English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ Ü ] / Üstünde

Üstünde traduction Russe

9,278 traduction parallèle
Biliyorum.Her şeyi örtbas ettikçe kağıt üstünde örtüşmemeye başlıyor.
Знаю. Скрыть, вычеркнуть из бумаг.
Sen daima el üstünde tuttum.
Я всегда любил тебя.
Halımın üstünde bulduğum çer çöp.
Это просто мусор, что я нашёл под ковром.
- Summer, garajda tezgahımın üstündeki rafta üstünde tuş takımı olan, kırmızı bir kutu var.
Саммер, на полке над моим столом в гараже есть красная коробка с клавиатурой.
Mısır koçanının üstünde çilekler var!
Малина на початке!
Mısır koçanının üstünde çiçekler var!
Цветы на початке!
Çilekler ve çiçekler mısır koçanın üstünde, he?
Ха-ха! Ха. Малина и цветы на початке, а?
Mısır koçanının üstünde dağlar mı?
Это... горы на початке?
Tüm gezegen mısır koçanının üstünde!
Тут всё на початках! Вся планета - на початке!
Ufuk üstünde, garaj yolunda.
За горизонтом, на дороге.
Hayatının geri kalanını Zoom'un ne zaman geleceğini asla bilemeden diken üstünde geçireceksin.
Так ты проведёшь остаток жизни в бегах, оглядываясь. Будешь ждать, что Зум найдёт тебя.
Travis, bu anlaşmayı sırf üstünde adın olduğu için kabul etmeyeceğini söyleyip duruyorsun.
Трэвис, ты твердишь, что Харви не примет соглашение, пока на нём твоё имя.
- İş üstünde misin?
Ты на работе?
Neyse. Yolumuzun üstünde güzel bir yer bulursak durup yiyelim.
если найдётся местечко с хорошим видом.
Gözün üstünde olsun.
Пригляди за ним.
Evet garipliklerin üstünde garip bir durumdu.
Ага, жуть на жути и жутью погоняет.
Tabii, Ray'le birçok ortak noktası var. Ama bazen kâğıt üstünde iyi görünen şeyler gerçek hayatta işe yaramaz.
Конечно, у неё много общего с Рэем, но иногда на бумаге всё выглядит не так, как в настоящей жизни.
Şimdi, Marcel'e göre en çok el üstünde tuttukları aracın kod adı Cepheus.
Теперь, по данным Марселя, наиболее они предпочитают судно с кодовым имем Цефея.
Ama topallığının sebebini anlatmıştın bana sırf oğlunun yanına dönebilmek için günlerce kırık ayağının üstünde yürümüşsün.
Но ты же мне говорил, почему у тебя появилось это увечье... потому что ты продолжил свой путь, несмотря на то, что нога была сломана, и ты так хотел вернуться к сыну.
Kitapları bize getirmiş olsaydınız hemen üstünde çalışmaya başlayabilirdik.
Если доставите нам книги, мы сможем начать незамедлительно.
Bu sayede üstünde taşımasa bile sürekli yanında olur ve asla bulunmaz.
Таким образом оно одновременно и с ним и не с ним, поэтому ничего так и не нашли.
Bir tanesi bölge üçte ve derinliği 6 cm., muhtemelen atardamar üstünde.
Один 6-сантиметровый в третьей зоне, возможно там задета артерия.
Sol taraftaki akyuvar sayısı 18.000'in üstünde.
Увеличение количества белых кровяных телец до 18 тысяч слева.
- Tezgahın üstünde.
На прилавке. Да, хорошо.
İkisi de çiçekçinin üstünde yaşıyor. Gönderiyorum.
Дана и Николь живут над магазином.
Düellomuz sırasında bunu Kanca'nın üstünde kullanmamı istiyorsun.
И ты хочешь, чтобы я ими воспользовался во время дуэли.
Hadi onun üstünde çalışalım.
Давай придумаем.
Ve eğer sen bir grup devin terli bir şekilde hasırın üstünde yuvarlanırken güzel vakit geçiremiyorsan biz cidden ev arkadaşı bile olamayız.
И если тебя не прут огромные потные парни, роняющие друг друга, почему ты все еще моя соседка?
Sadakat, güçlüler tarafından el üstünde tutulan, zayıflar tarafından da zayıflıklarını meşrulaştırmak için yüceltilen, abartılmış bir erdem John.
Верность, это переоцененная добродетель, Джон. Ее превозносит стадо... Как оправдание слабых быть слабыми.
İş arkadaşım Bayan Montenegro, yüz yapılandırması üstünde çalışıyor.
Моя коллега, мисс Монтенегро работает над реконструкцией лица.
Onun dışında sol omzunun üstünde küçük bir çatlak buldum.
Ещё я обнаружил небольшой перелом левой лопатки.
Bu fotoğrafta haç takıyorsun, ama şu an üstünde değil.
На этом фото на тебе был крест, а сейчас его нет.
Promili.08'di, yasal sınırın biraz üstünde.
Уровень 0,8... выше положенного.
Tek isteğim seni dizlerinin üstünde "İstifa ediyorum" derken görmek.
Я просто хочу увидеть, как ты встаёшь на колени и говоришь : "Я сдаюсь".
Yolumun üstünde.
Это по дороге.
49 yıldır el üstünde tuttuğum bu adam için ne söyleyebilirim?
Что я могу сказать о человеке, которого любила 49 лет?
Bu tuhaf çünkü bu kutu benim masamdaydı ve ayrıca bunu da masamın üstünde buldum.
Странно, ведь коробка была в ящике стола, а на столе я нашёл вот это.
- Dinleme cihazi var mi üstünde?
- На тебе прослушка? - Конечно, на мне прослушка.
Ne üstünde çalisiyor o?
Над чем он работает?
Gözüm üstünde.
Я слежу за ним.
Chicago'da ki her sendika, Tampico için senin ve senin çocukların üstünde ki kremayı alıyorlar.
Каждый синдикат от Чикаго до Тампико, должно быть, отстегивает деньги тебе и твоим парням.
Evet ama bu biraz karışık, ve... ve bir kaç şey üstünde çalışıyorum.
Да, но всё сложно, и мне нужно кое с чем разобраться.
Bir dövme gibi, ama kafamın üstünde.
Это как тату, только на моей голове
Kafasındaki mermi izine göre dizlerinin üstünde, kontrol altındaymış.
Судя по положению пулевого отверстия в голове, этого он поставил на колени и полностью его контролировал.
Seninki kesinlikle ortalamanın üstünde.
Но твоё – отличного качества.
Ben Weston Steward'ı öldürdüğümden ve Chavez yatağımın üstünde Nick'in Grimm kitabını bulduğundan beri.
С тех пор, как я убила Вестона Стюарда, а Чавез нашла книгу Гриммов на моей кровати.
En iyi meyveyi soracaktım sana ama sonra fark ettim ki asıl merak ettiğim şey kolunun üstünde neden yara bandı olduğu ama sonra fark ettim ki asıl sormak istediğim soru şuymuş gider misin acaba?
Я собирался спросить вас, какой самый лучший фрукт, но потом понял, что хочу спросить вас, почему у вас пластырь на руке, но затем я осознал, что я очень хотел бы спросить вас, вы можете просто уйти?
Beyaz masa örtüsünü arıyorum, şu üstünde güller olan.
- Ладно, слушай, я ищу белую скатерть с розами.
Herşey mısır koçanının üstünde!
Забирайтесь в грёбанный корабль!
Ve hiç birşey mısır koçanının üstünde değil.
И ничего на початках.
- İsmimin ve soyismimin baş harfleri var üstünde.
– Это круто.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]