English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ 4 ] / 40s

40s tradutor Turco

801 parallel translation
I picked up my cards, took others... moved over and saw a man in his 40s... a one-armed officer in the Legion of Honor.
Kartlarımı aldım, diğerlerine baktım ve kafamı yana kaydırdığımda 40 yaşlarında şeref nişanı sahibi tek kollu bir subay ile göz göze geldim.
I was well into my 40s.
40'lı yaşların oldukça içindeydim.
One of the most versatile artists to hit these roaring'40s in a long time.
Uzun zamandır bu fırtınalı sulara düşen en çok yönlü sanatçılardan biri.
Here are complete details of recent shipments... of Bell Airacobras and Curtis P-40s to England and Russia.
Íşte Bell'in Íngiltere ve Rusya'ya yolladïgï... ... Airacobra ile Curtiss P-40'larïn tam dökümü.
We'll take three six-guns and some 44-40s for my Winchester!
Winchester'ıma karşılık üç tane altı-patlar ve birkaç 44'lük alırım.
He married quite late, you know, in his 40s.
Oldukça geç evlendi. Kırklı yaşlarındaydı.
A man past his 40s shouldn't have to run anymore.
40'ını geçmiş bir adam artık koşturmamalı.
Doesn't this kind of thing happen to lots of men in their 40s?
Bu türden şeyler 40'ındaki bir çok erkeğe olmuyor mu?
Many of the new untrained recruits are in their 40s.
Yeni gelen eğitimsiz erlerin önemli bir bölümü kırklı yaşlarda.
That was back in that trouble in the'40s, remember?
40'larda da aynı sorunu yaşamıştık, hatırladın mı?
Approximately 6'4 ", early 40s.
Aşağı yukarı 6'4 ", kırk yaşlarında.
Built in the early 1 7 40s... and given to the city by the merchant Peter Faneuil.
1740'ların başında yapılmış ve tüccar Peter Faneuil tarafından şehre bağışlanmış.
Six-foot-three, brown hair late 30s, early 40s entered the rooms above the subject premises occupied by Edward Spencer, a nonpolitical.
1.90 boy, kahverengi saç 39-40 yaşlarında... Söz konusu yerin üst katında siyasi olmayan Edward Spencer'ın odasına girdi.
He survived the urban upheaval of the'30s and'40s.
30 ve 40'lı yıllardaki ayaklanmalardan kurtuldu.
Some rather unusual aspects, jim lad. For a start, why do the senior personnel all bear the names Of hollywood film stars of the'40s
Öncelikle, kıdemli personel neden 40'lı yılların kadın Hollywood starı isimleri taşıyor?
Cole Hillman, he's a rancher about 50 miles north of here, he rather put AM on the map that is, at least in football back in the'40s.
Cole Hillman, buradan 50 mil uzaklıkta bir çiftliği var. Harita üzerinde ( AMC ) olarak gözükür. Bir futbol sahası büyüklüğünde.
Official, could you have a record of a murder commited on a lake nearing here sometime in the 40s?
Buraya yakın bir göl üzerinde işlenen bir cinayet ile ilgili resmi bir kayıt var mı 1940'larda
40s? , thats a long time ago, Sir.
Bu, çok uzun bir zaman önce.
40s?
1940'lar mı?
- Well, that went out in the'40s.
- O dediğin 40'larda kaldı ya.
Male, Caucasian, mid 40s, appears to have been shot.
Erkek, Caucasian, 40-45 yaşlarında, vurulmuş görünüyor.
- The padded shoulders give it a'40s look.
- Omuz vatkaları 40'ları yansıtıyor. - Çok şık.
George, you're so 40s.
George, bu 40'lı yıllarda kaldı.
Built in the'40s on Lake Wazapamani.
40'larda Wazapamani gölü üzerine kuruldu.
Well, what I'm talkin'about... is a very pretty lady in her 30s... who's gonna come out of prison old, tired and in her 40s.
Benim de bahsettiğim şu... 30 yaşlarında güzel bir bayan... hapisten çıktığında 40'larında yaşlı ve yorgun bir bayan olacak.
Life isn't a'40s movie.
Hayat, bir'40 filmi değildir.
- Probably male, probably in his 40s.
- Muhtemelen erkek, muhtemelen kırklarında.
The killer's a Caucasian, blood type o about in his mid-40s.
Katil buğday tenli, kan grubu sıfır... 40'larının ortasında.
Lows tonight in the upper 40s.
Sıcaklık yaklaşık sekiz derece.
My father married a Japanese woman and settled here in the'40s.
Sonra babam bir Japon kadınla evlenerek 1945'te buraya yerleşti.
Did you break up in the'40s? What do you do now?
40'lı yıllarda mı ayrıldınız?
Our show found two dancers That in the'40s on stage became famous using Ginger and Fred as names imitating the famous american couple.
Şovumuz, Ginger ve Fred takma isimleriyle meşhur Amerikalıları taklit ederek 40'lı yıllarda sahnelerde dans eden ikiliyi buldu.
Garlick, will you cut it out? You're beginning to sound like a priest in a'40s movie.
Kes şunu. 40'lı yıllarda geçen bir rahip gibi konuşuyorsun.
I smell like the'40s.
Kırklı yıllar gibi kokuyorum.
He wears pants. He had to wear pants'cause those movies were made in the'40s.
Pantolon giymek zorunda çünkü filmler 40'lı yıllarda yapıldı.
It's his late 30s, or is it his early 40s... we'll never know... birthday party.
Peter, 30'lu yaşlarının sonunda- - ya da 40'lı yaşlarının başında, bunu asla bilemeyiz- - doğum günü partisi.
Those aren't boys, Macon, they're men in their 40s.
Onlar çocuk değil Macon, Kırklarında olan yetişkinler.
I mean, of course I would remarry, but that could take up to nine months... and what if Al didn't die till I was in my 40s?
Yani, tabii ki tekrar evlenirim. Ama bu, dokuz ay filan sürebilir. Peki al, ben 40 yaşıma girdikten sonra ölürse, ne yaparım?
Officials confirm that the suspect is a heavyset man in his late 40s... and is reported to be wearing a Santa Claus suit... stolen from the home of one of his victims.
Görevliler adamın 40'lı yaşlarda, ağır görünümlü olduğunu ve kurbanlarından birinin evinden çaldığı Santa Claus kıyafeti giydiğini belirttiler.
She's Single, In Her Early 40s.
Bekar 40larının başında.
It's Saturday at 10 : 00, and we're here with our 10-40s.
Cumartesi akşamı saat 10.00 ve biz beyannamelerleyiz.
It was built around 1886, probably remodeled slightly in the'40s.
1886 yılında inşa edilmiş, muhtemelen kırklı yıllarda biraz elden geçmiş.
Somebody remodeled it in the'40s... but we tried to restore it back to its original state the best that we could.
Kırklı yıllarda biraz değiştirilmiş ama biz orjinaline sadık kalarak yeniden restore ettik.
If you get above the 40s, maybe you'll run into me.
Eğer 40. caddenin oralara gelirsen bana da bir ara uğrarsın.
When I was in London in the early'40s I was dining one evening at the Savoy with a rather select group of people and sitting next to me was a very beautiful lady, much like yourself.
40'ların başlarında Londra'da iken bir akşam Savoy'da, oldukça seçkin bir grup insanla yemek yiyordum ve yanımda çok güzel bir hanım oturuyordu. Tıpkı senin gibi.
Your friends, they got fathers in their 40s and 50s.
Arkadaşlarının babaları 40-50 yaşında.
40s, you grow a little pot belly, you grow another chin.
40larda, biraz göbek büyütüp, bir gıdık daha yaparsınız.
I'm in my 40s so I'll have "shuffled off this mortal coil" by then.
Böylece saati 1,25 dolara okul kitaplarını istif ederek, kültürel bir iş yapıyor. Marina pek çok konuda Lee'yle kavga ediyor.
By the way, they discovered that in the'40s.
Evet, sera etkisi. Bu arada, onu 40'larda keşfettiler.
That reminds me of an apprehension I saw in France in the early'40s.
Bu bana Fransa'da 40'ların başında gördüğüm bir kavramı hatırlatıyor.
Both the 30s and the 40s.
30'lar ve 40'lar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]