Victim traduction Russe
47 traduction parallèle
Diğer yanda İngiltere çarpıcı haberler aldı... that she too has been the victim of Oriental deceit.
В то же самое время шокирующая новость потрясла Британию, которая тоже стала жертвой восточного вероломства.
A woman outside of Modesto, might be a Zodiac victim.
- Кто это? Женщина с окраин Модесто, возможно жертва Зодиака.
Kurbanın kocasıyla ihtiraslı bir ilişki yaşayan yuva yıkan diva.
Home-wrecking diva engaged in a torrid affair With the victim's husband.
Kurbanı tanımıyorsun bile.
Grieving. You didn't even know the victim.
Ona dördüncü kurbanın tabaktaki dilini gösterdiğimizde bunun doğru olmadığını söylemedi.
We showed him the photo of the fourth victim's tongue in a dish and he didn't say it wasn't right.
Aşınmalar kurbanın sürüklendiğini gösteriyor.
Well, the abrasions indicate that the victim was dragged for a stretch.
Kurbanın tişörtünün arkasında yağ gibi bir madde var.
There's some kind of oil or grease on the back of the victim's shirt.
Kurbanımız, 18 tekerlekli tır tarafından sürüklenmiş.
Our victim was dragged by an 18-wheeler.
Kurbanınızın bir tırla sürüklendiğini duydum.
I heard that your victim was dragged by a semitruck.
Yani kamyon, kurbanı sürüklerken ilk ölçeği geçmiş olabilir.
You're saying the truck would've crossed over the scale while dragging the victim.
Ve de bu ölçek kurbanla beraber ağırlığını ölçmüş olabilir.
And it would've recorded the excess weight of the victim.
Kurbanın ağırlığını Bay Abernathy'den öğrenmiştim.
And I already got the victim's weight from Mr. Abernathy.
Bu da kurbanın ağırlığı.
It's the weight of the victim.
Kurban kesinlikle burada ölmüş.
The victim definitely died here.
Kurbanın e-posta adresini hackledim kupon grubuyla ilgili bazı e-postalar buldum.
So, I hacked into the victim's e-mail account and found some e-mails chains about her couponing club.
Kurbanın alın kemiğini yeniden yapılandırdım.
So, I finished reconstructing the victim's shattered frontal bone.
Eminim kurbanınkilerle eşleşir.
Pretty sure that'll match the victim.
- O Victim ( kurban ) demek.
Это значит... Это значит потерпевший.
Öldürdüğün kişinin ailesiyle buluşmak.
Meeting your victim's family.
Kurbanın kanı arabanın içinde bulundu.
Victim's blood was found inside.
- Yani kurbanımız hedef alınmış.
Means our victim was targeted.
Yüzbaşı, Bu bizim plaka tanıma programımız. bir toplama noktası var just blocks from the victim's house.
Капитан, программа распознавания номеров выдала нам эту подборку, отснятую всего в паре кварталов от дома жертвы.
? And I your willing victim?
♪ Я добровольно страдал ♪
Victim adında bir satıcıyı durduracağız. Altherometekih'a gemiyle bomba sevkiyatı.
Мы собираемся остановить торговца по имени Виктор Мэйнс, доставляющего на корабле термобарические заряды
Evet, eminim şu hedefin adı Victim'dı.
Да, я уверен, что ты сказал, что цель звали Виктор Мэйнс
Maktulümüz ölmeden önce pek çok yara almış :
Our victim had numerous injuries prior to death :
Ama yaralara bakılırsa adamımız elinde sert bir cisim olan sağlak biri tarafından dövülmüş.
But according to the injuries, our victim was beaten by a right-handed man wielding a blunt force weapon.
Maktulün sol dirsek ve önkol kemiğinde çoklu Monteggia kırıkları var.
There are multiple Monteggia fractures on the victim's left ulna and radius.
Dayak yiyip, kendini savunan mağdurlarda çok sık görülür.
A common injury when a victim is beaten and tries to defend himself.
Eğer maktul ön koltuktaysa kafadan çarpışma sadece dirsek ve radyustaki kırıkları değil dövülmeye bağladığım tüm yaraları açıklar.
If our victim was in the driver's seat, a head-on collision not only explains the fractures to the ulna and radius, but all injuries which I attributed to the beating.
Şu ana kadar maktulde bulduğumuz yaralara odaklandık.
BRENNAN : So far, we have only concentrated on the injuries found on the victim.
Bedenin sol tarafındaki kırıklardan yola çıkarak maktulün katile baktığını biliyoruz.
From the unilateral fracturing to the left side of the body, we know the victim was facing the killer.
Yani katil de maktule bakıyordu.
And likely struggling with her. Which means the killer was also facing the victim.
Bu da maktulün, düşmesini yavaşlatmaya çalışmadığını gösterir.
Which suggests the victim didn't try to break his fall. Hmm.
Maktulün kredi ve banka kartı harcamaları birkaç kez Marilyn Starkel'la kesişmiş.
Credit card and debit card purchases of the victim and of Marilyn Starkel intersect several times.
Açı, maktulün kafatasındaki kırığa uyuyor.
Well, the angle matches the fracture on the victim's parietal.
Kurban içki içiyormuş.
The victim had been drinking.
Son kurban hariç.
Well, not the latest victim.
Son kurbanda katil bir hata yaptı.
Now, with the latest victim, the killer made a mistake.
Kurban ciddi anlamda sararmış.
You know, the victim's severely jaundiced.
Kilisede bulunan kurban Cliff Daniels New Jersey'den Florida'ya yeni taşınmıştı ve Victor Hall'un da cüzdanı çalınmıştı.
Cliff Daniels, the victim who was found in the church, recently moved from Florida to New Jersey, and Victor Hall had his wallet stolen.
Frank Cosgrove kurbanların yaşadığı bölgenin tam ortasındaki DMV şubesinde çalışıyor.
Frank Cosgrove works at the DMV branch smack dab in the middle of the Geo zone where our victim lived.
Ajan Glassman, kurbanla iletişim kurduğunuzu biliyoruz.
Agent Glassman, we know that you had contact with our victim.
Victim Witness'ta veya White Collar'da, şansımı denerim.
Скажем, должностные или защита свидетелей.
Hem kurbanı oynamandan bıktım artık.
And besides, I'm sick of you acting like you're such a victim.
Eğer en uzun süre tutulan oysa yoğun travmatik bağlanma kurbanı olduğu kesin gibi.
And if she was held captive the longest, she almost certainly fell victim to intense trauma bonding.
Not every victim needs a monologue.
Не все жертвы нуждаются в монологах