English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / A book

A book tradutor Turco

15,575 parallel translation
Too long for a newspaper, too short for a book.
Bir gazete için çok uzun, bir kitap için çok kısa.
You got chucked over by some guy so you think, "Forget him. " I'm gonna go discover the wonders of the East, "and I'm gonna fuck a Scottish guy and write a book."
Adamın biri tekmeyi bastı, sen de siktir et en iyisi gidip Doğu'nun harikalarını keşfedeyim sonra bir de İskoç biriyle yatar, üstüne kitap yazarım mı dedin?
In America, I would get a book deal out of this shit!
Amerika'da olsak var ya dünyanı başına yıkardım.
He's writing a book on Dr. Spock.
Dr. Spock hakkında kitap yazıyor.
I just read a book about Oppenheimer, seemed like a chance to show off.
Oppenheimer hakkında kitap okumuştum. Gösteriş yapmak için fırsat gibi göründü.
- So you're thinking a book?
- Aklında kitap mı var?
Well, we were thinking a book, for starters.
Başlangıç olarak, bir kitap düşünüyorduk.
How is a guy, who's spent a third of his life checked out, to write a book?
Hayatının üçte birini boşa geçiren biri, nasıl kitap yazacak?
I'm currently reading a book on Gandhi.
Şu sıralar Gandi'yle ilgili bir kitap okuyorum.
It's a book of love.
Bu bir aşk kitabı.
It's a book.
Bu bir kitap.
You're writing a book with the guy you used to be in love with.
Eskiden aşık olduğun adamla kitap yazıyorsun.
Which is sort of like not finishing a book after you've started.
Bu, bir kitabı başladıktan sonra bitirmemek gibi bir şey.
It's a book, Mom. - Oh.
Bu bir kitap, anne.
Because when a book is in your hands, the world is at your fingertips.
Çünkü bir kitap elinize aldığında, dünya elinizin ucundadır.
There's a book.
Kitabı bile var.
We're finishing a book together.
Beraber bir kitabı bitirmek üzereyiz.
And the Unabomber wrote a book?
Unabomber'da mı kitap yazmış?
You reading'now? It's a... it's a book on politics and the social conditions that created hip-hop. Yeah.
Şimdi de kitap mı okuyorsun?
I'd like to check out a book, if that's okay.
Eğr sorun değilse bir kitap almak istiyorum.
Aren't you the one who said it's good to read a book more than once?
Bir seferden fazla okunacak kadar güzel bir kitap dememiş miydin?
Mr. Church once said... a book is meant to be read from beginning to end... but is best understood from end to beginning.
Bay Church bir kitap başından sonuna kadar okunmalıdır derdi. Ama onu anlamanın en iyi yolunun sondan başa doğru okumak olduğunu söylerdi.
This was a book I created all with my imagination.
Bu kitabı tamamen hayalgücümü kullanarak yazdım.
It turns out that Parsons was writing a book exposing all the secrets of ventriloquism... mm.
Parsons kuklabazların tüm sırlarını ortaya çıkaracak bir kitap yazıyormuş.
He wants me to help you write it, in a book.
Kitabını yazman için sana yardım etmemi istiyor.
It's an anthropological book, not a book to find answers in.
Bu insanbilimsel bir kitap, cevap aramak için değil.
I went to a psychic, and... she said, "Nicole wants you... to write a book."
Medyuma gittim bana dedi ki : "Nicole bir kitap yazmamı istiyormuş."
Aryan's birthday is in 2 days. And I must wait to book a ticket?
Aryan'ın doğum gününe iki gün var ve ben bir bilet için bekleyeceğim, öyle mi?
Some friends even gave my parents a book called the strong - willed child.
Belki...
This Bible... this here book, this is a tool, people.
Bu İncil... Bu elimdeki kitap bir araç millet.
Can any of you geniuses tell me the Kelley Blue Book value of a 1989 Toyota pickup?
Bize ateş eden o aptal, hurda yığını 1989 model Toyota sence kaç para eder ki?
I got that from a pickup book.
Tavlama kitabından öğrendim bunu.
His new book, Conflict Zone, chronicles a decade spent working in the Middle East and Afghanistan.
On yılı aşkın Orta Doğu ve Afganistan'daki izlenimlerini anlattığı Savaş Alanı isimli kitabı üzerine konuşacağız.
Unless it comes out of a fucking book, I don't know anything about anything!
Siktiğim bir kitaptan çıkmadığı sürece, hiçbir şey hakkında hiçbir şey bilmiyorum
We think it would make a great book.
Bizce, harika bir kitap olabilir.
It's a, kind of, Chinese fortune telling book.
Kehanet Sistemi'ni anlatan bir Çince kitap.
At a comic book store, actually.
Bir çizgi roman dükkanında aslında.
Listen child... life is not a thirty page comic book...
Bak kızım... hayat 30 sayfalık bir çizgi roman değil.
This book belongs to Jean-Claude...
Bu kitap Jean-Claude'a aittir...
A great book.
Harika bir kitaptır.
I'm going to book a flight out there for next week.
Önümüzdeki hafta için oraya bir uçak bileti rezervasyonu yapacağım.
I see Owen on the bed, flipping through a Disney book, and I see, sort of over to my left...
Owen yatağında, bir Disney kitabına göz gezdiriyordu. Sol tarafımda da...
The Jungle Book for wanting friends, and Pinocchio for learning what it feels like to be a real boy.
Arkadaş özlemini Orman Çocuğu ile. Gerçek bir oğlan çocuğu olmayı öğrenişini ise Pinokyo ile.
I looked down and in his bag, he had this book called How to Be a Better Friend.
Çantasında Nasıl Daha İyi Arkadaş Olunur isimli bir kitap gördüm. NASIL DAHA İYİ ARKADAŞ OLUNUR
We view every book in our libraries as a chance.
Kütüphanelerimizdeki her kitabı bir şans olarak görüyoruz.
I dare say no book has ever described such a ferocious wedding night.
Zannedersem bugüne kadar hiçbir kitap böyle vahşi bir gerdek gecesini yazmamıştır.
Our aim is to strengthen its quality as a reference book, while striving to meet market expectations.
Amacımız, piyasanın beklentilerini karşılamaya çalışırken bir referans kitabı olarak kalitesini güçlendirmek.
I'll get a good book.
Bir kitap alır, okurum.
Yes, I was concerned about the book, but I'm not a murderer.
Evet kitap yüzünden endişeliydim ancak katil değilim.
- Are you reading a comic book?
- Çizgi roman mı okuyorsun?
How do we know that this book would prevent a fair trial?
Kitabın adil bir yargılamaya engel olacağını nasıl bilebiliriz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]