Shoes traduction Russe
65 traduction parallèle
"Ayakkabılar mobilyaya değmeyecek!"
"No shoes on the furniture"
Burada bence güzel bir örnek,... Micheal Powell'in The Red Shoes filmindeki balerindir.
Лучшим примером здесь по-моему является история с балериной из "Красных башмачков" Майкла Пауэлла.
Suratıma işeyecek ve ayakkabılarıma ölü şeyler saklayacak.
It's just gonna pee in my face and hide dead things in my shoes.
They'll barge into the house without dusting offtheir shoes...
Они ворвутся в дом и даже не снимут свою поганую обувь...
- Kimse kaybetmeyecek - Benim yerimde
¶ No one's gonna lose ¶ ¶ Walkin'in my shoes ¶
Benim yerimde
¶ Walkin'in my shoes ¶
Kimse kaybetmeyecek Benim yerimde
¶ I'm ready to go ¶ ¶ No one's gonna lose Walkin'in my shoes ¶
- "Boogie Shoes" şarkısına bayılırım.
* KC and Sunshine Band - американская группа А я люблю "Boogie Shoes."
* Put on my pretty shoes *
С Днем Рождения Эбби.
Top, Billy "White Shoes" Johnson gibi hareket ettiğim bölücüden sekerek sahanın ortasında durdu.
Оказался в центральном поле после того, как он срикошетил куда я прошел как Билли "Белые Ботинки" Джонсон.
- Ayakkabılar da...
- Uh-huh. And the shoes.
Kim öldürdüyse elbiselerinde ve ayakkabılarında kan izi olmalı.
Whoever killed her, got blood on their clothes And on their shoes.
"Brand-new tennis shoes, spooned and groomed, dipped and whipped, suited and booted, duded and looted."
совершенно новые тенисные ботинки чищенные и ухоженные, глубокие и бьющие, удовлетворен и обут, пижон и вор.
Sivri ayakkabılı adam var ya, gerçekten kötü öpüşüyor.
Этот парень из "Pointy shoes" ужасно целуется.
O zaman ayakkabılarını alıyorum!
Пожалуйста! Then I'm taking your shoes!
Sadece ortezleri bırak!
You can have the shoes! Just leave the orthotics!
Bordo, elbise ayakkabısı.
Shoes.
Dikişleri güzelmiş ahşap taban...
New shoes, man? Nice stitching... wooden sole...
Ayakkabınızı buradan alın.
Shoes.
O ayakkabıları nereden aldın?
Got shoes here.
Ve bu nota göre, Kenny nihayet Chevalier, Galone ve Butler ayakkabıları ile imzayı atıyor.
И, вот, сгласно донесению, Кенни наконец-таки добился подписей от "Chevalier", "Galone" и "Butler Shoes."
ve bu Barnett Ayakkabıları için bir reklam filmi.
Короче, это реклама для Barnett Shoes.
- Butler Ayakkabıları mı diyorsun? - Evet, o.
- Ты имеешь ввиду Butler Shoes?
Emily Butler Ayakkabılarının..... yeni bir reklam filmi çektiğini söyledi.
Эмели рассказала мне что Butler Shoes снимает новую рекламу.
# Here comes Johnny, gonna tell you the story # Hand me down my walkin'shoes
Джонни расскажет вам историю
Ki, eğer hatırlarsan, Paul Simon'nın Diamonds on the Soles of Her Shoes şarkısına,
Которой, как вы помните, была "Бриллианты на подошвах ее туфель" Пола Симона, в дуэте с
- Ayakkabılarını çıkar.
Take off your shoes.
En azından ayakkabımı çıkarmama gerek yok.
At least I don't have to take my shoes off.
Çünkü katil arka koltuktaysa, ayakkabıları da oradadır.
'Cause if the killer was in the backseat, so were his shoes.
♪ Diamonds on the soles of her shoes... ♪
"Её туфли в брилиантах..."
♪ She's diamonds on the soles of her shoes
"Её туфли в брилиантах..."
♪ She's got diamonds on the soles of her shoes. ♪
"Её туфли в брилиантах..."
Siz ikiniz Christmas Shoes'ı izlemediniz mi?
Вы что, не смотрели "Рождественские туфли"?
Sana söyleyeyim, bunların hepsi Christmas Shoes da var.
Я тебе говорю, именно так всё и начинается в "Рождественских туфлях".
Gerçekten küçük güzel ayakkabıların var.
There's some pretty fancy shoes.
Cidden, Bu ayakkabılardan nereden bulabilirim?
Seriously, where can I get a pair of them shoes?
Ayakkabılarını istiyorum.
He wants your shoes.
Ayakkabılarını ver.
Give him your shoes. What?
Ayakkabılarını istemiyorum.
I don't want your shoes.
Ayakkablarını istemiyor.
He doesn't want your shoes.
Ayakkabılarını giy.
Put your shoes on.
Şehir merkezindeki Parade of Shoes mağazasında güvenlik görevlisiyim artık.
Теперь работаю охранником в Параде Обуви в центре.
Laboratuvar, Henry'nin ayakkabısının altında fenol formaldehit reçinesi bulmuş.
The lab found a phenolformaldehyde resin on the bottom of Henry's shoes.
Henry'nin ayakkabısının altında bulunan fenol formaldehit reçinesini hatırladın mı?
Do you remember that phenol-formaldehyde resin that the lab found on the bottom of Henry's shoes?
Bu, ayakkabı tamircimiz Richard Two-shoes.
Это наш сапожник, Ричард-башмачник.
Daha değil Richard Two-Shoes.
Еще нет, Ричард Башмачник.
- Kimse kaybetmeyecek
¶ No one's gonna lose ¶ ¶ Walkin'in my shoes ¶
- Benim yerimde
¶ Walkin'in my shoes ¶
Ayakkabı ister misin dostum?
Burgundy dress shoes.
Senin için biraz küçük gibiler.
They're my shoes, okay?
- The Shoes #
Time To Dance ( The Shoes )