Çıkmak mı traduction Russe
1,147 traduction parallèle
Perdenin arkasından çıkmak mı?
Боишься показать всем работу? Понимаю.
- Anlamadım. Ross ile çıkmak mı istiyorsun?
- Ты сама хочешь с ним встречаться?
- "Önüne çıkmak mı"?
- Встать на пути?
Hank gibi bir kalasla karlarda yola çıkmak mı, yoksa bir oda dolusu silahlı polisle burada oturmak mı?
- А как мне будет безопаснее? Eсли я поеду через горы с Хэнком, или останусь в окружении вооружённых офицеров?
Hutch'la çıkmak mı?
Встречаешься с Хатчем?
Dışarı canlı çıkmak mı?
Выбраться живыми?
Tamam, odana çıkmak mı istiyorsun?
Да, вы хотите подняться в вашу комнату?
- Çıkmak mı istiyorsun?
- Ты хочешь уйти из команды?
Balıktan ve kamptan söz edince nazik olmaya çalıştım. " Balığa çıkmak mı!
Я впала в ступор, когда он произнес "поход и рыбалка", и я пыталась быть милой и не сказать : " Рыбалка?
Büyük sefere çıkmak üzeresiniz bunca aydır uğruna çalıştığımız sefere...
Вы на пороге Великого Похода, к которому мы шли все эти месяцы. На вас обращены взгляды всего мира.
Sanırım, adam devriyeye çıkmak istememiş.
Говорят, что тот был пьян и отказался идти в караул.
Dostlarımı bulup bu kabustan çıkmak için 36 saatim var.
У меня есть 36 часов чтобы найти своих друзей, и я вырвусь из этого кошмара.
Buradan çıkmak istiyordum. Kötü bir şey yapmadım.
Я хочу уйти отсюда.
Kız arkadaşım beni ekti, ve bu akşam benimle yemeğe çıkmak ister misin diyecektim.
Моя подружка вернула мне долг, и я подумала : что если пригласить тебя пообедать?
Şimdi çıkmak zorundayım.
Ждать нельзя.
Bazen ara verip dolaşmaya çıkmak iyi olmaz mı?
Давай уничтожим их, Басон!
Açık olmayan mı? Hayır. Seninle bir kez çıkmak bile istemiyorum.
Я вообще не хочу с тобой встречаться.
Çıktın mı, çıkmak zorunda mı kaldın?
Тебе пришлось уйти или ты просто сбежала?
Çıkmak zorundaydım.
Мне пришлось уйти.
Eğer Ortaklar suç olduğunu öne sürerlerse, öne çıkmak zorunda kalacağım.
Если Старшие Партнеры ищут на кого возложить вину, я должен буду сделать шаг вперед.
Jack aradığında çok heyecanlandım. Kabul, son dakika ayarlamaları can sıkıcı olabiliyor. Tabii tanımadığın biriyle çıkmak timsah güreşi kadar tehlikelidir.
Я так обрадовалась, когда Джек позвонил, хотя, конечно, приглашение в последнюю минуту обижает, не говоря уже о том, что свидания вслепую могут быть не менее опасны, чем борьба с аллигаторами.
- Sanırım buradan çıkmak için bir yol buldum.
- Кажется, я придумала выход, сэр.
Buradan çıkmak için bir yola ihtiyacımız var.
Нам нужен выход отсюда.
Hayat öyle zor ki yalnızken Başa çıkmak kolay mı Güçlü olup başarmak
Аnd whаt dо уоu think уоu'd еvеr sау l wоn't listеn аnywау
Buradan çıkmak istiyorsak yapacağımız şu.
- Если мы хотим выбраться отсюда, то нужно действовать.
Yola çıkmak zorundayım
# # Заберите его, осмотрите его
Yaptığım tüm egzersizler bir delikanlının aşağı yukarı işemesi gibi inip çıkmak.
Я здорово поупражнялась, я носилась по этим ступенькам как угорелая.
- Kendinle çıkmak mı?
- Сама с собой?
Onunla çıkmak istiyorum.Tamam mı?
я хочу с ней гулять. понял?
Manevra tam bir kabustu. Savaş bölgelerine girip çıkmak için helikopterler kullanma planımız vardı.
Думаем использовать вертолеты для высадки... и выхода из боя.
Ona sırf merdiven çıkmak zorunda kalmasın diye zemin katta oldukça geniş bir hücre ayarladım.
Я нашёл ему большую камеру на первом этаже чтобы ему не подниматься по лестнице.
Dinle, ben çıkmayacağım. Ben herkesle birlikte çıkmak istemiyorum.
Я просто не хочу идти... со всеми
Acaba bu teorik yapıdan çıkmak için de bir teori var mı?
Есть ли теория о том, как выбраться из этого теоретического построения?
- Bir süreliğine dışarı çıkmak zorundayım evlât.
- Мне нужно уйти ненадолго, сын.
- Ama silahla dışarı çıkmak zor, sorun olan kısım burası.
- Выбраться с ним наружу, вот где сложности
Benimle çıkmak isteyip istemediğini öğrenmek için buraya geldiğimde... ... sen benim en yakın arkadaşımla mı nişanlıydın?
Значит, когда я пришел сюда, чтобы узнать не хочешь ли ты начать все заново ты была обручена с моим лучшим другом?
- Karışık mı? Çarkı çevirerek, Şans merdivenine.. .. çıkmak için gökkuşağı halkasından geçip Altın Maymuna ulaş.
Вращаешь Колесо Увечий, чтобы подняться по Лестнице Удачи проходишь мимо Глиняной Хижины через Радужное Кольцо, чтобы поймать Золотую Обезьяну.
Bana göre, içinde yaşadığım çok şişman bir kadınla çıkmak gibi.
Это как если бы я встречался с такой жирной бабищей. И жил бы внутри неё.
Bender, iş arkadaşınla ve birincil dereceden ulaşım aracınla çıkmak çok ahlaksızca, mantıksız ve yıldızlararası gemicilik kanunu 437-B ihlalidir.
Бендер, крутить романы с коллегой и основным транспортным средством... аморально, алогично и противоречит статье 437-Б устава межзвёздного судоходства.
Ne için? Senin birileriyle çıkmak için bu kadar çaresiz olmana mı mutlu olayım?
Чему радоваться, что ты в таком охуенном отчаянии, что готова пойти на свидание с кем попало?
- Pazarlıklar bir yere gitmiyor, bize yardım etmiyorsun, ve dürüstçe söylemeliyim, organizasyonunuz açığa çıkmak üzere.
- Переговоры ни к чему не приводят, вы не помогаете нам и, честно говоря, ваша организация на грани распада.
- Dışarı çıkmak istersin değil m?
- Хочешь на свободу, верно?
Hiçbir şey bilmeden yukarı çıkmak zorunda kaldım ve Amir Yardımcısı'na neden cinayetler hakkında telefonlar aldığını açıklamak zorunda kaldım. Bu hiç kimseye bir şey ifade etmiyor.
Я должен был идти наверх ничего не зная... и объяснять помощнику почему ему звонят насчет убийств... о которых никто ни хрена не знает.
Sahaya çıkmak istiyorum. Bay Merrill'in büyük hayranıyım.
Нет, нужно на поляну, я просто обожаю мистера Мерила.
Danimarka'ya gitmek istiyorum ama bu koruluktan çıkmak için yardıma ihtiyacım var.
я хочу добо € тьс € до ƒ € нии, и мне нужн € помощь, чтобьы вьыйти из этого лес €.
Tanrım, buraya çıkmak çok iyi hissettiriyor.
Боже, какое чувство, когда сюда поднимаешься.
Gunner, yatağa mı çıkmak istiyorsun?
Ганнер, на кровать хочешь?
Bu akşam çıkmak zorunda mısın?
Ты сегодня вечером куда-то уходишь?
Yapacağım ilk iş onu-bir-yerde'den çıkmak olacak. Kendi çadırımı alacağım. Ortalarda kaybolmayacak, en önde olacak.
Первым же делом отделюсь от остальных, заведу себе свой шатер, не буду прятаться в толпе, а пойду впереди.
- "Gezintiye çıkmak" mı?
- "Подёргать зверька"?
Buradan çıkmak için, Yardımına ihtiyacım var.
Мне нужно, чтобы ты помогла мне выбраться отсюда.