English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ 1 ] / 1930s

1930s tradutor Turco

237 parallel translation
I think he's full of prunes. Well, that's the way we used to talk in the 1930s, Noah.
- 1930'larda biz de böyle konuşurduk.
Cab Calloway - famous jazz singer, the legend of the 1930s.
Cab Calloway. 1930'lu yılların tanınan bir şarkıcısı.
And here is the trendiest song of the 1930s.
Karagözler 1930'lu yılların en tanınmışlarından
Here... in the late 1930s, a growing pacifist movement whose influence delayed the United States'entry into the Second World War.
İşte. 1930'ların sonları. Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı'na girmesini geciktiren, gittikçe büyüyen pasifist hareket.
A real 1930s murder weapon, the Mashie Niblick. I've got one in my golf bag.
Sevgili kadim dostum Mashie Niblick.
And now it's time for part eight of our series about the life and work of Ursula Hitler, the Surrey housewife who revolutionised British beekeeping in the 1930s.
Sırada 1930'larda İngiliz arıcılığında devrim yapan Ursula Hitler hakkındaki dizimizin sekizinci bölümü var.
" In the decade of the 1930s even the great city of Metropolis...
" 1930'larda, büyük Metropolis şehri bile...
Because Holland was tolerant of unorthodox opinions it was a refuge for intellectuals fleeing the thought control and censorship of other parts of Europe much as the United States benefited enormously in the 1930s from the exodus of intellectuals from Nazi-dominated Europe.
Çünkü Hollanda Ortodoksluk dışındaki görüşlere hoşgörülü idi ve Nazi hegomanyasındaki Avrupa'lı entellektüellerin 1930'larda Amerika'ya sığınması gibi o dönemin düşünürlerinin ve sanatçılarının toplandığı bir bilim ve sanat merkezi oldu.
From Job's friends insisting... that the good are rewarded and the wicked punished... to the scientists of the 1930s... proving to their horror a theorem... that not everything can be proved, we've sought to impose order on the universe.
Job'un arkadaşları, iyilerin ödüllendirilmesi... kötülerin ise cezalandırılması hakkında ısrarcıydı. 1930'ların bilim adamları, ortaya dehşet bir teorem attılar Her şeyin ispatlanamayacağı ispatlanabilir. Kainata düzenimizi kabul ettirmeye çabaladık.
They both died in the 1930s.
Her ikisi de 1930larda öldü.
Perhaps more so in the early 1930s and just before the war.
1930'ların başlarında ve savaştan hemen önce daha fazla.
Again, in the early 1930s.
Yine 1930'ların başlarında.
Are you saying these prints are from the 1960s and the 1930s?
Bu izlerin 1960 ve 1930'lardan kalma olduğunu mu söylüyorsun?
Are you saying these prints are from the 1960s and 1930s?
Bu izlerin 1960 ve 1930'lardan kalma olduğunu mu söylüyorsun?
I suspect the year of death to be in the mid-1930s.
Ölüm tarihi, 1930'ların ortası olabilir.
Billy Wilder's work, first as a writer in the 1930s, then as a writer-director from the'40s on, is a perfect example.
Billy Wilder buna yazar olarak 1930'larda sonra da yazar ve yönetmen olarak 1940'larda mükemmel bir örnek teşkil eder.
From what we can tell, all eight of the people in that stasis chamber were taken from Earth in the 1930s and brought here.
Şu şöyleyebilirim ki, bu odalarda bulunan sekiz kişi 1930'larda Dünya'dan kaçırılıp [br] buraya getirilmişler.
We think you were abducted from Earth... in the 1930s, and brought millions of miles through space to a planet on the other side of the galaxy.
Sizin Dünya'dan 1930'larda [br ] kaçırıldığınızı düşünüyoruz. Uzayda, milyonlarca mil ötede [ br] galaksinin diğer tarafındaki bir gezegene getirildiniz.
It's not the 1930s anymore.
Artık 1930'larda değiliz.
It didn't take Picasso long to tire of all the snobbish parties, and by the 1930s, his paintings of her, always the surest indication of his feelings, no longer showed a radiant dancer, but a prematurely aged and shrewish wife
Bir süre sonra Picasso partilerden bıkmıştı. Ve 30'lu yıllardan sonra çizdiği resimlerde Olga artık parlayan bir dansçı değil, erken yaşlanmış, huysuz olmuş ve nefret ettiği karısıydı.
It was Halloween night, the 1930s or something, up on the fifth floor.
1 930'larda Cadılar Bayramı falanmış, beşinci katta.
A 1930s recording, part of the folk song collection of the Library of Congress and a fitting song, if I may say so, about Shoe.
1930'larda kayıt edilmiş, Meclis Kütüphanesi'nin halk şarkıları koleksiyonu kısmında bulunan şu an yaşananlara uygun bir şarkı, Ayakkabı hakkında.
What the public saw of Hitler in Nuremberg in the 1930s was a confident and strong leader whose oratory promised a new, dynamic and powerful Germany.
Halk 1930'da kendine güvenen güçlü bir lider görmüştü. Demeçlerinde yeni, dinamik, güçlü bir Almanya vaat ediyordu.
Nazis organised pageants to entertain, like the Nacht der Amazonen, the Night of the Amazons, held in Munich in the 1930s, celebrations in which only those the Nazis considered racially pure could participate.
Naziler, 1930'da düzenledikleri Amazon gecesi gibi eğlenceler düzenliyordu. Bu eğlencelere sadece saf ırktan olan insanların katılmasına izin veriyordu.
Thousands of Jews emigrated from Germany during the 1930s, realising that there could never be a safe place for them in German society for as long as the Nazis ruled.
1930'lu yıllarda binlerce Yahudi, Almanya'dan göç etti. Nazi yönetimi altındaki Almanya'nın güvenli olmayacağını çoktan anlamışlardı.
In the 1930s, Moscow called for a Popular Front of the Left against Hitler and Fascism.
1930'larda Moskova, Hitler ve Faşizm'e karşı Solcu Halk Cephesi olarak adlandırıldı.
When Jackie made his American debut in'Battlecreek Brawl', he broke new ground by transposing the kind of action seen in the period kung fu films to a movie set in 1930s Chicago.
Jackie Amerika'da bunları ilk yapandı. bu aksiyon türünü bu yere ilk getiren kişiydi 1930'lu yıllarda Chicago'da kung-fu filmleri görülmeye başlamıştı.
A character from 1930s Hollywood.
1930 lu yıllardan bir Hollywood karakteri.
Now, Chaotica might be a 1930s villain, but he's very clever.
Şimdi, Chaotica 1930'lu yılların kötü adamı olabilir ama çok zekidir.
I've always been a sort of a fan of Nikola Tesla, an admirer, and definitely he had the concept of a charged particle-beam weapon back in the 1930s.
Her zaman için, Nikola Tesla'nın bir tür hayranı olmuşumdur, ve kendisinin, 1930'lı yıllarda bir'Yüklü parçacık ışın silahı'kavramını geliştirmiş olduğu kesin.
But there are reported sightings of him as late as the 1930s.
Görüldüğüne dair söylentiler 1930'ların sonuna kadar devam etti, öyle değil mi?
This idea had flourished in America in the depression of the 1930s.
Bu fikir, Amerika'da 1930'lar krizi sırasında yükseldi.
Both Bob and Mabbie Burlingham whom Anna Freud had analyzed in the 1930s had suffered personal breakdowns and their marriages were collapsing.
Anna Freud'un 1930'larda analiz ettiği Bob ve Mabbie Burlingham, kişisel yıkımlar yaşıyorlardı. Evlilik hayatları çökmek üzereydi.
He started a company out in Hollywood in the 1930s.
1930'larda Hollywood'da bir şirket kurdu.
Uh... 1776! I thought this neighborhood wasn't around till the 1930s. Really?
1776.
Nature revealed itself in other | ways in the 1920s and 1930s,
Birleştirme! Birleştirme!
There has never been a | prediction of quantum mechanics that has contradicted | an observation - never. By the 1930s,
Biri, "Güçlü çekirdek Kuvveti" denen ve proton ve nötronları süper bir yapıştırıcı gibi bir arada tutarak, atomun çekirdeğinin bir bütün halinde durmasını sağlayan kuvvetti.
In the late 1930s of the last century, Spain was wracked by civil war.
1930ların sonundason yüz yılda, İspanya bir iç savaşa sürüklendi.
General Butlers services were also in demand in the United States itself in the 1930s as president Franklin Delano Roosevelt sought to relieve the misery of the depression through public enterprise and to offer regulation on corporate exploitation and misdeeds.
General Butler'ın hizmetleri Amerika içinde 1930'larda da talep edildi Başkan Franklin Delano Roosevelt depresyonun sefaletini azaltmak için kamu yatırımları ve şirket sömürüsü ve yolsuzluklarına karşı tedbir yoluna gittiğinde.
Well, maybe not in the 1930s -
1930'larda öyleydi belki.
Their population has increased twenty times since the 1930s, and their range has expanded by 30 %.
Nüfusları 1930'lardan beri belki 20 kat artmıştır. Yaşam alanları da % 30 oranında genişlemiştir.
- Yes, where Dr. Gottreich... did his medical experiments in the 1930s... when he had his mental institution here.
- Evet, Dr. Gottreich... akıl sağlığı enstitüsüne sahipken... ve 1930'lar o deneyleri yaparken burayı kullanıyordu.
- Mr Why. Godel lived in Vienna in the 1920s and 1930s, between the fall of the Austro-Hungarian Empire and its annexation by the Nazis.
Godel 1920'lerde ve 30'larda, Avusturya-Macaristan imparatorluğunun yıkılışı ve nazi topraklarına katılması arasında
In the new German empire in the late 1930s there weren't colourful balloons flying over the universities, but swastikas.
1930'ların sonuna doğru yeni alman imparatorluğunu üniversitelerinin üzerinde renkli balonlar değil, gamalı haçlar vardı.
I've got a photo which shows her cottage in the 1930s, with nothing much around it.
1930'lardan kalma, Robinson'ın etrafında pek bir şey olmayan köy evini gösteren bir fotoğrafım var.
In the 1930s, movies became an even bigger business.
1930 larda, sinema daha da büyük bir iş haline geldi.
Next item, lot 48, the 1930s American oak mantle clock.
Sıradaki parça, 48. kısım, 1930'lardan Amerikan meşe şömine saati.
This has been happening on and off since the late 1930s.
Bunlar 1930'lardan bu yana uygulanıyor.
- The glass is from 1930s fluorescents.
Camlar 1930 tan kalma floresan lambalar.
The Middle East is more like Chicago in the 1930s than it is like anywhere else.
penkala Yürü!
This was the way Germany was ruled in the 1930s.
1930'lu yıllarda Almanya işte böyle yönetiliyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]