs traduction Russe
2,708 traduction parallèle
Neyse, Glympton'u geçip sola dönmüştüm ki kızı gördüm. Otobüs durağında bekliyordu.
В любом случае, я бы просто мимо левого поворота на Glympton, и она была там, ждут на автобусной остановке.
Ertesi sabah otobüs durağından geçenler Mrs. Stromming'in istediği şeyi görecekti. Kızıl saçlı, üzerine siyah beyaz şeritli yeşil bir elbise giymiş bir kız.
На следующее утро каждый, проходя мимо автобусной остановки увидел бы именно то, что Розалинд Stromming хотел, чтобы они увидели, рыжая, в зеленом, черный и белый шеврон печати платье.
otobüs çok hızlıydı.
Автобус шустрый попался.
Otobüs.
Автобус.
Beş kişiyi vurduğunu söylediğini biliyorum, onun komada olduğunu biliyorum 5 km ötede bir otobüs durağı olduğunu ve oraya 24 dakikada gidebileceğimi biliyorum.
Я знаю, что, по вашим словам, он застрелил пять человек. Что он в коме, что в трёх милях отсюда есть автовокзал, и что я буду там через 24 минуты.
- Şehir dışına gitmek için otobüs bekliyor.
- Садится в автобус, чтобы ехать.
Otobüs! Selam, millet.
Привет, автобус!
Gidip yarın Londra'ya otobüs var mı diye bakacağım. Gelmek isteyen beni takip etsin.
Я пойду, поищу автобус до Лондона, хочет кто со мной?
Otobüs bekler gibisiniz.
У вас такой вид, будто вы автобус ждете.
- Uzun otobüs yolculuğu.
Мы так долго едем.
Otobüs bir dakikaya gelir.
Сейчас автобус подъедет.
Otobüs bileti. Nereden geldiyseniz sizi oraya geri götürecek.
Билет туда, откуда приехал.
Bu da otobüs biletin.
- Вот билет на автобус.
34B otobüs durağında 2219 sayılı ceza maddesinin ihlali.
Проступок 2219 на автобусной остановке 34В.
Bu otobüs konumda yer alan!
Меняем позицию!
Baba otobüs geldi.
Пап, автобус.
Otobüs Durağı
На автобусе.
Otobüs mü? Otobüs güzergahını biliyor musun?
Автобус?
Otobüs güzargahını bildiğini söyledin.
где автобусная станция?
Otobüs İstasyonu'nu aradım. Eee?
Я связался с автобусной станцией.
7 Nolu otobüs o saatte buradan geçmiş mi? Geri dönmüş mü?
который прошёл что не вернётся?
O otobüs, Seojori'den Cheongju ve Sinhae'ye kadar gider.
следует в Чонджу и через Синхэ тоже проходит.
Karayolunda bile bir otobüs ve arabalar feci şekilde kaza yapmış.
Даже на этом шоссе автобус врезался в машину.
O otobüs... Bu o otobüs! Başkanın içine olduğu otobüs!
Тот автобус... в котором был Президент!
7 nolu otobüs saat sekizde buradan geçmiş ve sonrasında kaza yapmış.
Автобус № 7 отправился около 8 попал в большую аварию.
Bir otobüs durağı bulmalıyız.
Нам надо найти автостанцию.
Ve sonraki otobüs için saat 11'e kadar beklemelisin. Yarın sabah.
И следующий будет в 11 : 00 Завтра утром.
Hayır, otobüs yeterli.
Зачем? .. На автобусе отлично доедем...
- Otobüs durağına.
- На автобусную остановку.
O zaman sana otobüs paranı veririz ve takımdan çıkarsın.
Тогда дадим деньги на автобус и вышвырнем.
Belki de gerçekten geri dönmeliyiz, yanımızdan otobüs geçemez mi?
Может быть, нам лучше вернуться? Возможно, там ходят автобусы.
İleride otobüs durağı varmış.
Heдaлeкo aвтoбycнaя ocтaнoвкa.
Issız bir yerde, otobüs durağındayız.
Aвтoбycнaя cтaнция. B глухoмaни.
Binemeyiz, Denver'a üç gün otobüs yok.
Aвтoбyc в Дeнвep тoлькo чepeз тpи дня.
Denver'a ilk otobüs üç gün sonra kalkıyor.
Aвтoбyc в Дeнвep бyдeт чepeз тpи дня.
Denver'a ilk otobüs ne zaman?
Кoгдa слeдyющий aвтoбyc в Дeнвep?
Yani, bana bir otobüs çarpabilir ya da babanla sinemaya giderken başka bir kızla tanışabilirsin ve onu baloya davet edebilirsin?
Я имею в виду, меня может сбить автобус или ты можешь встретить Другую девчонку, когда пойдёшь в кино с отцом И попросить у неё стать парой на выпускной?
Otobüs kalmadı.
Там нет автобусов.
- Otobüs mü çarpar?
- Надеешься, меня собьёт автобус?
Belki kendimi direkt otobüsün önüne atmalıyım çünkü bakarsın bu çirkinlikle bana çarpacak otobüs bile bulamam.
Я с тем же успехом могу кинуться под автобус потому что я такая уродливая, что даже автобус меня не приударит.
Yaptığın o otobüs şakası vardı ya, fenaydı!
Ты выдала шутку с автобусом, и зал...
Baltimore'a otobüs bileti almayı planlıyorum ve sizi görmeyi çok istiyorum.
Я сейчас сажусь на автобус до Балтимора и хотела бы повидать вас.
Otobüs garında tekrar aramayı deneyeceğim. 2 civarı...
Позвоню с вокзала как приеду... через пару часов, ладно?
Shetland Otobüs harekatı sırasında kaybolan Norveçli ajanların listesi.
Это список норвежских агентов, пропавших во время "Норвежской переправы".
- Otobüs durağına gidiyorum.
- Как раз направляюсь на автобусную остановку.
Holborn Durağından otobüse bin. Otobüs Somerset House'ın tam önünde duruyor.
Садитесь на автобус со станции Холборн и он остановится прямо напротив Сомерсет Хаус.
- Aceleyle otobüs durağına gidiyordu.
- Он спешил на автобусную остановку.
Bayanlar ve baylar, yeni otobüs şoförünüz.
Дамы и Господа, я ваш новый водитель.
Kızımızın dans resitaline arkadaşlarını, otobüs şoförünü ve polisleri davet etmen ne hoş.
Как мило, что ты пригласил своих друзей, водителя автобуса и полицейских на выступление нашей дочери.
Otobüs bekleyebilir.
Автобус подождет.
Otobüs kalkmak üzere.
Автобус уедет, Ксавье...