Rm traduction Russe
29,030 traduction parallèle
Kırmızı El ile bir bağlantım yok.
Я не имею никакого отношения к Красной Руке.
Kırmız El gitti.
Красная рука отступила.
Bu Kırmızı El'leri son görüşümüz olmayacak.
Я не думаю, что мы видили последнего из Красной Руки. Давайте пошевеливаться.
- Clark kırmızı şarap mı, beyaz şarap mı seviyor?
Так, Кларк любит красное или белое? Неа, это не для него.
Yırtık tüm zaman ve uzay etrafında yani belki yırtıklardan biri açılınca bir şey çarpmıştır ve bizi uzaklaştırmıştır.
Разрывы проходят по всему пространству и времени. Возможно, что-то врезалось в один из разрывов и... сбило нас.
- Mengshu hastalığı, Kırmızı Ölüm.
Что? Менгшуанская лихорадка, красная смерть.
Kırmızı Ölüm deniyor çünkü hastaya gerekli müdahale yapılmazsa kan kusarak ölüyor.
Её называют красная смерть, потому что без надлежащих медикаментов пациент погибает, харкая кровью.
Üstünde kırmızı görmüyorum.
Я на нём ничего красного не вижу.
Benim kırmızı çizgim o.
Я четко разграничил.
Asıl sürpriz çok iyi sürpriz yapmama bu kadar şaşırmış olman bence.
Настоящий сюрприз - то, что для тебя стало сюрпризом, что я так хорош в сюрпризах.
Buraya bak, Kırmızı Biber!
Я здесь, огонёчек!
Kırmızı mısın mor mu?
Красный или фиолетовый?
"o kadar çok şey bağlı ki beyaz tavukların yanında yağmur sularıyla parlayan kırmızı bir el arabasına"
"Как много значит красная тачка покрытой глазурью дождя среди этих белых цыплят."
Çıldırmıyorum değil mi?
Я схожу с ума, да?
Tam, kırmızı gözlü, ağzından köpük saçan.
Широкое распахнутые глаза, пена у рта.
Hayır, hiç bir şey kaçırmıyorsun.
Нет, ты ничего не упустил.
- Angela Benton'ı tanırmış gibi mi üzgündü?
— Грустный, может от того, что он знал Анжелу Бентон?
Orada, kırmızı olan.
— Вот здесь, где красная крыша.
Gitmeye hazırmış gibi görünüyor.
Похоже, что он был готов переезжать.
O zaman size kayıt yaptırmış mıydı?
Он регистрировался у вас в это время?
Kabul ediyorum, ilk söylediğinde şaşırmıştım.
Признаюсь, вначале я слегка удивилась.
Jones'un seni kandırmış gibi bir hali yok.
Не думай, что Джон как-то тебя обставил.
Savaşı engellemek istemişsin ve sızdırmışsın.
Ты хотела остановить войну, и поэтому слила информацию.
Kırmızı ceketli işgalciler gibi!
Как Красные Плащи!
Anlaşmaya hazırmışsın diye duydum.
Слышала, ты уже была готова заключить сделку?
Beni ondan kaçırmış.
Она меня у него забрала.
Konuşmayı kararlaştırmıştık, ancak zamanı ayarlamadığımı sanıyorum.
Мы условились поговорить, но кажется, не назначили время.
- Eşyalarımı mı karıştırmışlar?
- Они шарились в моих вещах?
PS 092'de sayı rekoru kırmıştım.
Я установил индивидуальный рекорд в ПС-92.
Sabah ilk iş seni oraya boşuna çağırmış olamaz.
Он вызывает тебя к себе рано утром не просто так.
Aynen onu kandırmış.
Он её подставил.
Kırmızı ceketle dolu bir dolabım var.
У меня полный шкаф красных кожанок.
Hukuki bilinci ortadan kaldırmıyor ama kötü şeyler yapmaya teşvik eden bir hastalık bu, değil mi?
Нарушение, не влияющее на понимание законов, поощряет или позволяет человеку нарушать закон - это удобно, не так ли?
Taa ki, kırmızı ışıkta durmamaya, hırsızlık yapmaya ve ulu orta soyununcaya kadar.
Неожиданно он начинает ездить на красный свет, подворовывать в магазинах и раздеваться в общественных местах.
Çok da iyi değildim. Kalçamı kırmıştım.
Сломал бедро и завязал.
Aklını mı kaçırmış bu?
С ума сошел? Что?
Bunların hepsi çıldırmış.
Тут все - психи.
Tanrım, tamamen aklını kaçırmış.
- Не оглядывайся. - Боже, она совсем спятила.
Audrey sen kırmızı ve mavisin.
- Одри, твои цвета - красный и голубой.
Tek seferlikti. Yalnızdım. Resmen aklımı kaçırmıştım.
Я от одиночества была сама не своя.
Aklımı kaçırmış olmalıydım. Evliliğimiz bu eve taşındığımız gün bitmişti.
- Наш брак разрушился, когда мы сюда переехали.
- Aman Tanrım. - Diğerleri bizi rahat bırakırmış.
- Тогда Другие нас оставят.
Los Angeles, moda anlayışını canlandırmıştır diye düşündüm sadece.
Я просто думала, что Лос-Анджелес оживит твое чувство стиля.
Doğru. Kırmızı ve yeşil kabloları al.
Возьми красные и зелёные кабели.
Yine kırmızı kafaya dönüşmeden önce sakin ol.
Успокойся пока твоя башка опять не загорелась.
Murphy seni ısırmış! Lanet olası, Murphy. Isırılmışsın.
Ты укушен Мерфи тебя укусил!
FBI mı çağırmıştı?
Его вызвало ФБР?
Kırmızı ışık yanıyor.
Красный свет горит.
Şaşırmış görünmüyorsunuz.
Вы не слишком удивлены.
- Aynen, karıştırmışlar.
- Да, похоже на то.
Neden onu yeniden aşılamıyorsunuz ya da ısırmıyorsunuz?
Нет!