Önemli bir şey traduction Russe
4,034 traduction parallèle
Amaç uğruna çok önemli bir şey yapmak istedim ama elçiliğe girerken ya da çıkarken yakalanırsam, bu...
Я хочу принести пользу нашему делу, но если меня поймают при входе или выходе из посольства, это будет...
Gerçekte daha önemli bir şey varmış gibi konuştun.
Звучит, как будто есть.
Önemli bir şey bu.
Это просто что-то.
Çünkü onunla gerçekten önemli bir şey hakkında konuşmam gerekiyor!
Мне просто очень нужно с ней поговорить о чём-то важном!
Gazetenin geri kalanında önemli bir şey yok gibi görünüyor.
Похоже, в остальной газете нет ничего важного.
Duyduğum en beyazca yalandı ve çok önemli bir şey.
Это буквально самая невинная ложь, которую я только слышала, и это большая проблема.
Bu dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur.
На свете нет ничего важней, чем семья
Bu dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur.
На свете нет ничего важнее семьи.
- Önemli bir şey değil.
- Неважно.
Örümcek ağlarını temizlemek gibi bir olay. Önemli bir şey değil.
Это как смахнуть паутину, ничего особенного.
- Önemli bir şey değildi.
- Это ничего не значит.
Önemli bir şey.
Что-то важное.
Önemli bir şey değil dedim ama bu kayıtlı bir veri değil.
Я сказал, что тут ничего особенного, но... это не обычная запись данных.
Önemli bir şey değil.
Я так всегда делаю.
Emniyet Müdür Yardımcısı'nı buraya getiren şey, çok önemli bir şey olmalı. - Aradığınız adam bu mu?
- Дело должно быть крайне важное, раз сам Помощник Начальника Полиции приехал в такую даль навестить меня
- Biliyorum. Sana söylemek istediğim bir şey var, önemli bir şey.
- Я знаю.
Böldüğüm için özür dilerim, Rosalee. Ama biraz önemli bir şey.
Прости, что так ворвался, Розали, но это, вообще-то, важно.
Çok önemli bir şey oldu.
Oh, my God. Wait.
İçeri gelebilirseniz Brick size önemli bir şey anlatacak.
Ребят, вы не могли бы вернуться к нам, Брик хочет сказать вам нечто очень важное.
Kimse değildi, önemli bir şey değil.
Да так, никто. Ничего.
Önemli bir şey değil.
Ничего такого.
Çoktan çok çok önemli bir şey öğrendik. Gel benimle.
Мы уже узнали кое-что очень, очень важное.
- Önemli bir şey kaçırmadın.
Ничего серьезного.
- Şu andan daha önemli bir şey yok.
Это не имеет значения.
Önemli bir şey değil.
Всё, не думай об этом.
Önemli bir şey var, aşı gerektirmeyerek kuduzdan kurtulunan tek olay burada, Milwaukee'de yaşanmıştır.
Следует отметить, что единственный известный случай излечения от бешенства без помощи вакцины произошёл здесь же, в Милуоки.
Bunun anlamı, birlikte bir şeyler yapacağımız önemli bir şey.
Это означает, что ты и я должны сделать что-то вместе что-то важное.
Önemli bir şey değil.
Да так. мелочь.
Önemli bir şey değil.
Ничего интересного.
Ama son konuşmanızda Maria'ya söylemek istediğiniz önemli bir şey varmış.
О чем вы хотели рассказать Марии на вашей последней встрече?
Ve annemin de dediği gibi, benim için aileden daha önemli bir şey yoktur.
И как говорила моя мать...
Evet, sonradan sordum, o da önemli bir şey olmadığını söyledi, ben de üstünde durmadım.
Да, спросил чуть позже, но он сказал, что ничего особенного, так что я оставил все как есть.
Kurulda oy vermek kaçırdığın toplantılarda seni idare etmekten çok daha önemli bir şey.
Голосование совета - на несколько порядков значительнее прикрывания пропущенных встреч.
Önemli bir şey değil sadece.
Здесь ничего важного.
Seninle oldukça önemli bir şey hakkında konuşmalıyım.
Мне кажется, я должна обсудить с тобой кое-что важное.
Önemli bir şey değil.
Ничего.
Önemli bir şey değil.
Это неважно.
Çünkü geceleyin bir şey kırılmış olabilir önemli bir şey, güven gibi.
Потому что кое-что этой ночью пропало между нами, кое-что важное, такая штука, как доверие.
Hank'in yanına gittiğinde, oraya gidebiliyor olması onun için gerçekten önemli bir şey.
Для него очень важно иметь возможность пойти к Хэнку, когда он этого захочет.
Bu kadar cüretli davranmışsa önemli bir şey yakalamış olmalısın.
И если он готов был зайти так далеко, то ты понимаешь, было основание.
Sakin ol. Önemli bir şey değil.
Не переживай из-за пустяков.
Scott için hep önemli olan tek bir şey olmuştur.
У Скотта всегда был всего один.
- Önemli bir şey değil.
Ни какое.
Önemli bir şey değil.
Не переживайте.
Hiçbir şey aşktan daha önemli değildir iyi bir açılış haftası haricinde.
Нет ничего важнее любви, за исключением хорошей премьеры на выходные.
Bir dedektif için en önemli şey nedir?
Что самое важное в работе детектива?
Hiçbir şey beni "önemli olmayan bir şeyi" bulmak kadar mutlu edemez.
Ничто не делает меня счастливее, чем найти... "ничего интересного".
Kalbi onların kanını pompalıyor. Ve Kraliyet ailesinin kanından daha önemli ve güçlü hiç bir şey yoktur.
Его сердце бьется с их кровью, и нет ничего старее или сильнее, чем королевская кровь.
Burada söz konusu olan şey bir hayattan çok daha önemli Girolamo.
На карту поставлено куда больше, чем одна жизнь, Джироламо.
Benim için daha önemli olan başka bir şey yok.
Для меня нет ничего важнее.
Anlaman gereken tek şey, artık daha önemli bir işin var. Yani gitme vaktin geldi.
Ты должен понять, что это твое предназначение, и пришло время его исполнить.
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli bir şey değildi 36
önemli birşey değil 33
önemli bir konu 16
önemli biri 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli bir şey değildi 36
önemli birşey değil 33
önemli bir konu 16
önemli biri 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105