Yaptınız mı traduction Russe
4,257 traduction parallèle
Güven düşüşünü yaptınız mı?
Ребят, вы уже делали падение на доверие?
Bunu daha önce yaptınız mı?
Вы раньше такое делали?
Eğer bunları Harkness yapmadıysa kimin yaptığını bulmamız lazım. Ve kimden aldığını da.
Если Харкнесс не делал их, нужно найти кто сделал.
Tamam, bakın, bu akşam hepimiz söylediğimizden ya da yaptığımızdan pişman olacağımız şeyler yaptık.
Ладно. Думаю, мы все сказали или сделали то, о чём мы сожалеем.
Bizim yaptığımız iş sizi ve ailenizi korumak ki böylece eşiniz bir bomba tarafından uçurulmayacağını düşünerek La Grange'de de yemek yiyebiliyor.
Чем мы занимаемся, так охраняем людей как вы и как ваша семья, чтобы ваша жена могла сегодня поесть в Лэ Грандж и не беспокоиться о том, что ее взорвут.
Çok hızlı olduğunu biliyordum. Yani yaptığımız tuzağın görünmez olması gerekiyordu.
Я знал, что ты невероятно быстрый, и ловушка, которую мы разрабатывали, должна была быть невидимой.
Anlamadığım şey ise sizin... ortalıkta dolanıp ne yaptığınız?
Чего я не понимаю, так это того, что вы с главой лаборатории там делали.
Bunu nasıl yaptınız, kişisel olarak mektup yazdınız mı?
Вы этим уже занимались? Сообщали письменно или лично?
Rol yaptığınız gibi gerçekte de yapay sinir ağlarıyla ilgili şüpheleriniz var mı?
Вы действительно так подозрительно настроены против искусственных нейронных сетей, как кажется?
Hiç çay yaprağı sarması yaptırmadınız mı?
Вас никогда не оборачивали в чайные листья?
Zaofu'dan ayrıldığımızdan beri yaptığımız onca güzel şeyi gördüğüne göre, artık ortaya çıkıp bize yardım etmediğine üzülüyor olmalısın.
Итак, после всего хорошего, что мы сделали с тех пор, как покинули Заофу, ты, должно быть, жалеешь, что не помогала нам.
Toprak İmparatorluğu halkı için yaptığımız işlere inancın tam değil mi, Bolin?
- Ты же веришь в наше дело на благо граждан Империи Земли, так ведь, Болин? - Это так, но...
Söyle bakalım, nerelerde arama yaptınız?
Итак, где вы уже искали Аватара?
Bir kez birlikte yolculuk yaptınız diye birden kahvaltı arkadaşı mı oldunuz?
Стоило вам съездить куда-то вместе, и вдруг вы уже устраиваете дружеские завтраки?
Sizden korkmuyorum, beni diğer herkese yaptığınız gibi zorla susturamazsınız diyeceğim ve kimse yapmazsa da ben yapacağım ve bana ne yaparsanız yapın ben ortadan kaybolduktan sonra aynı şeyi yapacak başkaları da çıkacaktır umarım.
Вы не заставите меня замолчать, как делали это со всеми остальными. И если кто-то другой не займётся этим, займусь я. И я надеюсь, что когда меня не станет, что бы вы со мной ни сделали, появится кто-то ещё, кто будет делать то же, что и я.
Bu insanların korkmadığını ve zorbalıklara boyun eğmediğini, bu zorbalıkların yaptıklarımızı engelleyemediğini göstermek için yapıyorum bu işi.
Я хочу продемонстрировать смелость и послать тех, кто использует тактику запугивания, чтобы это пронизывало всё, что мы делаем.
Ailemizle ilgili yaptığımız konuşmalar genellikle ortamın soğumasıyla biterdi.
Обычно разговор о наших родителях заканчивается морозным воздухом.
Çocuklarım... Onlara ne yaptınız?
Мои дети... что вы с ними сделали?
Hep, birlikte bir işe girmeyi istemişimdir. Şimdi televizyonun sesini bayağı açalım da çocuklar seks yaptığımızı anlamasın. O zaman yapalım!
Я всегда хотел заняться вместе каким-нибудь проектом.
Sonra bizi ülkemize geri yollarlar. Orada açlıktan ölürüz ya da fahişelik yapmak zorunda kalırım. Ya da daha kötüsü kızıma fahişelik yaptırırlar ve kimse de ağzını açıp bir şey diyemez.
А затем вернут нас в страну, где мы будем голодать или... или мне придётся стать проституткой, или, что ещё хуже, проституткой станет она, и никто не станет возражать.
Eğer o öldürülürse, senatörün dediklerine ya da yaptıklarına bakılmaksızın B.M.'nin peşimize düşeceğini hatırlatmama gerek yok.
Мне не нужно напоминать вам, что если его убьют, ООН будут охотиться на нас, независимо от того, что сенатор скажет или сделает.
Bildiğim kadarıyla bahçenizde epeyce büyük bir parti yaptınız geçen... Pazar mıydı?
У вас на заднем дворе была большая вечеринка в... кажется?
- Tek yaptığımız çantasını taşımaktı.
- Мы только лишь утянули её сумку.
Bu akşam yine krem yaptıracak mısınız?
Побольше крема на эту область.
Hiçbirinizin bu yaptığınızın ne kadar ayıp olduğunu anlamadığının farkındayım ama bu alışılmışın dışında bir durum.
Я знаю, что никто из вас не понимает, насколько это всё неуместно, но это уже чересчур.
Belki, senin benim kızımı yaptığını ben senin kızına yaptığımda ödeşmiş oluruz.
Возможно, когда я сделаю с твоей дочуркой то, что ты сделал с моей, мы будем квиты.
Şimdi ya bana ne yaptığınızı söylersiniz ya da hayatınızda göreceğiniz en büyük dört adamı sizi Pennsylvania Caddesi'ne kadar eşlik etmeleri için buraya çağırırım.
Так что, вы можете либо сказать мне, что тут делаете, либо я попрошу четырех здоровых амбалов выпроводить вас до самой Пенсильвания авеню.
Sana hayt huyt yaptığım ve senin "tey tey, buradan kurtulacağız" diye oynadığın zamanlara ne oldu?
когда я был как "boo, grr" и ты была "ура, ура " мы собираемся выбраться отсюда "
Yaptığınız şeylerin baban ve benim size öğretmeye çalıştığımız şeylerin tam tersi yöne gittiğini görmek zorundasınız.
- Ты ведь понимаешь, что всё, что ты делаешь, противоречит всему, чему мы с твоим отцом тебя учили?
- Haklısınız, yaptım. Tüm giysilerimi o valize koydum.
Черт побери, я сам всю одежду положил прямо в этот чемодан.
Takımımızın altı üyesi yaptığın şey sayesinde hala hayatta.
Шесть членов нашей команды все еще живы благодаря тебе.
Bu yüzden bu yaptıklarımızın boş yere olup olmadığını bilmek istiyorum.
Поэтому, мне нужно знать, что это всё не напрасно.
Evet öyle yaptı çünkü kızının neredeyse yıldırım çarpan birine kızının yardım etmeyişini izledi.
Да, потому что видел, как его дочь Отказывается помочь женщине, которую буквально ударила молния.
- Evet, Annie... şey... o bunları yapamaz. - Bana kızımın ne yaptığını söylüyorsunuz? - O hergele için kalpten kartlar mı yapmış?
Нет, Энни... – Она не могла такое сделать.
Peki ya Annie'nin biyolojik babası, Ray Sutton'ın geçmişi hakkında yaptığımız araştırma?
И мы проверили биологического отца Энни.
Louise istediği kadar zırdeli olsun bana yaptığını ona yapmana yardım etmeyeceğim.
Ты знаешь какой сумасшедшей может быть Луиз, я не буду помогать тебе делать с ней то, что ты сделала со мной
Bu yıl ne yaptınız? Güzellik salonu teması mı yoksa midilli mi?
Так что ты выбрал в этом году, салон красоты или что-то про пони?
Sadece yaptıklarınızdan dolayı değil. Mızmızlanmanız yüzünden de.
Не только за то, что вы сделали, но и за ваше нытье.
Size esrarengiz bir Şükran Günü kutlaması yapalım diyecektim ama bu yaptığınız çok aşağılıkça.
Я хотела предложить провести День благодарения вместе, но... это действительно низко.
- Bayan Whitmore, partideki kız. Mucizevi bir şekilde iyileştirdiğin ve hâlâ nasıl yaptığını anlamadığım kız.
Леди Уитмор, та девушка, которую ты чудесным образом спасла, а я не могу понять как.
Kan mı o? Ne yaptınız ona?
Что ты с ней сделал?
Evet, ama benim yaptığımın aynısını siz de yapmalısınız.
Да, но... должно быть, у вас такие же прогнозы, как у меня.
Bende B613 personeli iken yaptıklarımızın dosyaları var.
У меня есть файлы Би613, вся информация о наших делах.
Prove yaptığımızın farkındayım, .. ve elinizden gelenin en iyisini.. .. şovdan önce yapmadığınızı biliyorum,
Я имею в виду, я знаю, что это репетиция, и я имею в виду, вы, ребята, не используются, чтобы дать его все, что вы перед выступлением, но
Neden hep tanıştığın kızlar için mantıksız işler yaptığımızı sorabilir miyim?
Могу я поинтересоваться, почему мы постоянно забываем о логике из-за первой встреченной тобой девушки?
Eğer birbirinize sinirlenmeye başlarsanız benim kızlarımla yaptığımı yapın. Farklı köşelere gidin.
Если вы начнёте действовать друг другу на нервы, поступайте также, как я поступаю с дочками - разойдитесь по углам.
Anne-kız dövmesi yaptırmalısınız. İki yarım kalp mesela.
Вам надо сделать тату мамы и дочери, как, например, две половинки сердца.
Ben de kendi kızımın utanç verici şeyler yapacağını sanmazdım ama yaptığı her şey bizi utandırıyor.
хотя так и норовит натворить.
Hayır, yarın değişecek olan tek şey yaptığımız işler.
Нет. Завтра измениться только то, чем бы будем заниматься.
Hayatımızın anlaşmasını yaptık!
Брось, мы заключили сделку всей нашей жизни!
Resim yaptığımı nereden anladınız?
Но как Вы узнали, что я пишу?