Uyandırmayın traduction Russe
34 traduction parallèle
Büyük ve Güçlü Oz'un gazabını uyandırmayın!
Не сметь так говорить с великим и могучим волшебником!
Lütfen beni uyandırmayın.
Пожалуйста, не заставляй меня просыпаться
Büyükanne! Uyandırmayın.
Бабушка, бабушка.
Yolcuları uyandırmayın.
Пассажиров не беспокоить.
Şu anda uyandırmayın!
Не будите его сейчас, прошу вас!
Beni uyandırmayın.
И не возбуждай меня.
- Sessiz olun, onu uyandırmayın.
- Тише, не разбудите её.
Hayır, uyandırmayın.
Нет, не будите его.
Kaplanı uyandırmayın.
Не будите тигра.
Henüz uyandırmayın, az kaldı.
Не возвращайте.
Sakın ben yokken koca adamı uyandırmayın.
После не большой парень деятельности, в то время как я прошел. Обещаю!
Üç gün uyandırmayın beni.
Не беспокойте меня 3 дня
Uyandırmayın.
Не будите его.
Hayır, beni uyandırmayın.
Нет, не будите меня.
Çocuklarımı uyandırmayın yeter.
Только- - только не будите детей.
Anneyi uyandırmayın.
Не разбудите мамочку.
Kabul edildi. Ama bebeği uyandırmayın.
Только не разбуди малыша.
- Hannigan'ı uyandırmayın.
- Не разбудите Ханниган.
Pederi uyandırmayın!
Heльзя eгo бyдить!
Kimseyi de uyandırmayın.
И не болтай.
Onu uyandırmayın, Leydim.
Что ж, не разбудите его, Ваша Светлость.
- Talimatları okudum, uyandırmayın diyor.
Я читала инструкцию. Там не советуют.
Bağırmayı kes, evdeki herkesi uyandıracaksın.
Не кричи. Хочешь перебудить весь дом?
Bağırmayın, çocuğu uyandıracaksınız.
Не ори, ребенка разбудишь.
Beni uyandırmayın.
Прошлой ночью я плохо спал, поэтому не будите меня.
İllüzyondaki bazı şeyler ilüzyonun arkasındaki gerçekten... daha gerçektir. - Güçlü ve büyük Oz'un öfkesini uyandırmayın!
Представляет философ и психоаналитик Славой Жижек
Zira kendisi biraz uykusuzluk çektiğinden,.. ... insanları ertesi günün çalışma planını tartışmak için sabahın ikisinde uyandırmayı adet edinmişti.
Потому что у него была дурная привычка будить людей в два часа ночи, сам он страдал бессонницей и хотел обсудить съемочный график следующего дня.
Yaptığınız çok iyi bir şey ama bir gün uyandığınızda onu bulamazsanız şaşırmayın.
То, что вы делаете, очень мило, но не удивляйтесь, если вы однажды проснетесь, а его нет.
Üzgünüm fakat Kahlan burada değil. Garlar'ı uzaklaştırmak zorunda kaldı. Bu yüzden ormandaki her yaratığı uyandırmayı bırakır mısın?
Мне жаль Кэйлен нет здесь, чтобы поговорить с тобой, она должна была отвлечь Гаров, так что может перестанешь петь серенады каждому существу в этом лесу?
Trans sırasında ne olursa olsun beni uyandırmayın.
484 00 : 23 : 48,473 - - 00 : 23 : 51,308 Что бы не случилось во время транса, не будите меня.
Ciddi beyin hasarı olan hastalarımızı önemseriz. Onlar baygınken uyandırmayıp, vücutlarının normal ritmini bulmasını bekleriz. Ve şişliğin inmesini beklerken, beyne kendini iyileştirmesi için zaman vermiş oluruz.
Мы вводим пациентов с черепно-мозговой травмой в состояние комы, чтобы их нервная система пришла в норму, а мозг мог восстанавливаться, в то время как спадает опухоль.
Onu yarın uyandırmayı deneyecekler.
Они попробуют привести ее в чувство завтра.
Uyandırmayı denedim ama bana mısın demedi.
Я пытался его разбудить его, но он в отключке.
Çünkü dışarıdaki fırtına bulutlarına göre henüz Belle'i uyandırmayı başaramadın.
Потому что, судя по тучам снаружи, ты до сих пор не смог разбудить Белль.
uyandım 69
uyandığında 36
uyandı 37
uyandın mı 44
uyandığımda 33
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30
uyandığında 36
uyandı 37
uyandın mı 44
uyandığımda 33
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30