1850s tradutor Turco
18 parallel translation
He said you've been in there claiming to be a geological engineer and wanting information about mining operations during the 1850s.
Birkaç sefer oraya gittiğinizi... jeoloji mühendisi olduğunuzu iddia ettiğinizi... ve 1850'lerdeki maden arama faaliyetleriyle ilgili bilgileri istediğinizi söyledi.
So there are these great great stories, great historic events, and I'm not talking about 1850s stuff, they don't know who Malcolm X is, they don't know who JFK is,
Büyük, büyük hikayeler. Büyük tarihi olaylar ve ben 1850'lerden falan bahsetmiyorum. Malcolm X'in kim olduğunu bilmiyorlar, JFK'nin kim olduğunu bilmiyorlar.
1850s?
1850 mi?
In the 1850s, my great-great-grandmother led a group of people here and vowed never to enter into that other world again.
1850 lerde, büyük-büyük büyükannem bir grup insanı buraya getirdi diğer dünyaya asla dönmemek üzere yemin ettiler.
By the 1850s, it was changing the world.
1850'lerle birlikte, buhar dünyayi degistiriyordu.
That coin has been baked, well, steamed actually, into every Mallard Christmas pudding since the 1850s.
Bu bozuk para, 1850'lerden beri yapılan her Mallard Noel pudinginin içine konmuştur.
Darwin wasn't just an abstract theorist, he like to get his hands dirty, testing his ideas, and in the 1850s, he became fascinated by pigeons, by how man had remoulded the wild rock dove into a rich variety of forms.
Darwin sadece soyut bir teorisyen değildi, ellerini kirletmeyi seviyordu fikirlerini denemeyi, ve 1850'lerde güvercinler tarafından büyülenmişti, insanın vahşi kaya güvercinini zengin bir biçim çeşitliliğine dönüştürmesinden etkilenmişti.
AND IT WASN'T UNTIL THE 1850s THAT A FRENCHMAN WORKED OUT THAT AN ALTERNATIVE WAY OF TACKLING THIS PROBLEM WOULD BE TO MAKE A MIRROR OF GLASS
1850'lerde bir Fransız, bu problemi aşmanın yolunun camdan bir ayna yapmak ve ardından onu ince bir metal katmanıyla, aslında gümüşle, kaplamak gerektiğini buldu.
In the 1850s, the first synthetic dyes burst onto the scene, creating a whole new range of colours.
1850'lerde ilk sentetik boyalar sahneye çıkarak yepyeni bir renk skalası yaratmıştı.
Definitely 1850s.
Kesinlikle 1850'lerden kalma bir yer.
- I'm sorry, but I know you're only one sentence away from telling me that you want to turn the store into an 1850s laundromat that runs on whale oil or something.
Üzgünüm ama, sadece bir cümle sonra marketi 1850 model, balina yağı ile falan çalışan bir çamaşırhaneye çevirelim diyeceğini biliyorum.
Uncle Jezza was Riot Club President back in the what, 1850s?
Jezza amca bir zamanlar kulüp başkanıydı, ne zamandı, 1850ler?
Remains of an abandoned Russian trading post from the 1850s.
- 1950'lerde Rusların kullandığı ticaret merkezinin kalıntısı.
We only date from the 1850s, but Lady Sinderby's family arrived in the reign of King Richard Ill.
Bizim buradaki tarihimiz yalnızca 1850'lere dayanıyor,... fakat Lady Sinderby'nin ailesi Kral III.Richard döneminde gelmiş. Öyle mi?
Gregor Mendel was crossbreeding pea plants in the 1850s, at an abbey not unlike this one.
Gregor Mendel 1850 yılında melez bezelye ağaçları üretiyordu. Aynı bunun gibi bir manastırda.
It's been in syndication since like the 1850s, and let me tell you, when that thing comes on, it draws the blue-hairs like moths to a bug zapper.
Herhalde 1850'lerden beri bozulmayan tek kural. Şöyle söyleyeyim, o dizi televizyonda göründüğü an aynı sinekleri kendine çeken lambaya dönüyor.
Yeah, according to accounts I dug up from the spiritualist movement of the 1850s, we need to take advantage of a planetary syzygy.
Evet, hesaplamalarım sonucu 1850'lerin ruhani hareketinden aldım gezegenlerin konumunu avantaja dönüştürmemiz lazım.
We now have more African Americans under criminal supervision than all the slaves back in the 1850s.
Artık cezai gözetim altındaki Afrikalı Amerikalıların sayısı 1850'lerdeki kölelerin sayısını aştı.