English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ Y ] / Yöne

Yöne traduction Russe

1,791 traduction parallèle
Ne yöne gittiklerini göremedim.
Мы не сможем увидеть куда они направились.
- Çünkü gittiği ve cesetleri attığı yöne bakılırsa güvenli bir bölgesi var.
- Потому что судя по направлению, в котором он двигался, когда избавлялся от тел, у него есть зона комфорта.
Kızını arayan bir anne, Aimee'nin annesinin dikkatini dağıtmış ve başka yöne baktığı için kendini suçluyor.
Мама Эми отвлеклась на какую-то женщину, ищущую свою дочь, и теперь винит себя за то, что отвернулась.
Dikkatinizi başka yöne çeken herhangi bir şey?
Что угодно, что отвлекло ваше внимание от него?
Yanlış yöne gidiyorsun!
Не туда!
Hangi yöne gitti?
Какой дорогой она отправилась?
Sanırım ne yöne gideceğimizi biliyoruz.
Хорошо, я предполагаю, что мы знаем кто нами руководить.
Yanlış yöne doğru gidiyorsunuz efendim.
Мне кажется, вы думаете не о том.
Hiç... başka yöne gitmeyi düşündün mü?
Вы никогда... не жалеете, что не пошли другой дорогой?
Sadece bir an boş bulundum ve konuşma tamamen yanlış bir yöne gitti.
Просто настал такой момент, и все вышло вот так неправильно.
Danny hayallerine kavuşabilmek için dikkatleri başka yöne çekecek.
Дэнни ищет другой способ, дабы удержать свою мечту на плаву.
Danny, kara para aklamadan anlayan bir sürü dolap çevirmiş bir suç ortağı. Görevi dikkatleri başka yöne çekmek olan biri.
- Дэнни - это сообщник, тот, кто в системе, кто знает об отмывании денег, кому платят за поиск иных путей.
Tek yapman gereken o yöne doğru birkaç adım atmak.
Всё, что тебе нужно сделать, - это пару шагов в этом направлении.
İşte Sahra çölünde düzenin oluşumunu sağlayan çöl rüzgarların yıllarca her gün kumları aynı yöne sürüklemesidir.
это объясняется тем, что в Сахаре ветер, переносящий песок, всегда дует в одном направлении, изо дня в день, из года в год.
Her yöne gezegenleri kamçılayan milyonlarca kuyruklu yıldız dağılmıştı.
Миллионы комет хаотично носились во всех направлениях и врезались в планеты.
konuşmaları, müziği, resimleri, bilgiyi, binlerce mil uzağa ve binlerce değişik yöne iletti, ama göremediğimiz, hissedemediğimiz koklayamadığımız için modern hayatın, ne kadar temelinde olduğunu unutmak çok kolay.
Радиоволны изменили мир, в котором мы живем, передавая разговоры, музыку, изображения, информацию, иногда более чем на тысячи километров и тысячами различных маршрутов, но поскольку мы не можем их увидеть, или определить по запаху, или почувствовать, так легко просто забыть, насколько они важны для нашего современного образа жизни.
Tohumlarını, elinde bezelye dolu bir tabak olan yeni yürümeye başlamış bir çocuk gibi her yöne saçar.
Разбрасывая их во всех направлениях, подобно ребенку с тарелкой гороха.
Onları başka yöne çekmelisin.
Тебе нужно увести их.
Alıkları başka yöne nasıl çekecektim?
И как я уведу оттуда тварей? Я...
Hangi yöne gidersem gideyim bana koruma sağlamış olacaksınız.
Куда бы я не побежал, везде будет кто-то из вас, чтобы прикрыть меня.
Diğer yöne doğru giden SUV izi buldum.
Я нашла следы внедорожника, ведущие в противоположном направлении.
Hâlâ doğru yöne gittiğimden emin değilim. Siz bir şey buldunuz mu?
Нет, если честно, я не уверена, что мы идем в правильном направлении.
Peki, ben ateşlerini başka yöne çekeceğim siz de SUV'ye doğru koşun.
Ладно, знаешь, что? Я отвлеку огонь на себя, а ты заведешь грузовик. Хорошо.
Babam ve ben zıt kutuplardaydık. Sokakta karşıya geçmeden önce altı farklı yöne bakan bir adamdı.
Мы с отцом - полные противоположности, потому что он из тех, кто шесть раз посмотрит по сторонам прежде чем перейти улицу.
Eşcinsellerin parası çekilmiş senin, hangi yöne gideceğini bekliyor.
Гей-деньги перестали поступать в ожидании, какую сторону вы примете.
- Sen de ona değer veriyorsun. - Konuşma çok ilginç bir yöne gidiyor.
Так, интересно начинается разговор.
Çok güvendiğin deliller bizi sadece bir yöne götürüyor.
Что ж, улики, которым вы так доверяете, все свелись к одному.
Bütün etiketlerin aynı yöne bakması gerekmediğini söylüyorum.
Я просто говорю, не обязательно все этикетки должны быть повернуты в одну сторону.
Diğer yöne çalışalım mı biraz, Boyd?
ѕодставишь мне вторую щеку, Ѕойд?
Neden bizi farklı bir yöne yönlendirmesin?
Почему бы не направить нас по нужному следу?
Esas sorumuz hangi yöne gideceğiz?
Что ж, вопрос в том... куда мы направляемся?
Geçidi bulmak için hangi yöne gitmeniz gerektiğini konusunda iyi bir fikriniz var mı?
Хорошо, у вас есть подходящие идеи, В каком направлении врата?
- Erica'nın yumurtalara ulaşması için Anna'nın dikkatini başka yöne çekecek bir karışıklık çıkarmalısın.
- Тогда, тебе придется устроить диверсию, чтобы выманить Анну из ее апартаментов, и дать Эрике время, чтобы добраться до этих яиц.
Kesinlikle doğru doğru yöne gidiyoruz.
Мы, безусловно, движемся в правильно направлении.
Hangi yöne meyilliler?
И к чему они склоняются?
İki tanesi bu yöne geliyor. Hangisini istersin?
Две из них направляются в нашу сторону.
Ayrıca benim roformumu, başka yöne çekmek isteyen, ya da uç noktalara taşıyanlara da bir sözüm var : Ben yaşadığım sürece, İngiltere Kilisesi'nde, hiçbir değişim olmayacak!
А тем, кто хотел бы значительно изменить мои преобразования,... я скажу вот что -... пока я жив, никакой другой церкви в... Англии не бывать!
Görünen o ki yolcuların çoğu alandan aynı yöne doğru kaçmış.
Похоже, многие пытались бежать, все в одну сторону.
Eğer arama izni için bekleseydik bu şey farklı yöne giderdi.
Если бы мы ждали ордера, Все сложилось бы по другому.
Yanlış yöne bakıyor.
Направлен не в том направлении.
Sonsuz sayıda milyarlarca galaksi her yöne uzanan muazzam bir ağ oluşturur.
Неисчислимые миллиарды галактик, образующие большие сети, растянутые во всех направлениях.
Aslında, tüm kainat şişirilen bir balon gibi gitgide daha da büyüyerek her yöne doğru genişliyor.
Более того, вся Вселенная расширяется. Во всех направлениях. Становясь все больше и больше.
O aslında Bill Gates'i cesaretlendirirken,... Steve Jobs'u başka bir yöne iten birisiydi.
Он даже подталкивал Билла Гейтса пойти в одну сторону, а Стива Джобса в другую.
Oyunlarla dikkatimi başka yöne çekme girişimin boşuna.
Попытка отвлечь меня играми бесполезна
Her zaman bir seçim yaparız bir yoldan gitmek ya da diğerinden gitmek- - örneğin yazı tura atıyorsunuz bir başka yöne gidebilir, Birçok kuantum mekaniği teorisine göre evrende bir kol iki ayrı kola ayrılır.
аждый раз, когда вы принимаете решение, которое может склонитьс € в одну или другую сторону - например, бросаете монету - может быть прин € т один вариант, и тогда вселенна € разделитс € на пару ветвей,
Çünkü camdan dışarı tırmansaydım, yanlış yöne giderdim.
Потому что если бы я выбрался ИЗ окна, я бы двигался не в ту сторону.
Bize zaman kazandırabilmen amacıyla onları farklı yöne çekmeni istiyorum.
с тобой наверняка захотят поговорить парни из контрразведки. Хочу, чтобы ты им приврал, чтобы у нас было время на дело.
Onlar başka tarafa bakarken, ters yöne git. Sihir numaraları gibi.
Заставить охрану смотреть влево, выключить наблюдение, войти справа.
Paul'u görmeye gidiyordum, bana baktı ve, ters yöne doğru yürümeye başladı.
Он провожал Пола, и посмотрел на меня, а потом пошел в другом направлении.
Hangi yöne gittiği hakkında hiçbir fikrim yok.
Понятия не имею в каком направлении он ушел...
Bir kerede her yöne basınç uygular.
это не совсем верно.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]