Saygı mı traduction Russe
3,731 traduction parallèle
- Saygı mı itaat mı Cara?
Уважать или подчиняться, Кара?
Esir ya da değil, silâh arkadaşlarımıza saygıyla muamele ettiğimizi bilmeniz gerek.
Вы должны знать, что мы относимся к офицерам с уважением, не важно взяты они в плен или нет.
Söylemezsem olmaz, Dr. Master ile yaptığınız çalışmaya olan saygım okumaya devam ettikçe ciddi oranda arttı.
Я... я хочу сказать, мое уважение к вашей с доктором Мастерсом работе растет, чем больше я об этом читаю.
Ve üç yılda yaptığımız her şey Dr. Joseph Kaufman tarafından silinebiliyor. "Uyku halinde olma" yı cinsel uyarılmaların bir evresi olarak listeleme saygısızlığını gösteren biri tarafından.
Нашу трёхлетнюю работу может перечеркнуть доктор Джозеф Кауфман, имевший дерзость объявить "покой" - стадией возбуждения.
Tamam, sana saygı duymadığım için beni bağışla.
Прости за неуважение.
Çünkü bu filmi bu işi göstermek için yapıyoruz. İşimizde bana düşen kısım, bunun saygın ve meşru olduğunu göstermek.
- Я докажу, что наша работа - моё участие - достойна уважения и законна.
Bir gün, çok yakın bir zamanda onu ben mahkemeye sürükleyeceğim ve CBS'de kazanacağım gerçek saygınlığı çocuklarımı almak için kullanabileceğim.
И тогда я потащу Джорджа в суд. Я использую кристально-чистую репутацию Си-Би-Эс.
Oğlun, bu ormanda senin oğlun atalarımın kemiklerine saygısızlık yaptı.
Там в лесу твой сын. Осквернил кости моих предков.
İnanışlarımız ve uygulamalarımıza saygı gösterilmelidir.
Нашу веру и обычаи должны уважать.
Bizden birini tutuklamak hiçbir zaman kolay değildir. Özellikle o kişi babanız olunca. Size karşı saygım sonsuz.
Я знаю, что всегда тяжело задерживать одного из своих, особенно, когда это ваш отец, но у вас есть мое огромное уважение.
Elveda Bay Archer. William Howard Taft'a saygılarımı ilet.
Передайте моё почтение Уильяму Говарду Тафту.
Ölümü trajikti ama Abraham'ın ailesinin anlaşmasını onurlandırmasına saygım sonsuz.
Это была трагедия, когда он умер, но я уважительно отношусь к тому, что Эбрахам чтит семейное соглашение.
Kararlaştırdığımız koşullara saygı göstermeleri için elimden geleni yapacağım.
Я обещаю, что сделаю все, что смогу Что бы убедить их в достоинстве правил установленных нами.
Bugün saygımı kazandın, evlat.
Сегодня ты заслужил мое уважение, сын.
Buna saygı duyarım.
Я это уважаю.
Saygısızlık etmek istemeyiz ama Haham Weiss burası Budapeşte değil. Burası Wisconsin, bu yüzden seni daha fazla Hahamımız olarak çalıştıramayız.
При всем уважении, равви Вайс, здесь не Будапешт, а штат Висконсин, и потому в ваших услугах раввина мы больше не нуждаемся.
Sevgi sözcükleri bir kenara, bunu senin akıl ve yeteneklerine olan saygımın bir sonucu olarak varsay.
Нежности в сторону, Считайте это признаком моего зависящего уважения к вашим интеллекту и способностям.
Ben hukuka saygılı bir vatandaşım fırsatları arayan bir iş adamı.
Я просто законопослушный гражданин. Всего ишь бизнесмен, ищущий возможностей.
Ama aynı zamanda bana gerçekten saygı duymanız lazım.
Но ещё мне надо, чтобы вы меня уважали.
Sana saygı duymadığımız için şaka yapmadık.
Мы разыграли тебя не потому, что не уважаем.
Dr Margaret Lin. M.D. F.R.C.S.C, ve ben biraz saygı, bayım bekliyorum.
Доктор Маргарет Лин, Доктор мед.наук, Член Королевского колледжа хирургов Канады, и я хочу уважения, мистер.
Violet ben sadece bir cinayet soruşturmasında işbirliği yapan yasalara saygılı bir iş adamıyım.
Вайолет, я просто законопослушный бизнесмен, сотрудничавший в деле о тяжком убийстве.
Sizden bu kardeşimizin buraya yeniden ayak uydurması için yardım etmenizi ve bu trajediden dolayı hak ettiği saygıyı göstermenizi istiyorum.
Я ожидаю, что все вы поможете своему брату вновь приспособиться к жизни здесь и выкажете ему заслуженное уважение в свете этой трагедии.
Sakın bir daha bana saygısızlık yapayım deme.
Не смей выказывать мне неуважение.
Vatansever birisin, buna saygım var.
Ты патриот. Я уважаю это.
360 milyon yıldan sonra sanırım biraz daha saygı hak ediyorlar.
После 360 миллионов лет, я думаю они заслужили немного больше уважения, чем это.
Molly'nin bir arkadaşı geçen sene öldürüldü o yüzden oraya gidip saygımızı göstereceğiz.
У Молли был друг, которого убили в прошлом году Мы будем там, чтобы отдать дань уважения.
Saygısızlık etmek istemem, efendim, ama cam yapımı hakkında en ufak bir bilgim yok.
При всем уважении, сэр, Я ничего не знаю про стекло.
Saygıdeğer Schoenbein... Fikrini almaktan minnettar olacağım husus...
Мой дорогой Шёнбейн, был бы крайне благодарен за ваше мнение на тему...
Biliyorsun, eğitime gerçekten saygı duyarım.
Знаешь, я уважаю образование.
Greg, lisede satranç takım kaptanı olduğunu biliyorum ve iç polis içgüdülerine - büyük saygım var.
Грег, знаю, что ты был капитаном команды по шахматам в своей средней школе, и уважаю твои инстинкты криминалиста чрезвычайно...
Kendime hiç saygım yok.
У меня вообще нет самооценки.
Saygı duyuyorlar mı?
А уважение?
Tanrım, Farrah'a göz kulak ol, Bugün patronuyla hava durumu haberlerini sunmak konusunda konuştu. ve sonunda artık saygı kazanabilir. Ona bu harika aklı ve sadece o mükemmel gösüğleri verdiğin için değil,
Господи, присматривай за Фэррой сегодня, пока она будет разговаривать с начальством о продвижении в отдел новостей, и сделай так, чтобы её, наконец, уважали за этот прекрасный ум, которым ты её наградил, а не только за её прекрасные сиськи.
Bu zor zamanlarımızda özel hayatımıza saygı gösterin lütfen.
Уважайте наше право на личную жизнь в такое трудное для нас время.
Yüzlerce kez hata yaptığım onaylandı ve bugün, bizi yeni bir seviyeye taşıyan bu adama saygımı sunmak istiyorum.
Он много раз доказывал, что знает. Сегодня же я уважаю его еще больше.
Roly'nin bana saygı duyması mı?
Это все из - за Эррола?
Onu paylaşırım, fakat yalnızca ona hak ettiği saygıyla yaklaşırsanız.
И я поделюсь ею, если вы будете относиться к ней с должным уважением.
Kendime saygım olmadığı için mi ölmeyi seçiyorsun?
Ты хочешь умереть, потому что у меня нет самоуважения?
Karşılıklı saygı, güven olması lazım. Güven mi?
Должно же быть какое-то взаимное уважение и доверие.
Yani bu kostümü giymemin tek nedeni size yardım etmek için suçla savaşırken insanların otoriteme saygı duymaları. Peki nasıl gidiyor?
Так что единственная причина, по которой на мне этот костюм, это чтобы когда я борюсь с преступностью, люди уважали мой авторитет.
Sana kızmayacağım çünkü sana saygı duyuyorum ve adamımsın ama tuhaf bir şey.
- You... Okay. I'm not gonna get mad at you,'cause I respect you and you're one of...
Buna saygı duymanı bekliyorum, tamam mı?
И я хочу, чтобы ты отнесся к этому с уважением, хорошо? Пойдем.
Karım güç kaynağıdır, buna şüphe yok,... ama artık o evli,... ve eğer bu şehirde sana zarar verecek birisi varsa,... o da saygıdeğer Pernell kahrolası Harris.
Моя жена, без сомнения, — успешный человек, но она вышла замуж за меня. Если в городе кто-то и может навредить вам, так это уважаемый Пернелл Харрис.
Saygısızlık etmek istemem ama şu anda Gold'u kimin geri getirdiğini öğrenmekten daha büyük sorunlarımız var.
Со всем уважением, нас больше должен волновать не человек, воскресивший Голда.
Ben deneyimli ve saygın bir avukatım ve sen ilk günümde benden Rex'i yıkamamı istiyorsun.
Я опытный и уважаемый юрист, и в первый же мой день на работе, ты просишь меня выкупать Рекса.
Tüm saygımla, size işinizi öğretmek gibi olmasın ama o mikrofondaki DNA'larım hiçbir şey kanıtlamaz.
Со всем уважением - и я не смею указывать вам на вашу работу - но моя ДНК на том микрофоне ничего не доказывает.
Ölülere olan saygımızdan dolayı gerisi, olduğu gibi aktarılmıştır.
♪ oh I'll twine with my mingles and waving black hair ♪
Niyetim saygısızlık değildi. Her ne kadar o köpek seve seve suratımı kopartıp, Cadılar Bayramı maskesi niyetine takacak olsa bile.
Не хочу показаться грубым, но вообще-то этот пёс был бы ужасно рад отгрызть мне лицо и носить его, как маску, на Хеллоуин.
R.E.M. sevmiyorsunuz gördüğüm kadarıyla. Zamane çocuklarının klasiklere hiç saygısı yok.
– Я вижу ты не любишь R.E.M.
Ve biliyorum ki biraz daha saygı duymalıyım diğer kadınların duygusal varlıklarına, ve seksi, sadece kadınları onaylamak için kullandığımı biliyorum, - ama sadece...
И я знаю, что я должна относится с уважением к эмоциональной собственности других женщин, и я знаю, что занимаюсь сексом, чтобы самоутвердиться, но я просто...