Şarap mı traduction Russe
1,137 traduction parallèle
Once bir kadeh şarap mı istersin yoksa bir an önce -
- Хочешь, сначала выпьем и потом пойдем....
7 yaşındaki bir çocuk yanlışlıkla biraz şarap mı içti yani?
О, она наверно случайно... семилетний ребенок выпил вина?
Beyaz şarap mı kırmızı mı?
Белого вина или... красного?
Nedeni şarap mı?
Может, это из-за вина?
- Soda-şarap mı, harika olur.
- Что? А, спритцер. Ух ты.
- Şarap kovası mı?
- Ты ее не поддержала, не так ли?
Bekleyebilir. Bize bir şişe daha şarap lazım.
Знаете, что бы нам пригодилось?
Şarap açman, misket limonu kesmen ve şu paltoyu asman lazım.
Нам нужно, чтобы ты открыла вино, порезала несколько лаймов повесила это пальто.
Kutsal şarap çalmak mı?
Стянули причастное вино!
Doktoruma "Ben Avrupalıyım... kırmızı şarap içmek bana serbest" diyorum. Ben Avrupalıyım.
Француженки ведь пьют, да?
Bir şişe şarap açayım mı?
Откроем бутылочку вина?
- Sen de şarap koyacak mısın? - Şarap koyacağım.
Вы разольёте вино?
Şarap mı var?
Хотите вина?
- Kadın polis, bir şişe şarap, vurgulamaya çalıştığım şey aynı.
Дак у тебя всеравно знакомых нет.
Seni kendim de uğurlardım, ancak evimdeki şarap tadımına geç kaldım. Ve sadece durumu açıklığa kavuşturmak için söylüyorum davetli değilsin.
Я бы сам тебя проводил, но я уже опаздываю на дегустацию вина у меня дома, и... для полной ясности в этом вопросе ты не приглашен.
- Kadın polis, bir şişe şarap, vurgulamaya çalıştığım şey aynı.
- Полицейскую, бутылку вина, главное что я постарался.
- Umarım şarap istediğiniz gibidir.
Полагаю, это вино в вашем вкусе.
Şarap alır mısınız?
- Не хочешь выпить вина?
Ulu Tanrım. Bu şarap 1945 rekoltesi baba.
О, Боже, папа, это же "Шато Петрюс" 1945-го года.
Bu gece şarap kulübünde toplantımız var.
Завтра у нас собрание винного клуба.
Şarap tadım testi.
Дегустирование вслепую.
Bakalım dördüncü şarap beraberliği bozacak mı?
Посмотрим, сможет ли номер четыре нарушить равновесие.
Bu şarap aslında bir karışım. beyler. Yüzde 45 Cabernet..
- Господа, на самом деле это смесь, состоящая из 45 процентов каберне...
Birden bire farkına vardım ki, yakında birşeyler değişmezse... bir şarap şişesiyle paylaşılan... bir hayat yaşayacak... ve sonunda şişman ve yalnız olarak ölecektim... kurt köpeklerinin kemirdiği cesedim de üç hafta sonra bulunacaktı,
Я внезапно осознала, что в то время, как все меняется,.. мне приходится довольствоваться отношениями лишь только с бутылкой вина. И когда я, наконец, умру, одинокой и толстой,.. ... меня найдут через три недели обглоданной собаками.
Bayım, şarap lütfen.
Месье, вина, пожалуйста.
Bu akşam bana gelmek ister misin diye soracaktım, şarap içeriz, belki film de izleriz.
В чём дело? Хотела узнать, может, зайдёшь ко мне вечерком? Откроем бутылочку вина, посмотрим видик?
Tatlım, eğer ölmeni isteseydik, o şarap mahzeninden asla sağ çıkamazdın.
Сладенький, если бы мы хотели, чтобы ты умер, ты бы никогда не вышел из того винного подвала.
Sanırım yiyecek ve şarap eleştirmenleri övgü yağdırmayı bırakana kadar bekleyeceğim.
Господи, но думаю, что я подожду пока ценители кухни и вин поднимут вой.
Yaklaşımını planlıyor. Jennifer'da şarap, Celia'da çikolata.
Вино для Дженифер, конфеты для Селии.
Gelirken bir şişe beyaz şarap alırım.
По пути куплю хорошее шардонне
Ben bir bardak beyaz şarap alayım.
Лучше ещё один бокал шардоне.
Biraz kırmızı şarap akıtalım, çocuklar.
Окропим землю кровью, ребята.
- Julianne, biraz şarap getir. Mösyö Zatarra, Edmond'un arkadaşı mısınız?
Итак, мсье Затара, вы были другом Эдмона?
. Biraz şarap alalım ve senin odana gidelim.
Может, захватим бутылочку вина и пойдем к тебе, хорошо?
Bu kadar çok şarap içmek zorunda mısın?
Тебе обязательно пить столько вина?
Sen Fransız mutfağını öğrenecektin, ben de yazacaktım. Seine nehrinin kenarında piknik yapıp, Bordeaux'ya şarap içmeye gidecektik.
И ты могла бы изучать французскую кухню, а я мог бы писать и мы могли бы устроить пикник на берегу Сены, и поехать на дегустацию вина в Бордо.
Genellikle bir hayranım tarafından yollanan bir şişe şarap ile başlarım...
Я начинаю с того, что мне за стол приносят бутылку вина "от фаната".
- Sonra ben de şarap ithalat safhasını bırakıp, daha çok peynire odaklandım.
Я постепенно отказываюсь от импорта вина и больше нацелен на сыр.
Bebek bakıcımız bir şarap daha içti.
Наша няня только что открыла еще одну бутылку Шардоне.
- Öyle mi? Ne demen lazım? "Şarap alabilir miyim lütfen?"
А что надо сказать?
- Biraz daha şarap alalım mı?
— Может ещё вина закажем?
İşin aslı, sanırım şarap dengemi bozuyor.
Cкaзaть пo пpaвдe, дyмaю этo винo oтвлeкaeт мeня.
Şarap dükkanıma pirzola lazım
ћоему винному м € г € зину нужно м € со. ћ € со.
Şarap dükkanıma pirzola lazım.
Ќет? ћоему винному м € г € зину нужно м € со.
Biraz daha şarap hayatım.
Еще вина, дорогой.
Biraz daha şarap alır mısın?
Еще вина?
Yataklarımız da var. Saat beş gibi de şarap ve peynir veririz.
- И это затвтрак и унас есть кровати, и если мы добавим бесплатное вино и сыр в пять дня...
Şarap bardağımız gitti.
Опа, наши бокалы улетели.
Bakar mısınız garson. Bu şarap iyi değil.
Будьте добры, официант, ой, с вином что-то не так.
"Vulva Patlaması" yapacağım ve anlaşılan iki düzine istiridye lazım ve yarım litre şarap.
Ага, потому что я собираюсь готовить Байвалвабертс, ( bi vulva burst - двойной взрыв вульвы ) и для этого понадобятся две дюжины устриц и пинта Шерри.
"Vulva Patlaması" yapacağım ve anlaşılan iki düzine istiridye lazım ve yarım litre şarap.
Лора Проек, которая сейчас встречается с вашим сыном Рори. А, та Лора? Она сейчас здесь?