4400 tradutor Turco
540 parallel translation
Beachwood 7-4400.
Beachwood 7.4400.
Roger, when you checked in, you paid me $ 600 cash... leaving a balance of $ 4400.
Roger giriş yaptığın zaman bana peşin altı yüz dolar ödedin. Bakiye olarak dört bin dört yüz dolar kaldı.
It's all made out for $ 4400.
Dört bin dört yüz dolar için hazırlanmıştır.
4400 rounds of machine gun ammo, and you wanna add 25mm shells?
4400 atışlık makineli tüfek cephanesine 25mm'lik fişek mi eklemek istiyorsunuz?
4400 Yen
4400 yen.
Previously on The 4400...
4400'de önceki bölümlerde...
Despite nationwide protests, Homeland Security refuses to divulge the names or the whereabouts of the 4400 living here in the United States.
Yurt çapındaki protestolara rağmen İç Güvenlik, isimleri veya Amerika'da yaşayan 4400 üyelerinin adreslerini yayınlamayı reddediyor.
I'm talking about Mr. Jordan Collier, who recently breached the government's wall of silence and chose to out himself as one of the notorious 4,400.
Anlattığım kişi, Bay Jordan Collier geçenlerde, Hükümet'in sessizlik duvarını çiğneyerek kötü şöhrete sahip, 4400'lerden biri olduğunu afişe eden kişi.
I have no agenda. But someone had to put a human face on the 4,400.
Yapacağım bir şey yok ama birisi, 4400'ün yüzü olmalıydı.
Because if it is Knox, then it means we've got a 4400 serial killer on our hands, and if that's not a worst-case scenario, it'll sure as hell do for one.
Çünkü, eğer Knox yapmışsa 4400 tane seri katilimiz var demektir. En kötü senaryo bu da değilse, cehennemden bir senaryo geleceği kesin.
I'm one of the 4400 just like you.
Eğer tanıyorsanız, benim de sizler gibi 4400'den biri olduğumu biliyorsunuz.
Do I detect a little romance brewing among the 4400?
4400 üyeleri arasında filizlenen bir romantizm mi seziyorum?
But every time they find out I'm one of the 4400... the job suddenly goes away.
Ama ne zaman 4400'den olduğumu öğrenseler, işler birdenbire yok oluyor.
For the 4400.
- 4400 için olan.
The rash of violence involving the 4400 continues, with sources telling us tonight that Homeland Security is investigating a possible connection between the Friday Harbor murders and an undisclosed returnee.
"4400'ün de içinde bulunduğu şiddet devam ediyor." "Kaynaklarımız, Friday Harbor cinayetleriyle kimliği açıklanmayan bir 4400 üyesi arasındaki olası ilişkinin, İç Güvenlik tarafından bu gece sorgulandığını söyledi."
I want you to dial back on the 4400.
- 4400 konusunda çekilmeni istiyorum.
First, just let me say right off the top, sir, that any information that you give us about the 4400 will never be traced back to you. Great.
- Güzel.
I want Barbara Yates's coverage of the 4400 to stop. What do you mean "stop"?
- Barbara Yates'in, 4400'le ilgili haberlerinin durmasını istiyorum. - "Durmak" derken?
A document containing the names and the current addresses of all the 4400 has appeared on the Internet, and is now posted on more than 20 sites.
"Tüm 4400 üyelerinin isimleri ve açık adreslerinin olduğu liste İnternet'e düşmüş durumda ve şimdiden 20 sitede yayınlanmakta."
Your nephew is one of the returnees.
Bu yüzden dönmek istiyorsun çünkü, yeğenin 4400'ün arasında.
The police are holding one of the 4400.
Polis, 4400'den birini tutuyor.
- They know he's one of the 4400?
- 4400'den biri olduğunu biliyorlar mı?
There will be hundreds of law suits involving the 4400.
4400'ü içeren yüzlerce dava olacağını bildiğini sanmıyorum.
So the dots are where the American members of the 4400 originally lived.
Kırmızı noktalar, 4400'den Amerikalı olanların nerede yaşadıklarını gösteriyor.
- According to the press, it's "the 4400".
- Basına göre değil, onlar "4400".
Here's where the 4400 are now, two weeks after their release.
Bırakılmalarından 2 hafta sonra 4400 kişinin bulunduğu yer burası.
The staff... Everyone's saying he's one of these people.
Çalışanlar herkes diyor ki, o 4400 kişiden biriymiş.
The 4400. - Is that true?
- Bu doğru mu?
My nephew is one of the 4400 just like you.
Yeğenim, 4400'den biri, aynı sizin gibi.
"The 4400 Menace?" I know this guy.
4400 Tehlike mi? Bu adamı biliyorum.
Previously on "The 4400".
4400'de önceki bölümlerde...
There's a lot of chatter in DC about putting the 4400 back in quarantine.
Sana söylüyorum, Tom. Washington'da, 4400'ü yeniden karantinaya tıkmak için dedikodular dönüyor.
- You another one of those 4400?
- Siz de 4400'den misiniz?
I cross-checked my profile with the members of the 4400 in and around the Seattle area and I came up with 37 names.
Tamam. Bu profili, Seattle çevresi ve içindeki 4400 üyeleriyle karşılaştırdım ve karşıma 37 sonuç geldi.
The wife of slain Bradley Park vigilante, Carl Morrissey, revealed that her husband was one of the controversial 4400.
"Grace Morrissey ; öldürülen Bradley Parkı Kahramanı Carl Morrissey'in karısı kocasının, tartışma konusu olan 4400'den biri olduğunu açıkladı."
Previously on'The 4400'.
4400'de önceki bölümlerde...
Despite nationwide protests, Homeland Security refuses to divulge the names or whereabouts of the 4400 living in the United States.
- Orada olacağım. Yurt çapındaki protestolara rağmen İç Güvenlik, isimleri veya Amerika'da yaşayan 4400 üyelerinin adreslerini yayınlamayı reddediyor.
Publishing the names and addresses of the 4400 is a crime, Barbara.
4400'ün isimlerinin ve adreslerinin yayınlanması... Bu bir suç, Barbara!
Each targeting the 4400s whose addresses were made public.
Evet. Bütün hedefler, adresleri halka açıklanan 4400 üyelerine ait.
I intend to provide a safe haven for any 4400 in this country who needs one.
Ülkede ihtiyacı olan bütün 4400'ler için güvenli bir cennet sunma niyetindeyim.
They seem to think you need to be more aggressive investigating the 4400.
Bölümünüzün 4400'ü sorgulamada biraz agresif olması gerektiğini düşünüyor gibiydiler.
"Authority to review all 4400 case files. " Access to all meetings and briefing sessions. "Permission to ride with field agents at your discretion."
Bütün 4400'lerin dava dosyalarını yeniden gözden geçirme yetkisi bütün toplantı ve brifing oturumlarına giriş izni uygun bulduğunuz saha ajanlarına izin verebilme...
The easiest way to stop the violence is to put the 4400 out of harm's way. Someplace safe for them and for us.
Bu şiddet eylemlerini engellemenin en kolay yolu 4400'ü, tehlikeden uzak bir yere koymaktır onlar ve bizim için güvenli bir yere.
Just as I assure you that there are those among the 4400 who...
- Aynen, 4400'ün sığınacak yer bulma şansları...
She doesn't give a damn about us or that our sister was murdered by one of those 4400 bastards.
- Bu kadın tam bir asalak, tamam mı? Kız kardeşimizin, 4400 piç kurusundan biri tarafından öldürülmesi umurunda bile değil.
- About the 4400?
- 4400 hakkında mı?
I shut up about the 4400 and this envelope goes in a vault somewhere?
4400 hakkında konuşmayacağım ve bu zarf gözden ırak bir yerlere mi gidecek?
Shutting me up is not going to make the 4400 disappear from the headlines.
Beni susturmak, 4400'ün manşetlerden silinmesini sağlamayacak.
All these 4400s in the same place is a target.
4400'lerin aynı yerde bulunması.
Are the 4400 that frightening to people?
4400'ler, bu kadar korkutucu insanlar mı?
You two are good field agents. But it was a mistake to let two people with such obvious conflicts of interest to remain on the 4400 investigation.
İkiniz de iyi ajanlarsınız, fakat iki kişinin bu kadar bariz yakınlıkları olduğu 4400'ün soruşturulmalarında yer almalarına izin verilmesi, bir hatadır.