Ya bağlı traduction Russe
542 traduction parallèle
Kulaklığın Kim Bong Gu'ya bağlı, değil mi?
ты связываешься с Ким Бон Гу через наушник?
- Bu Tanrı'ya bağlı.
Это зависит от Господа...
Ki Brody kitaba sıkı sıkıya bağlı kalınmasını istemişti.
Он далёк от книги, а Броуди просил крепкую адаптацию.
Geleneksel yöntemlere sıkı sıkıya bağlı olacağız.
Мы будем следовать только традиционному виду.
Mesaj, Kaptan, konuşmacıya bağlıyorum.
Сообщение, капитан. Включаю громкую связь.
Bazı durumlarda gerçekten bizi biz yapan şey, doğaya, küçük kazanlara, ve sayıya bağlı.
И зависит это все от количества и качества этих соединений.
Sen daha çok Marello'ya bağlısın.
Вы же связаны с Марелло, верно?
Lear jet kullanmaya bayılıyorum. Ama çağrıya bağlı yaşam tarzı kötü.
Мне нравится летать, но этот образ жизни "по вызову",..
Yaklaşık 30 kişiler. Seni Kaptan Garza'ya bağlıyoruz.
Вы можете определить размер группы, с которой имеем дело?
Amerika`ya bağlılık yemini için lütfen ellerinizi kaldırın.
Всем встать для принесения присяги на верность.
Yalnızca imgelere sıkı sıkıya bağlı biriyim.
Наоборот, я человек, который скорее привязан к образам.
Bomba bir zamanlayıcıya bağlı.
У того устройства есть таймер.
Evet, sanatçıya bağlı.
Ну, зависит от артиста.
- Emredersiniz Kontrol devresi açık çatıya bağlısınız efendim.
Перенести схему управления координатами на крышу.
Ben onurlu, Tanrı'dan korkan, ahlaki kurallara sıkı sıkıya bağlı... 27 yıldır mutlu bir evliliği olan, saygıdeğer bir kadınım.
Я уважаемая, богобоязненная женщина, южанка. С безупречной моралью, замужем 26 лет.
Mantığım, annemin iğrenç bir mahlûka duyduğu saplantıya bağlı çalışıyordu!
Моё решение было принято на основании увлечения моей матери паразитами!
Zamanlama doğru olmalı, çünkü yaşlı adam bunun Joe'ya bağlı olduğunu söylüyor.
Уверен, мы убедим его вместе, так что я тебе все расскажу!
Onu biliyorum, ama bağlı olduğun bir kurum ya da görev tanımı gibi bir şeyin... eski moda şeyler falan yok mu?
Знаю, но у вас что, нет никакого учреждения, никакого круга полномочий и прочих старомодных вещей?
Wisconsin'deki evin, trajik evliliğin, Margo'ya olan fanatik bağlılığın.
Я слышал вашу историю отрывками о Висконсине, о вашем браке, о вашей фанатичной преданности Марго.
Aynı kapıya çıkar. Her şey sana bağlı.
Результат от этого не изменится.
Ya da, cevabınıza bağlı olarak serbest kalabilir. Ve bu işi sona erdiririz.
либо после вашего ответа он выйдет отсюда свободным и для него всё будет позади.
Akıl okuyucusu ya da manivelası, ne kadar güç kullanıldığına bağlı.
Или мозговой потрошитель. Зависит от того, сколько силы применить.
Olası iki geleceği var demektir, tüm tarih, onun ölümüne ya da yaşamasına bağlı olarak değişecek.
У нее два варианта будущего. И, в зависимости от того, умрет она или нет, вся история изменится.
Erkeklerde inanç. bağlılık ya da dürüstlük arama ;
В мужчинах нет ни в ком Ни совести, ни чести.
İntikam peşindeki bir Tanrı'ya bağlısın.
Не будь дурой, Тереза...
Gayet düzenli, gayet ciddi ve Meryem Ana'ya oldukça bağlı biriymiş.
Она была очень порядочной, очень серьезной... и очень преданной Деве Марии.
Bilim adamları birer aydın olarak az ya da çok belli oranda sorumluluk hisseder. Çoğu, politik ve içinde bulundukları sosyal sistemler hakkında herhangi bir duruma bağlı olarak kendilerini az ya da çok sorumlu hisseder ve bu dar platformda bilimi pratik amaçlarla kullanarak da değil.
Ученые, как элита, чувствуют ответственность в определенном смысле, так, или иначе, но часто, во всяком случае, многие из них чувствуют ответственность, более или менее в политике, в социальной системе, и т.д., а не только используя науку,
Hindistan cevizi dolu çantalar, hepsi birbirine bağlı, sadece aşağıya atacaksın.
Связка ананасов, скреплённых вместе. Просто брось их сверху...
CCA'da yönetici olmasına yardım etmeyecek hiçbir şeye bir tutku ya da bağlılık sergilemez.
У него нет ни личной жизни, ни привязанностей, ни симпатий... ведь это не поможет ему стать членом правления Си-си-эй.
Peki ya senin aşkın, tutkun, bağlılığın?
Как насчёт твоей личной жизни, привязанностей и симпатий?
O gerçekliğe, her şeyden daha az bağlıdır. Ya da bağlıysa bile, fikirlerle değildir, mekaniktir. Basit bir ses.
Она и с действительностью-то менее всего связана, вернее, если и связана, то безыдейно, механически, пустым звуком, без...
Ama bu şansa bağlı döllenme yönteminin başarıya ulaşmasından emin olmak için çok yüksek sayıda polen üretmeleri gerekir.
Но чтобы удостовериться, что такой случайный метод опыления успешен, они должны произвести пыльцу в огромных количествах.
Gerçeklerle çelişen her şey onlara ne kadar tutkuyla bağlı olursak olalım dışlanmalı ya da tekrar gözden geçirilmelidir.
Все, что не согласуется с фактами, как бы оно ни было нам дорого, должно быть отвергнуто или пересмотрено.
Savunma Bakanlığı, İngiltere'nin NATO'ya olan bağlılığını... güçlendirmek amacıyla Avrupa'ya daha fazla asker gönderiyor.
Министерство обороны посылает солдат в Европу дополнительно, для усиления Британского блока в НАТО.
Ya solunum cihazına filan bağlıysa?
Что если он на вентиляции легких или еще хуже?
- Arkadaşlar, bana güvenliğinizin bekçisi olarak bağlı oldunuz... bu sayede kendinizi mahvetmediniz, ayağınız takılmadı... ve ya kendinizi patlatmadınız.
Вы привыкли полагаться на меня как своего защитника в вопросах безопасности следящего, чтобы вы не поранились, не поцарапались и не взорвались.
Pacific International Bank,.. ... Avrupa'daki bağlı kuruluşun X. bağlantısını yapmam için beni Roma'ya göndermişti. Avrupa'daki tüm bilgisayarlar X.25 protokolüyle konuşur.
Tихокеанский ћеждународный Ѕанк послал мен € в – им, чтобы соединить св € зь X-точки с их европейским филиалом чтобы создать соединение с их европейскими филиалами все европейские компьютеры, свод € тс € в 25 сетей
Tamam, tamam, kural iki : Gece yatıya kalma isteğe bağlı.
Хорошо, хорошо, правило номер два : ночь вместе не обязательна.
Yatıya kalmak isteğe bağlıydı.
Оставаться на ночь по желанию.
Birbirinize, sevgi saygı, güven ya da kötü günde bağlısınızdır.
Вас связывает друг с другом любовь, доверие, уважение, утраты.
Bağlılığım Bajorya'ya ve Bayoryan'ın Tahna Los gibi adamlara ihtiyacı var.
Я верна Баджору и Баджор нуждается в таких людях, как Тана Лос.
Buna bağlı olarak lenfosit miktarında azalma ya da gliko-kordokoit miktarında artma var mı?
А красных телец почти нет? Да еще всплеск глюкокортикоидов?
- Sana bağlı kalacak değilim ya.
Я не принадлежу вам
Milletlerin ekonomik kaderlerinin bu toplantıya... bağlı olabileceğini anlıyor musunuz? Benim katılamayacağım bir toplantıya.
Экономическая судьба наций может зависеть от результатов этой встречи.
Sahnelere bağlı olan sesi veya müziği bölmek, 2 ya da 5 saniye, bu tahrip edici.
Резкие звуки и музыка, которая связывает эпизоды, 2ю и 5ю секунды, это фантастика!
Ya benim hayatım buna bağlıysa?
Что, если бы от этого зависела моя жизнь?
Tanrıya yemin ederim Bolşevizm'e karşı bu mücadelede Alman ordusunun savaş beyine, Adolf Hitler'e, bağlılık yemini ediyorum.
Клянусь всемогущим Богом что в борьбе с большевизмом я сохраню преданность вождю немецкой армии, Адольфу Гитлеру.
Odo'ya olan bağlılığınız övgüye değer.
Ваша преданность Одо похвальна.
Bu, sigorta şirketinin koşulu ; diyorlar ki, farkında olmalıymışsınız bu bir oyun ve siz de bu söz konusu oyuna kendi isteğinizle katılıyorsunuz öyle ya da böyle, garanti ediyoruz ki, ücret tamamen kardeşinizin size bir hediyesidir ve sizin memnuniyetinize bağlıdır.
В страховке отмечено, что Вы добровольно хотите стать участником игры.
- Joe'ya bağlı.
- Не пойдет?
- Bunun Joe'ya bağlı olduğunu mu söyledi?
Но надо точно выбрать момент, старик сказал что все зависит от Джо.