Çay mı traduction Russe
2,563 traduction parallèle
Çay mı içmek istiyorsun?
А как насчёт кофе?
Kahve mi çay mı?
Кофе или чай?
- Cevap vermedin. Kahve mi çay mı?
Ты не ответил : кофе или чай?
Çay mı istersin?
Какой чай предпочитаешь?
Bir fincan çay mı istiyorsun, ben yaparım.
Хочешь чаю – я завариваю.
Galiba bir tane yeşil çay ile limonluyu karıştıracağım.
Думаю, стоит попробовать зелёный и лимонную бодрость.
Çayı fazla kaçırdığın için bu söylediğini duymamış gibi yapacağım.
Пропущу это всё мимо ушей, потому что знаю, что ты ширнулась двумя пакетиками чая.
Çay için çok fazla ahbap.. ihtiyacım olan tek sensin.
Слишком много парней, Мне нужен лишь один
Bunların 74 tanesinde kendi imalatım olan ve sarı papatya çayı, antihistamin ve reçeteli at sakinleştiricisi içeren bayıltıcı bir karışım olacak.
В 74 из них будет смесь, которую я сам изготовил из ромашкового чая, антигистаминных и специальных лошадиных транквилизаторов.
Yoon Jae, İngiltere'den aldığın Darjeeling Çayı'ndan kaldı mı?
у тебя остался дарджилинг из Англии?
Se Young, git ve çayını iç. Ben gidip kurabiye alacağım.
а я сейчас за печеньем схожу.
Isınmak için sıcak bir çay içmem lazım.
Налейте мне горячего чая чтобы согреться
Sıçayım!
Черт возьми!
Aklıma gelmişken, size müessesemizden bir sütlü çay ikram edebilir miyim? - Yok, almayayım.
Кстати говоря, не хотите ли чаю за счет заведения?
Çünkü üzerinde çay takımı olan küçük bir prenses masası görmüştüm.
Потому что я видел маленький столик принцессы с чайным сервизом.
Papatya çayı mı, Earl Grey mi?
Ромашка или Эрл Грей?
Uyuşturucu çayı mı o?
Это наркотический чай?
Öğleden sonra babama çayını vermek için uğradım ama sonra doğru eve gittim.
Я упала на день, чтобы увидеть Папа чай, но я пошел прямо домой, после.
Munnar'da çay ekimi yapan akrabalarımızı ziyaret ediyorduk.
чаеводов из Муннара.
Bir kupa papatya çayı alır mıydınız?
Как насчет ромашкового чая?
- Yapma dostum. - Sıçayım.
- В пизду все.
- Sarı yazlık bir elbise! Hadi! Boynunu eğ de sıçayım artık lütfen!
Ну же, повернись и дай мне уже насрать на тебя, умоляю.
Çay yaparım.
Я сделаю чай.
Sıçayım böyle güvenli eve!
Тоже мне, блядь, надёжное укрытие.
- Ağzınıza sıçayım sizin polisler.
Пошёл нахуй, коп!
Ağzına sıçayım.
Блять.
- Çay var mı Frank?
Фрэнк, чаю?
Çayınız hazır bayım.
Ваш чай готов, сэр.
Afrika çayırlarında üzerime yağan yağmura bayılırım.
Люблю я дождик над африканскою равниной.
Hay sıçayım, tüm kanallarda bu var!
Вот, черт, он по всем каналам!
Ağzına sıçayım!
Чepт!
Ben bir porsiyon yavru domuz kaburgası, yanında patates püresi, mısır ekmeği köftesi ve tatlı buzlu çay alacağım.
Я xoчy бoльшyю пopцию cвиныx peбpышeк c кapтoфeльным пюpe, кукуpyзныe клeцки, a пoтoм слaдкий чaй.
- Hay, sıçayım.
- Чepт.
Hay ağzına sıçayım.
О, дерьмо.
Hay sıçayım.
Дерьмо.
- İçine sıçayım!
- Твою мать!
Çayımı içeyim.
Я хочу попить чаю.
Sanırım Bayan Legge o saatte çay içmek için oraya gelmiştir?
Полагаю, мисс Легг заходила в то время попить чаю?
Çay çadırına adımını hiç atmadı.
Ноги её не было в чайном павильоне.
Sanırım çadırımdan çay içmeğe gitmek üzere dışarı çıktığımda.
Думаю, когда она выходила из своего павильона, чтобы выпить чаю.
Çay çadırında mı?
В чайном павильоне?
Eğer çay isterseniz beyfendiler aşağıda ısınan bir çaydanlığım var.
На кухне есть кипяток, если Вы, джентльмены, желаете чашку чая.
Telefonları cevaplardım çay yapardım.
Также отвечаю на телефон и делаю чай.
Bizim için çayı bardaklara koymayacak mısın?
А разливать кто будет?
Hayrına mı iş yapıyorum ben? - Çay?
Чаю?
Çayımız hangi cehennemde kaldı?
Где, черт возьми, наш чай?
Şey, herkese çay yapacağımı söyledim.
Я сказала, что приготовлю чай для всех.
- Sıçayım!
Хорошо.
Sıçayım. Şaka mı bu?
Черт, ты что, шутишь?
Ağzına sıçayım senin Frank!
На фиг тебя, Фрэнк!
Hadi mutfağa geçelim. Sana sakinleştirici çay yaptım.
Пойдёмте, я заварила успокаивающий чай.