Televizyon traduction Russe
3,873 traduction parallèle
Sanırım sana kaç radyo kanalına sahip olduklarını, ki dergilerden, gazetelerden ve televizyon kanallarından bahsetmiyorum bile söylememe gerek yok.
Думаю мне не нужно тебе рассказывать, каким огромным количеством радиостанций они владеют, не говоря уже о журналах, газетах и телеканалах.
Özel birisin, Alessandra. Aşağı bakıyordun, yüzün eğik sanki büyülenmiş gibiydin, orada televizyon önünde bir başına uyuyordun.
Алессандра. перед телевизором.
Freddie, Gull'e geniş ekran televizyon almamı söyleyip duruyordu. Şu doğa kanallarından birinde ayı haftasını seyretmek istediğini söylüyordu.
Фредди всегда доставал меня тем, что хочет что бы в Чайке повесили телевизор с плоским экраном, для просмотра недели гризли на одном из тех каналов о природе.
İşimi, o şişkocuk televizyon izlesin, fast food yesin, internette takılsın, kocasını yada bataryalı eşyalarını becersin, ve ufacık tefecik beyinlerini mümkün hale getirdiğim özgürlüklerini düşünmesinler diye yapıyorum.
Я делаю свою работу так, что толстяки могут смотреть реалити-шоу, есть фаст-фуд, торчать в интернете, трахаться сос своими мужьями или их изделиями на батарейках, и никогда не использовать их маленький, крошечный мозг чтобы подумать о правах, что я делаю возможными!
Tamamen harap olmuş olmasa, pençe izleri, parçalanmış televizyon ve her tarafı kırılıp dökülmüş ev motifi ile şirin bir kiralık daire olurmuş.
Милый домик, если бы не был полностью разгромлен... следы когтей, разбитый телек, короче, "слон в посудной лавке".
Hiç gelme buraya. Televizyon izliyorum.
Ступой прочь, я смотрю телевизор.
- Neden televizyon seyrediyordu?
- Почему он смотрел новости?
Televizyon izlemeyi sever misin?
Ты любишь телевидение?
O televizyon izlemeyi sever.
Он любит телевидение.
Büyük bir televizyon.
Большой телек.
Brick televizyon kılavuzunu okudu ve görüntü içinde görüntü ortaya çıkıyor.
Брик только что прочитал инструкцию к телику, и оказалось, у нас есть картинка в картинке.
Bu gece, senin yaşında benim yaptığım gibi, sende şimdi uykuya dalacaksın. Yatakta hiç televizyon seyretmedim!
Сегодня, ты ляжешь спать как я, когда была в твоем возрасте.
- Ahbap, televizyon gitmiş. Shay?
Чувак, телевизор исчез.
- Televizyon gitmiş.
Телик пропал.
Çocuklar bizi alt ettiklerini sanıyorlar ama televizyon şirketine parayı ödeyen biziz.
Дети думают, что перехитрили нас, но за кабельное по-прежнему платим мы.
Aa, ama başka televizyon şirketi yok, değil mi ya?
Ах, ну да. Другой компании нет.
Yok ya, klasik televizyon şirketi zırvaları işte.
Нет, только треплются как обычно.
Ailenizi korumak mı istiyorsunuz? O zaman televizyon şirketiyle savaşacaksınız.
Хотите защитить свою семью придется иметь дело с кабельной компанией.
Artık kablolu televizyon istemiyor musunuz?
Вам больше не нужно кабельное телевидение?
Size başka bir televizyon şirketinin numarasını versem de onları arayıp...
Хотите, я дам вам номер другой компании, которая может...
Çünkü kablolu televizyon buun fazla kolay hâle getiriyor.
Кабельное – это слишком удобный вариант.
Bayanlar baylar, lütfen yerel televizyon şirketinizin başkanından önemli bir mesaj için izlemede kalın.
Дамы и господа, пожалуйста, прослушайте обращение президента вашей местной кабельной компании.
Zira yerel televizyon şirketinizde müşteri her daim orospumuzdur.
Потому что для местной кабельной компании ее клиенты – это всегда... ее сучечки.
İçki içen, televizyon izleyen bir sürü dinsizler topluluğuyuz.
А то мы всего лишь кучка варваров, лежебок и пьяниц.
Ve şayet eviniz bir sex shop'a benzemiyorsa bir kaç dakika önce iddia ettiğiniz gibi evinizde televizyon izlemiyordunuz.
И если ваша квартира не выглядит в точности как секс-шоп, и вы там не были, а смотрели телевизор, как утверждали минуту назад.
Kardeşin de odada televizyon izliyordu.
Твой брат был у себя в комнате и смотрел телевизор.
Nasıl olur da yaşadığın zorlukları anlatan bir televizyon filmi olmaz?
Как ещё не сняли телефильм о твоей борьбе?
Televizyon değil *.
Это не телевидение.
Televizyon izleyemiyordum yahu.
Это всё он! Ты издеваешься? !
Biliyor musun, Marty bir televizyon efsanesi.
Знаешь, Марти - легенда телевидения.
Sadece bu sahte. Tıpkı televizyon, ocak ve diğer her şey gibi.
Только это.. подделка, как телевизор, плита, все вокруг.
Bayan Bradley, bir yapımcı olarak, ben kabul Eğer televizyon saflarına kadar yolunuzu çalıştı, ama... Çıkıyor, sen bir klasik eğitimli bir şef konum.
Мисс Бредли, как продюсер, я предполагаю вы разработали свой путь к верхним рядам на телевидении, но... как оказалось, вы - классически подготовленный повар.
Yatakta televizyon seyrederken uyumuşum.
Уснула в постели пока смотрела телевизор.
Ve televizyon olayı da oldu.
И затем, опять телевизор.
Onun televizyon karşısında uyuyakalacağını biliyordu.
Он знал, что она засыпает с включенным телевизором.
Haklısın, benim odamla misafir odasının arasındaki duvarlar gerçekten çok ince,... ve televizyon izliyordum.
Точно, стена очень тонкая между моей спальней и комнатой для гостей, а я смотрел телевизор.
- Televizyon izliyordum.
Смотреть телевизор.
Amy, bu da televizyon efsanesi Arthur Jeffries.
Эми, это звезда телеэкрана — Артур Джеффрис.
Televizyon parası işte.
Голливудские богачи.
Çünkü nasıl olduysa artık, ben de bugünümü çocukların çok sevdiği ünlü bir televizyon bilimcisiyle geçiriyorum.
Просто потому, что я тоже провожу этот день с телевизионным кумиром детей.
Evine gidiyorum, yemek yiyoruz, konuşuyoruz, televizyon izleyip tekrar konuşuyoruz...
Я хожу к нему, мы ужинаем мы говорим, смотрим ТВ, говорим..
Vız, vız, vız vız, vız, vız... 177 ekran televizyon.
Бз-бз-бз! Телевизор на 70 дюймов.
Bu, fantastik bir dunyada yasayan kisa, gurultucu, kucuk insanlarla alakali "Keeping Up with the Kardashians" adindaki kendi televizyon sovundan esinlenen bir film sadece.
Просто он основан на ее реалити-шоу "Семейство Кардашян" о шумных маленьких людишках, живущих в выдуманном мире.
Ne izliyorsun, bir Çek televizyon programı mı?
Что ты смотришь реалити - шоу на Чешском?
Ve mahallenizin televizyon haber kanalından 11 Haziran 1953 dünyadan haberler bunlardı.
И на этом все, что произошло в мире от ТВ новостей вашего города на 11 Июня, 1953 года.
Bir defasında, kafama- -... kafama televizyon fırlattı.
Однажды он... запустил телевизор в мою голову.
Arabanda televizyon var.
У вас телик в машине.
Burada neden bu kadar çok televizyon var?
Почему тут так много телевизоров?
- Lüks ofisler kuyumcu, emlak ve hukuk ofisleri, televizyon kanalı ve birkaç banka.
- Офисы крупных компаний, ювелирный магазин, риелторская контора и юридические фирмы, телестудия и несколько банков.
Esposito, sen Colfax Binası'nda bir televizyon kanalı olduğunu söylemiştin.
Эспозито, ты говорил, что в здании Колфакса есть телестанция?
Warren, televizyon izlemek istiyorum, tamam mı?
.