Rag traduction Russe
447 traduction parallèle
Dünyanın En İğrençötesi Adamı.
The Foul Rag-and-Bone Shop of the Heart.
Doo Rag, Sen ve ben türümüzü tehlikeye atabilirmiyiz?
- Знаешь, где настоящая сила? - В пулях. Нет!
- Hayır! Çünkü bütün rapciler güzel işlerden bahsediyorlar! Dinle, Doo Rag.
Понимаешь, Ду Рэг, твой ум, он как пистолет!
Bir büyücü ve çırağı hakkındaki efsane.
Легенда о чародее и его ученике.
Ben mi ne yapacağım? Ben de çırağın peşinden gideceğim.
А возьму на себя мальчишку.
Civardaki bir bakkalın çırağı.
Это парень из бакалейной лавки по соседству.
Ben tiyatroda bir çırağım..
Я только ученица в театре.
- Bu damga tam bir kopyadır. Keşiş'in sahip olduğu'nun aynısı. Bastille'de ki bir çilingir çırağının yaptığı bir iştir.
Эта печать - точная копия печати используемой монахом, работы помощника метра Антуана, замочного мастера Бастилии.
Hiçbir şeyden haberim yoktu. Babamın çırağıymış.
Я ничего не знала.
ikinci kadehi yuvarlayınca ortada birşey yokken meyhaneci çırağına kılıç çeken adamlara benziyorsun.
"Пронеси, Господи!", и хватаются за нее при второй чарке без надобности. - Разве я таков?
Ölüm, tüm kırın en güzel çiçeği üzerine yağmış kırağı gibi.
Как на поле мороз, смерть пеленой лежит на этом теле.
Pompacı çırağı sorgulandı. Adamlarım her yere gittiler. Hiçbir şey.
Были опрошены служащие бензоколонок, мы обошли все дома в районе - ничего.
Kız kardeşimiz Sicilyalı çırağımızla yatıyor.
Наша сестра спит с подмастерьем-сицилийцем.
Bana eski kıyafetler verip, beni çırağın olarak almanı isterim.
Было бы чудесно, если бы ты дал мне какую-нибудь старую одежду и оставил своим помощником.
Ve çobanpüskülü, meşe, köknar ve kayın Ve dağların külü, ve karaağaç kırağısı
Что меч ему не нужен и кинжал Он сделать мог все, что лишь хотел
Epey çıngırağın varmış.
Правда, колокольчики.
Bir akşam, kesti çırağının kafasını
Как-то раз вечером он голову отрезал подмастерью
Ama kadın içine çorap tıkıştırarak çıngırağı susturmayı öğrendi, ve yataktan yavaşça çıkarak geceye karışıyordu.
Но она научилась приглушать колокольчик, засовывая в него носок, тихонько поднималась с постели и уходила в ночь.
Benim su kaydırağımla.
... с моими кораблями...
Evet eskiden böyleydi. Her sanatçının bir çırağı vardı.
Да, но так поступали в старьıе времена, когда у каждого художника бьıл собственньıй ученик.
Tiffany marka çıngırağı... beş tombul parmak yerine... parlak bir yüzgeçle... tuttuğumda... çılgına döndüler.
своим блестящим плавником вместо 5 пухлых пальчиков они дали слабинку.
Ayışığı ve yıldırım kadar farklı olan iki ruh ya da kırağı ve ateş kadar.
Их души были различны как солнце и луна. Как лёд и пламень.
Kızak çıngırağı mı?
Рождественские колокольчики.
Onun çırağıydım.
Я был его учеником.
Şef, sözünü ettiğimiz yeni çırağın geldi.
Шеф, вот новый ученик, про которого мы говорили.
Acil çıkış kaydırağını kullanmak zorundayız... bu yüzden yapılacak işlemleri birlikte göz geçirmek istiyorum.
Нам придется воспользоваться аварийным скатом.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz, değil mi Brian?
Плохие пенсы выигрывают. Верно я говорю, Брайан?
- Benim çırağım mı olmak istiyorsun?
- Ты хочешь стать моим учеником? - Так точно.
Bak, Doo Rag,
Письмо!
Pizzacının çırağı kriz geçiriyor.
У разносчика пиццы приступ,
"Tanrım, beni sana muhtaç etmesin" diyen, ama ikinci kadehi yuvarlayınca, ortada hiç bir neden yokken meyhanecinin çırağına kılıç çeken adamlardansın.
"Дай бог, чтобы ты мне не понадобилась!" - а после второго кубка, тычут шпагой в слугу, когда в этом нет никакой надобности.
"Tanrım, beni sana muhtaç etmesin" diyen, ama ikinci kadehi yuvarlayınca, ortada hiç bir neden yokken meyhanecinin çırağına kılıç çeken adamlardansın.
пусть глазеют. Отсюда я ни для кого не сдвинусь. Мир с тобой!
- Ve ben de onun çırağıyım.
- A я ее протеже.
Ve akıl hocası çırağına tavsiyeler veriyor.
Ментор дает советы своему протеже.
Bence çırağın akıl hocasına yaklaşımına bağlı, alabilir.
Думаю, если для протеже это по пути к ментору, то возможно.
Bu durumda, sen ve dengesiz çırağın kataloğu kendiniz hazırlayabilirsiniz.
Насколько я понимаю, вы и ваш безумный протеже сможете сами заниматься каталогом.
Aslına bakarsan, benim de bir çırağım var.
Вообще-то, у меня появился свой собственный протеже.
Peki, çırağı bir kötü olan bir akıl hocasıyla çıkmak istediğimi sanmıyorum.
Не думаю, что я хочу встречаться с ментором, чей протеже - заурядность.
O benim çırağım.
Он мой протеже.
Su kaydırağı parkında Amy Yip'le.
О! Эми Йип в аква-парке.
Su kaydırağı parkında Amy Yip'le.
Эми Йип в аква-парке.
Öyle ama ben daha çırağım, ama o dünyanın en büyük ressamı.
Но я всего лишь ученик, а он величайший художник на свете!
Frasier. Antikacının çırağı aldığın Noel Coward kalemini getirdi.
Фрейз, твой торговец антиквариатом прислал то перо Ноэла Кауарда, что ты купил.
Büyücünün çırağı
"Ученик Волшебника".
Gelin bir düşünün, Büyücünün çırağı ufak tefek, hiç konuşmayan ve her şeyi birbirine karıştıran biridir.
Задумайтесь-ка об этом, ученик волшебника, это низкорослый парень, который никогда не говорит... а только устраивает беспорядок.
Büyücünün Çırağı
А сейчас "Ученик Волшебника."
Bu, benim çırağım Darth Maul.
Во т мой ученик... Дарт Мол.
İyi eğitildin, genç çırağım.
Ты хорошо подготовлен, мой юный ученик.
Hâlâ öğrenecek çok şeyin var, genç çırağım.
Тебе еще многому нужно научиться, мой юный ученик.
Var bir çırağın, Qui-Gon.
Ученик есть у тебя, Квай-Гон.
Çırağım Darth Maul'u size katılması için gönderiyorum.
Я посылаю к вам своего ученика, Да рта Мола.