Sıcak mı traduction Russe
1,766 traduction parallèle
Sıcak mı?
Не горячо?
- Sıcak mı?
- Жарковато?
Burası sıcak mı?
Чё тут жарко чтоли?
Sizce sıcak mı? Nasılsınız?
Как вообще у вас тут?
Burası sıcak mı ne?
Здесь не жарко?
Elinde sepetlerle hoşgeldine gelip "yeterince sıcak mı?" gibi şeyler söyleyen sinir bozucu insanları olduğu kesin ama.
Зато тут есть куча надоедливых людишек, которые приходят к нам и приносят всякие корзинки и приговаривают : "Как вам погода?"
Yüce Tanrım, bize verdiğin bu yemek sıcak yatak ve böyle gecelerde başımızı sokacağımız çatı için...
Боже, благодарим за эту пищу. Благодарим за тёплую постель и и крышу над нашими головами в холодные ночи, вроде этой.
Öyleyse şu sıcak bardak işini yapalım.
Ну тогда доставайте баночки!
Sıcak çikolatalarımızı gelince içeriz.
Я напишу ему, что встреча состоится на безопасной явке "В". - Шоколад выпьем, когда вернёмся.
Onu aydınlatacağım Sımsıcak olacak
¶ I'm gonna light it up Gotta make it hot ¶
Ateş Onu aydınlatacağım, sımsıcak olacak
Огня ¶ I'm gonna light it up Gotta make it hot ¶
Onu aydınlatacağım, sımsıcak olacak
¶ I'm gonna light it up Gotta make it hot ¶
Şey, Çok sıcak bir gece olduğundan... İçeri hava girmesi için pencereyi açmıştım, bilirsiniz.
Да, тогда выдалась теплая ночька... я спустил окно, чтобы впустить немного воздуха, понимаете ли.
Sıcak hava balonuna binmeyi düşünüyordum yanımızda biraz şampanya getiririz ve sonra da muhtemelen Sylvia Plath okuruz.
Мы могли бы взять воздушный шар захватить с собой пару бутылок шампанского а потом почитать Сильвию Плат.
Bilirsin, sıcak olamayacağım ve aynı şekilde kokmayacağım.
Ну, знаешь, буду холодной и пахнуть иначе.
Ama, düşünücem, inşallah, Yukarı gideceğim ve sıcak bir banyo yapacağım, olur mu?
Но я думаю, Иншалла, что поднимусь наверх, окунусь в горячую ванну, да?
Sıcak bir karşılamadan sonra arkadaşımıza nereye gittiğini soracağız.
Тепло поприветствуем нашего друга и спросим куда он направляется.
Sanırım sıcak havaya daha fazla dayanamadı.
По-моему жара его доконала.
İngiltere'de yaşayacak karım sanki kendi kızıymış gibi sıcak karşılayacak onu.
Она будет жить в Англии, моя жена примет ее в нашем доме как свою родную дочь.
Tanrım, ne sıcak!
Бoги, какая жаpа!
Fırından sıcak sıcak çıktı kreması ellerimle hazırlandı ve yanında da kilisenin bahçesinden topladığım çileklerle yaptığım ev yapımı reçel var.
Маслице взбивала ручками, а клубничку я сама собирала в церковном саду и консервировала.
O sıcak ülken San Nicasio'nun mutfağına ne kadar yatkın olduğunu hatırladım.
Вспомнив, как сильно ты любишь кухню твоей названой родины, Сан Никасио...
- Sıcak bir hava yarattım.
- Сделай поуютнее.
Ve şansa bak ki, bu parti dün biraların çalınması olayı ile çakışıyor. Bu olay hakkında bilgisi olan var mı?
Теперь вот что, как это ни странно, но эта вечеринка совпала... с фактом кражи большого количества пива вчера отсюда.
Baban mı öldü yoksa? Böyle sıcak havalarda, nasıI sakin kalabiliriz?
В такую жару мы не можем сохранять спокойствие?
Sıcak hava seni çıIdırttı mı?
На солнце что ли перегрелась?
Bana mı öyle geliyor, yoksa burası çok mu sıcak?
Это мне так кажется или здесь чертовски жарко?
Sanırım ben de senin ocak sıcak dediğin ama sana inanmayanlardan biriyim.
Наверное, я из тех, кто не верит, когда им говорят, что плита горячая.
Sanırım burası sıcak oldu.
Что-то здесь становится... жарковато.
Sıcak duşunun keyfini çıkarıyorsundur umarım ama bu duş 15-7 mağlubiyetinin lekesini temizlemiyecektir.
Надеюсь тебе хорошо там в горячем душе. Но это не смоет позор от разгрома со счетом 15-7.
- Ben de sıcak havluya hazırım.
А я готов получить своё тёплое полотенце.
O sıcak havluyu şimdi alayım.
Теперь я возьму горячее полотенце.
Martini yapacaktım ama belki biraz sıcak süt istersin.
Я собиралась сделать мартини, но, может, ты хочешь теплого молока?
Neyse ben sıcak bir taş terapisi yaptıracağım. Sen ne yaptıracaksın?
Я собираюсь на массаж горячими камнями.
Burası çok mu sıcak yoksa senin sıcaklığın mı?
"Здесь жарко, или все дело в тебе?"
Eve gelsene sıcak çikolata yaparım ve konuşuruz.
Давай зайдем в дом, я приготовлю тебе горячий шоколад, и мы поговорим.
Güzel, çayımı sıcak severim.
Это хорошо, я люблю, когда чай согревает.
3 öğün sıcak yemek ve yatak ilgi çekici gelse de ben almayayım.
Ну, трёхразовое горячее питание и кровать. Заманчиво. Но, хм..
Sıcak bir duşun, bir tabutta boğulmaktan daha iyi olup olmadığını mı soruyorsun?
Вы о том, что горячий душ лучше чем тонуть в сосновом гробу?
Ayaklarım, daha sıcak olamazdı.
Мои ноги... они не могут быть теплее.
İzlerin o kadar sıcak su ve çamaşır suyu içinde bozulmayacağını mı düşünüyorsun?
Думаешь, отпечатки могли пережить горячую воду и отбеливатель?
Blair. İçerisi birdenbire dayanılmayacak kadar sıcak olmadı mı?
Блэр.
Biliyor musun, bu sıcak çikolata hikayesini hiç duymamıştım.
Знаете, я никогда не слышала ту историю о горячем шоколаде.
Sana gerçek sıcak çikolata yaptım.
Я только что приготовил тебе горячий шоколад.
Şu koca televizyonunuzda film izlemeye hazırlanıyordum ama önce sıcak kabarcıklı tuvaletinizi kullanayım demiştim.
Ну, я собирался посмотреть фильм на вашем большом ТВ, но сначала решил воспользоваться вашим теплым булькающим туалетом.
Kurutucuya bir havlu atarım ki duştan çıktığında sıcak olsun.
Кладу полотенце в сушилку, чтобы оно было теплым к ее выходу из душа.
Al bakalım, sıcak sıcak!
наисвежайшее!
Hasta insanların bu bakteri bulaşmış çatal bıçak takımını kullanmadığını mı düşünüyorsun?
По-твоему, пациенты не питаются этими инфицированными приборами?
Biri bu sıcak bölgede, Güneş'ten 93 milyon kilometre uzakta ve diğeri donmuş ve yıldızımızdan bir milyar kilometre uzakta, bir başka gezegenin yörüngesinde, ve bu Evren'deki yüz milyarlarca yıldızın yörüngesinde Dünya benzeri gezegenler olduğu ihtimallerini muazzam şekilde artırır.
Земля - тёплый мир, находящийся в 150 миллионах километров от Солнца. Титан же располагается в холодной области, вращаясь вокруг другой планеты на расстоянии в почти 1,5 миллиарда километров от нашей звезды. это даёт основания предполагать, что существуют и другие планеты земного типа, вращающиеся вокруг сотен миллиардов звёзд нашей вселенной.
Güneşimiz iyi kalpli sıcak, yaşam ve ve yarın barbekü yapma umudu kaynağımız.
Само наше Солнце, чудесный источник тепла, жизни и смутной надежды, на возможный завтрашний пикник.
Seni pek sıcak karşılamadım ama lütfen, lütfen bunun acısını Finn'den çıkartma.
Я был не очень гостеприимен, но пожалуйста, не вымещайте это на Финне.