Zaofu traduction Russe
47 traduction parallèle
Zaofu denilen bir şehirde, Metal Kabilesi'nin olduğu yerde.
Где он? В городе Сао Фу.
Üzgünüm ama eğer Zaofu'da bir hava bükücü varsa, sonraki durağımız orasıdır.
Простите, но, если маг воздуха в Сао Фу, мы туда и поедем.
Zaofu'ya geldikten sonra Korra yeni hava bükücü olan ve annesi, Lin'in üvey kardeşi olan Opal'le tanışmıştır.
В городе из металла Сао Фу Корра встретила Опал, нового мага Воздуха, которая оказалась дочерью сводной сестры Лин.
Zaofu dünyadaki en güvenli şehirdir.
Сао Фу - самый безопасный город в мире.
Korra Zaofu'da güven içinde beklerken Tenzin hava bükücüleri eğitimlerine başlamaları için Kuzey Hava Tapınağı'na getirmiştir.
Так что пока Корра остаётся в Сао Фу, Тензин начинает тренировать кочевников в Северном храме Воздуха.
Zaofu'da Beifong'un kız kardeşi ile birlikteyim.
С сестрой Бейфонг в Сао Фу.
Bu arada, hava bükücü Zaheer Zaofu'nun etrafını kuşatmaktadır.
А в это время маг Воздуха Захир приближается к Заофу.
Zaofu'nun içinden bilgi almışlar gibi görünüyor.
Похоже, они обладают секретными сведениями о Заофу.
Dün gece Zaofu'ya giren saldırganlara yardım ettiniz mi?
Прошлой ночью вы помогли нападавшим проникнуть в Заофу?
Bu muhafız sadece 18 yaşında ve tüm yaşamını Zaofu'da geçirmiş.
Этому охраннику 18, за свою жизнь он ни разу не покидал Заофу.
Ayrıca Korra canlı olarak Zaofu'da ne işinize yarayacak?
И зачем вы оставили Корру в живых в Заофу?
Zaofu'da beni ektiğin için çok teşekkürler.
Спасибо, что обвела меня вокруг пальца.
Umarım biz Zaofu'ya gelmeden Hava Tapınağı'nda Tenzin ile konuşmayı başarabilir.
Надеюсь, она передаст Тензину сообщение до того, как мы доберёмся до Заофу.
Umarım Pabu ve Naga Zaofu'da iyidirler.
Надеюсь, у них с Нагой в Заофу всё в порядке.
Baatar ve ben Zaofu'yu terk ettiğimizde, ailenizle aramızın bozulduğunu biliyorum fakat sence de artık affetme ve unutma zamanı gelmedi mi?
Знаю, обстановка в твоей семье нагрелась, когда Батаар покинул Заофу. Но может быть пора простить и забыть?
Zaofu'dan ayrıldığımızdan beri yaptığımız onca güzel şeyi gördüğüne göre, artık ortaya çıkıp bize yardım etmediğine üzülüyor olmalısın.
Итак, после всего хорошего, что мы сделали с тех пор, как покинули Заофу, ты, должно быть, жалеешь, что не помогала нам.
Su ve Lin'i, Zaofu ve Cumhuriyet Şehri'ni görebilirim.
Я вижу Су и Лин, Заофу и Республиканский город...
Zaofu'da Suyin Beifong'un yanında büyüyen birisi olarak öğrendim ki unvanını bir nesilden diğerine geçiren Kraliyet Ailesi fikri, artık eskide kalmış ve bir ulusu ileriye götüren şeyler, teknoloji ve yenilikçilik olmalıymış.
- Когда я росла в Заофу вместе с Суин Бейфонг, я хорошо уяснила, что традиция передавать престол из поколения в поколение безнадёжно устарела, и что технологии и инновации должны двигать нацию вперёд.
Kraliçe düşüp de herkes senden Toprak Krallığı'nı bir arada tutmak için yardım beklerken senin tek yaptığın, Zaofu'da saklanmak ve sonuçlarla uğraşmayı diğerlerine bırakmak oldu.
Когда Королева пала и все просили тебя помочь остановить уничтожение государства, всё, что ты сделала - спряталась в Заофу и заставила других разгребать этот кошмар.
O zaman Zaofu'yu da neyin beklediğini biliyorsun.
- Тогда ты знаешь, какая участь уготована Заофу.
- Biraz keyfi kaçtı. Çünkü Kuvira tüm birliklerini Zaofu'da topluyor ve biz de burada tıkılıp kaldık.
- Ему грустно, потому что Кувира сводит войска к Заофу, а мы торчим тут.
Zaofu, uzun zaman önce evim olmaktan çıktı.
- Заофу мне давно уже не родной город.
Zaofu'ya girmemiz gerektiğinden emin misin?
- Ты уверена, что нам нужно в Заофу?
Kuvira Zaofu'ya doğru ilerliyorsa, ben de öyle yapacağım.
- Если Кувира собирается в Заофу, там моё место.
Görüyorum. Zaofu.
- Вижу цель.
Öyle ya, gerçekten Zaofu'ya saldıracak değilsin herhalde?
Ну то есть... Вы не собираетесь атаковать Заофу, так ведь?
Zaofu bize katılacak.
Заофу будет наш.
Zaofu her zaman modern ilerlemenin öncüsü olmuştur ve şimdi bunu herkesle paylaşma şansın var.
Заофу всегда был символом прогресса. И теперь это станет достоянием нации.
Beni de aynen tehdit etti, ve şimdi de Zaofu'yu tehdit ediyor. Ayrıca onca zamandır tüm o köyleri tehdit ettiği de ortaya çıktı.
- Мне она тоже угрожала, а теперь угрожает Заофу, и, выходит, она запугивала города всё это время.
Zaofu'yu almana müsaade edemem.
- Я не дам вам взять Заофу.
Zaofu antlaşmayı reddeden son şehir.
Заофу - последний город.
Tamam, ben yukarıya çıkıp, dağın etrafından dolaşarak Zaofu'ya arkadan gizlice girelim derim.
- Ладно, давайте наверх, сделаем крюк через горы, потом проберёмся в Заофу сзади.
Zaofu'ya gitmiyoruz.
- Мы не идём в Заофу.
Neyse ki, hava bükücüler ile Opal Korra'yı kurtarmış ve Zaofu'dan kaçmışlardır.
К счастью, юные маги Воздуха спасли Корру и сбежали из Заофу.
Konuyu hemen ciddi meselelere getirmek istemem ama Zaofu'da neler olduğunu öğrenmem lazım.
- Вынужден сразу перейти к делу. Я должен знать, что произошло в Заофу.
Bir süredir bataklıkta yaşıyorum ve sarmaşıklar vasıtasıyla Zaofu'yu izliyorum.
- Я жила на Болоте и наблюдала за Заофу через корни растений.
Saldırıya geçelim ve ilk iş olarak Zaofu'yu alalım derim.
Пора перейти в наступление. Начнём с Заофу.
- Zaofu.
- Заофу.
Zaofu için çok üzgünüm. Nasıl kaçtınız?
Прости меня за Заофу.
Zaofu ile yetinmeyeceğini biliyordum.
- Так и знал, что на Заофу она не остановится.
Pekala, Zaofu'ya gidip Su'yu ve ailesini kurtardım ve tahmin et bakalım başka kimi kurtardık?
- Ну, я был в Заофу и спас Су и её семью. Угадайте, кого мы встретили?
Zaofu'yu terk ettiğinde, kalbim çok kırılmıştı. O zamandan beri ailemiz, bir daha asla eskisi gibi olmadı.
Когда ты покинул Заофу, моё сердце было разбито, а наша семья навсегда изменилась.
Kuvira'yı, Zaofu'yu almaktan alı koyamadım. Ama Cumhuriyet Şehri'ni almasına izin vermem.
Я не смогла спасти Заофу, и я не отдам ей наш город.
Zaofu.
За это время
Zaofu'dan vazgeçmiyorum.
- Я не отдам Заофу.
Zaofu asla seni lideri olarak kabul etmeyecektir.
Заофу никогда не признает тебя как своего лидера.
Ya da... belki de Zaofu'yu ele geçirmemiz gerekmiyordur.
Или... или может, не нужен нам Заофу?