English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ 1 ] / 1990's

1990's tradutor Turco

203 parallel translation
Before the mid-1 990s, it was considered somewhat embarrassing to even address the question,
1990 ların ortasından önce, Bu sorular can sıkıcı olarak görülürdü,
It's a "New York Times" - be careful - from 1990.
"New York Times". Dikkatli ol. 1990'dan kalma.
If my calculations are correct, and they always are, 20 percent of the human race will be infected by 1990.
Eğer hesaplamalarım doğruysa ki hep öyledir 1990'a kadar insan ırkının % 20'sine bulaştırılmış olacak.
In 1990 the space age will enter it's 2nd phase and our hopes in it to preserve the peace to make sure that in this great new sea as on earth, the United States is second to none.
Amin. 1990'da Uzay Çağı ikinci safhasına girdi. Umutlarımız, dünyada olduğu gibi bu büyük denizde de kesin barışı koruyacağımızdır.
Peace! Hi. This is Redd Foxx with your 1990 tax tips.
Barış! Selam.
It's 1990.
1990.
No one should be without a home in the 1990's.
1990'da hiç kimse evsiz olmamalı.
I'm just not sure you realize it's the 1990s.
1990'da farkettiğinden emin değilim.
So nobody's been in here since 1990?
1980'den beri hiç kimse gelmemiş miş buaraya yani?
He was referred to me in April or May 1990 by my patient, Benjamin Raspail.
Bana 1980 Mayısında yada Nisanında gönderilmişti. hastam, Benjamin RaspaiI tarafından.
It's the 1 990s, for God's sake.
1990'lardayız, Tanrı aşkına.
"... and since the 1990's, depending on how governments react to plans, things will get much better or much worse.
... 1990'lardan beri, hükümetin planlara vereceği tepkilere göre işler ya daha iyiye ya da daha kötüye gidecek.
... was built well before 1990, the year when double hulls became mandatory, which many feel could prevent disasters like this one.
... bu tür faciaları önlediğine inanılan çift gövde mecburiyetinin getirildiği 1990'dan önce yapılmış.
" Yet among the myriad microwaves... the infrared messages, the gigabytes of ones and zeros... we find words, byte-sized now... tinier even than science...
"Bununla beraber, sayısız mikro dalga sinyalleri... kızıl ötesi mesajlar, gigabaytlarca birler ve sıfırlar arasında... şimdi bayt büyüklüğünde kelimeler... " Baltimore - Nisan 1990 "
It's 1990.
1990 yılındayız.
You sent me to the wrong year. It was 1990.
Beni yanlış yıla gönderdiniz. 1990 " dı.
It was the wrong number in 1990.
1990 " da yanlış numaraydı.
Arrested in connection with the bludgeoning death of his ex-wife in 1990.
1990'da karısını sert bir cisimle vurarak öldürme suçundan dolayı tutuklanmış.
By 1990, ten victims had been found, scattered across the Eastern seaboard.
1990'da, doğu sahil şeridi boyunca yayılmış, on kurban bulundu.
I mean, it's like, the next thing you know it's gonna be, like, 1990 and 2000. - l mean, can you imagine?
Yani, sonra bin dokuz yüz doksan... ve sonra da iki bin gelecek.
lt`s very worrying that in 1 990 in L.A. black churches are burning.
1990'da, Los Angeles'ta siyahların kilisesinin yanması endişe verici.
I think it's a massive collective psychotic chemical flashback of all the drugs, all the drugs, smoked, swallowed, snorted, shot and absorbed rectally by all Americans from 1960 to 1990.
Bence bu büyük kollektif psikozlu kimyasal geriye dönüşler bütün bu ilaçlardan bütün ilaçlardan içilen, yutulan, burundan alınan, enjekte edilen ve rektal yolla 1960'tan 1990'a kadar bütün Amerikalılar tarafından alınan.
It's the'90s, parents are supposed to discuss sex with their children.
1990'lardayız. Aileler çocuklarıyla seksten konuşmalı.
You see, out there, it's the 1990s, but in this house it's 1954.
Dışarıda 1990'lar olabilir, ama bu evde 1954.
In 1990, an American spacecraft pierced Venus's clouds with radar.
1990'da, Amerika'ya ait bir uzay aracı Venüs'ün bulutlarını radarla taradı.
But as Voyager's mission ended, there was nothing to lose, and on Valentine's Day 1990,
Ancak Voyager görevinin sonlarına doğru yaklaşırken kaybedilecek bir şey kalmadı.
He had a routine blood test six weeks before he disappeared in 1990.
1990'da kaybolmadan altı hafta önce sıradan bir kan testi yapılmış.
- He's a high school dropout, convicted of possession, arson, and shoplifting since 1990.
- Liseyi bırakmış. 1990'dan bu yana silah taşımak, kundakçılık ve dükkan hırsızlığından sabıkalı.
I consulted on your son's disappearance back in 1990.
1990'da oğlunuz ortadan kaybolduğunda da gelmiştim.
What we do know about blue fins in the western part of the Atlantic - the part of the Atlantic off the U.S. and Canada - is that, er... from the mid 1970s until the late 1990s, the population has declined
Atlantik'in batı tarafında, yani Amerika ve Kanada açıklarında yer alan kısmındaki mavi yüzgeçliler hakkında bildiğimiz 1970'lerin ortalarından 1990'ların sonuna kadar popülasyonun yaklaşık yüzde 85 azaldığı.
Between 1990 and 1998, there was more privatisation in South Africa, 1.4 billion dollars...
1990 ile 1998 yılları arasında özelleştirme artış gösterdi.
All this made up one of the strangest success stories of the 1990's epitomized by the community's gifted leader and invaluable icon.
Bu çabanın başlangıcı 1990'lardaki bir başarı öyküsüne dayanır Bu, topluluğun önde gelenlerinden yetenekli bir liderin planladığı ve halen hızla yayılan bir hareket halini aldı
Deep sea submersibles made an even more extraordinary discovery in 1990.
Açık denizdeki sualtı araçları 1990'da çok daha sıra dışı bir keşif yaptılar.
Impossible. We're watching the exact same troupe you saw in 1 990?
Mümkün değil. 1990'da gördüğün grubun aynısını mı izliyoruz?
Well, maybe it's because you used the same excuse in your statement about another boy in 1985, and again in 1990.
Belki 85'te başka bir çocuk için de aynı mazereti kullandığındandır. 1990'da da.
Prichard's Social Security Number wasn't issued until 1990.
Prichard'ın Sosyal Güvenlik Numarası 1990'a kadar verilmemiş.
There's no record of Greg Prichard... your Greg Prichard, anywhere before 1990.
1990'dan önce Greg Prichard'ın senin Greg Prichard'ının hiçbir kaydı yok.
Four federal trials were completed between May and July, 1990.
1990'da Mayıs ile Haziran arasında dört federal dava sonuçlanmış.
Diagnosed paranoid schizophrenic... voluntarily institutionalized in 1990.
Paranoyak şizofren tehşisi konmuş... 1990'da kendi isteğiyle hastaneye yatırılmış.
At the beginning of June 1990, the borders of our GDR were worthless.
1990 başlarında, sınırlarımız anlamını yitirdi.
As mum hardly couldn't wait, we simply moved the GDR's anniversary... from October 7 to October 2, 1990 : The eve of the reunification.
Annem daha fazla bekleyemeyeceği için kutlamaları 7 Ekimden 2 Ekime kaydırdık
They escaped and reached the U.S. in 1990, and they're spreading fast.
Bu böcekler oradan kaçıp, 1990'da ABD'ye ulaşmışlardır. Çok hızlı yayılırlar.
We'll give you use of the private jet, and the mansion in Lake Tahoe for a week... - stocked with Taittinger 1990.
Size özel jetimizi ve Tahoe Gölü'ndeki villayı bir haftalığına tahsis edeceğiz Taittinger 1990 depolanmış şekilde.
This birth certificate used to get a minor's British passport in 1990.
Bu, çocuğa 1990'da İngiliz pasaportu almak için kullanılan doğum belgesi.
Tony Glick filed for bankruptcy in 1990 and left a lot of people in Nashua on the hook.
Tony Glick 1990'da iflasını ilan etmisş ve Nashua'da pek çok insanı güç durumda bırakmış.
First of May, 1990.
Mayıs 1, 1990.
In the 1990's, those in the group conspiring to overthrow, and destroying each other, gradually became criminal gangs.
1990'larda, birbirini devirmek için suikastlar yapıyor ve birbirlerini yok ediyorlardı. Sonunda da azılı gangsterler oluyorlardı.
He was alive February 21, 1990.
21 Şubat 1990'da hayattaymış.
But it's not 1990 anymore.
Ama yıl artık 1990 değil.
- It's been the law since 1990.
- 1990'dan beri yasalarda.
That makes him 21 in 1990.
Demek ki 90'da 21 yaşındaymış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]