English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ Y ] / Yaşadığını

Yaşadığını traduction Russe

6,595 traduction parallèle
Hiç, özel olduğundan dolayı diğer insanlarla sıkıntı yaşadığını düşündün mü?
Ты разве никогда не думал, что причина твоих проблем в отношениях с другими людьми, в том, что ты особенный?
O hâlde 94 yaşına kadar yaşadığını varsayalım.
Хорошо, предположим, она дожила бы до... 94 лет.
- Burada yaşadığını farz ediyorum.
Значит, вы живёте здесь? Да.
Madeline, kötü şeyler yaşadığını biliyorum ama artık güvendesin.
Мэделин, я понимаю, что тебе нелегко, но ты в безопасности.
Son yaşadığınız krizde sizi tetikleyen belirli bir olay var mıydı?
Последний срыв вызвало что-то конкретное?
O öldüğünde kendimin de arafta yaşadığını fark ettim.
Как только его не стало... я поняла, что сама застыла в янтаре.
- Nerede yaşadığını bilen var mı?
— Знаете, где он живёт?
Gerçek adını, nerede yaşadığını nereye gidip geldiğini buldum.
Узнал его настощее имя, где он живет. Пришел туда и осмотрелся.
1 numaralı dairede yaşıyordu. 2 numaralı dairede ise Dorothy Ciner adında dilsiz orta yaşlı bir kadının yaşadığını söyledi.
в квартире номер один жил пожилой мужчина по имени Моррис Блэк, а квартиру номер два, как нам сообщили, снимала старушка Дороти Сайнер.
Orada bir kadının yaşadığını düşündürecek hiçbirşey yoktu.
Сходу и не определишь, что там жила женщина.
Neden karanlık içinde yaşadığını?
Принимающей тьму внутри тебя?
Neden ona Alak'ın yaşadığını söyledin?
Зачем ты сказал, что Алак жив?
Belki Jimmie Ray'in yaşadığını söylerler.
Может, скажут, что Джимми Рэй жив.
Evlenmeden beş hafta önce başkasıyla ilişki yaşadığını öğrendim.
За 5 недель до свадьбы, я узнала про его любовницу.
Başkasıyla ilişki yaşadığını öğrendim.
Я узнала про его любовницу.
Affedersiniz Royden adında birinin nerede yaşadığını biliyor musunuz?
Простите. Простите. Возможно, вы знаете где живет человек по имени Ройден?
Bağımsız olduğunuza dair seçmenlerinize güvence vermelisiniz. Kararı onlara bırakmalısınız. İkinizin beraber çalıştığını değil beraber yaşadığını hissetirmelisiniz.
Вы должны убедить избирателей, что вы независимая, что сами принимаете решения, что вы вместе не работаете, даже хотя вы вместе живете.
Ama düğünden sonra o adamın kim olduğunu, ailesinin nerede yaşadığını öğrenip cenazesine gideceğiz.
Но после свадьбы ты выяснишь, кто он, и мы отправимся на похороны.
Nerede yaşadığını bilmeyeceğim. Tedavi damarlarında dolaşıyor olacak. Nerede olduğunu bilirsem birileri beni sana ulaşıp tedaviyi almak için kullanabilir ve seni 172 yaşındaki bir cesede dönüştürebilir.
У тебя в крови будет лекарство и если я буду знать, где ты, меня могут использовать, чтобы выследить тебя и забрать лекарство, превратив в 172-летний труп.
Hepsini yazın. Böylece bir gün uyandığımda en iyi dostlarımın neler yaşadığını okuyup yanlarındaymış gibi hissedebileyim.
Запишите всё, чтобы когда я очнусь, я смогла прочитать про жизнь моих лучших друзей и почувствовать, что я была там.
Ama artık yaşadığını bildiğimize göre, ona yardım etme fırsatı çok iyi olur.
Но теперь, когда мы знаем, что она жива, мы бы с радостью воспользовались возможностью помочь ей.
İlişki yaşadığını reddediyor.
Отрицал, что у него была интрижка.
Burası Büyükbabamın ve onun canavar arkadaşlarının yaşadığı yer.
Здесь живет Дедушка и его друзья-монстры.
Şu anda yaşadığımız bodrum katı devasa bir konağın içinde. - Evet!
Теперь мы живем в подвале гигантского особняка.
Benim gibi bir kızın kollarında iğne izleriyle bu çöplükte nasıl yaşadığı mı?
Как такая девушка стала наркошей, живущей в этой дыре?
Beni ölümün kıyısından geri getirdiğinde bunun ruhani tecrübeye dair yaşadığın en yakın şey olduğunu söylemiştin.
Ты сказала... когда вернула меня с того света, что это было почти божественное откровение.
Ölüyken yaşadığından çok daha akıllısın.
После смерти ты заметно поумнел.
Son sınıfların sıkça yaşadığı türden bir stres.
Вполне нормально для выпускников.
Sen zeki, tatlı bir adamsın ve güçlüsün ve komiksin ve harika bir aşçısın ve yaşadığın tüm trajedilere karşın, hala iyi bir kalbin var.
Ты умный, милый, и сильный, и весёлый, и ты - бог среди поваров, и, несмотря на ту трагедию, которую ты пережил, у тебя по-прежнему доброе сердце.
Dün yaşadığın şeyden sonra bugün çalışmamalıydın.
Это был Райан Харди, кто... Ты не должен работать сегодня, после всего, через что ты прошёл вчера.
Bu komşu tabii ki, bob'un yaşadığı ve Kathie'nin ortadan kaybolduğu eve taşınan kadın.
Той соседкой была женщина, которая переехала в дом, где жил Боб и где пропала Кэйти.
Hepsi de bizim dünyamızın birebir aynısı. Hepsinin aynı anda varlığını sürdürüyor olması burada yaşadıklarımızın sonsuz alternatiflerini çıkarıyor karşımıza.
И все они существуют одновременно, давая нам бесконечную альтернативу того, что есть у нас.
Yaşadığın şeylerden sonra değişmemen imkânsız olurdu.
После того, через что ты прошла невозможно было не поменяться.
Royden'ın arkadaşlarını ya da sorun yaşadığı kişileri hatırlıyor musun?
Не припомните - у него были друзья? Люди, которых он мог вовлечь в неприятности?
Geliyorsun, çünkü yaşadığın şey bir daha olur diye ölümüne korkuyorsun.
Вы здесь, потому что до смерти боитесь, что приступ повторится.
Tüm konuşmalarınızda, Laurel'ın çalıştığı hızlı-yiyecek restoranından yarım bir dairede yaşadığından hiç bahsetti mi?
Во время ваших бесед он упоминал, что жил недалеко от закусочной, где работала Лорел?
Geçen akşam birlikte yaşadığımız... herşeyin tüm parçalarını unuttum gitti.
А из нашего прошлого вечера пропал огромный кусок времени.
Metresinin yaşadığı binayı satın aldım.
Я купила здание, в котором живет его любовница.
Umarım kurucularıyla yaşadığın ilişkiyle bir alakası yoktur.
Надеюсь, дело не в твоих прошлых отношениях с основательницей.
Bu birini kaybettiğinde yada ne olduğunu bildiğinde yaşadığın normal anlaşılır duygular gibi değil.
Ведь в том случае вас объединяет понимание события, общие эмоции. Или разные эмоции.
Hala işe yarar olduğunu düşünsem bile... yaşadığın varlığının ufacık bir değeri bile olsa... gerçek hayatının yanında bir önemi yok.
Возможно ты сможешь и большее для своего достойного дальнейшего существования, не говоря о жизни без жабы внутри.
Bu yasa yalnızca ceset hırsızlarını ortadan kaldırmayı hedeflemiyor ayrıca cerrahlar tarafından yapılmamış her türlü ilacın ve Lord Harvey'nin yaptığı gibi yararlı hayırsever çalışmaların yasadışı olmasını sağlıyor.
Этот акт не только вытеснит похитителей тел, но ещё и объявит вне закона другие формы медицины, действующие без лицензии, милосердную человеколюбивую практику, какую ведёт лорд Харви.
Stefan ile yaşadığın onca şeyden sonra bana ilişki dersi mi vereceksin?
Ты даёшь мне совет в отношениях после всей истории со Стефаном? Окажи услугу.
Kural şu ; sen yaşadığın sürece Elena uyanmayacak.
Правило простое – пока ты жива, Елена будет спать.
Birlikte yaşadığımız bu karmaşık hayatta sen hep aynı kaldın.
Всю нашу безумную жизнь ты всегда оставался тем же.
Yaşadığı hayatın canına mal olacağını biliyordum.
Я знал, что жизнь догонит её.
İlişki yaşadığın kadın birden canlı kanlı karşıma çıkıyor.
Женщина, с которой у тебя были отношения, внезапно здесь, во плоти.
Onca yaşadığımızdan sonra beni ispiyonlayacağın.
♪ Man! ♪ ♪ After all we stood for, you would start snitching ♪
Müvekkiliniz, o ya da Wharf Master'daki hiç kimsenin yasadışı indirme hakkında hiçbir bilgisi olmadığını iddia etti.
Ваш клиент показал, что ни он, ни Wharf master ничего не знают о нелегальном скачивании.
Siyasetçilerin değil, gerçek insanların yaşadığı gerçek dünyada onlara "kibirli, kokuşmuş yabani" dediğini duymadan evvel müvekkili buna hazırlamak için söyleyecek birkaç şey vardır.
В реальном мире, где живут реальные люди, а не политики, нужно что-нибудь сказать, чтобы подготовить клиентов перед тем, как они услышат, что ты называл их "высокомерный, потный человеконенавистник".
Ama onun Brooklyn'de yaşadığını hatırladım.
Но на самом деле он жил в Бруклине.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]